“Daha iyi” yaşayabilmenin gereği…

ABONE OL
21 Ekim 2019 17:17
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

 

Gün içerisinde karşılaştığımız olayların, uğraşların, çabaların tamamının “daha iyi” yaşayabilmek için olduğu söylenmiş olsa da;

Toplumsal yapımızın,

Toplumsal bilgilenmemizin,

Toplumsal bakışımızın,

Toplumsal öğretilerimizin

Bir başka deyişle “toplumsal kabımızın” bize buladığı dışında olabilmek için verilen emekle “farklılaşılır” ancak!

Toplumdaki “başkaldırışlar”,

Toplumdaki “muhalefet”,

Toplumdaki “aykırılıklar”,

Toplumdaki “radikal ses” böylece ortaya çıkar!

***

Toplumsal yapının, bilginin, bakışın, öğretinin, kabın esintilerine kapılarak kurtarılacak olan salt “o gün” olduğunca, toplumun “durağanlaşmasında” da en büyük etkendir!

Olanlara başkaldırısız, muhalefetsiz, aykırılıksız oluşun ana yapısı “kabullenmesi” de peşinden getirir!

Gelen ağamsa,

Giden paşamdı denerek süren yaşam yeniliksiz, gelişmekten de ıraktır!

Günümüzde “yenilikten” iz taşımayanların, teknolojinin son çıkan ürünlerini “ekonomik” gücüne bağlı olarak daha piyasaya çıktığı gün edinme olanağı taşıması “çoğuna göre” konuşulacak konu bile değil!

Nedeni “ekonomik” gücü olduğu için alıyor, denebilir!

Düşünsel olarak, bu “edinime” yapacağı katkı ile birlikte, gelişen bu teknolojiden yararlanması arasında nasıl bir bağ kurulabileceği sorgulanabilmeli…

Bir yandan dogmatik “düşüncelerin” dışına çıkmamak için geceli-gündüzlü uğraş vermek, bir yandan da “uzay çağının” ergilerinden sonuna dek yararlanmak…

***

Kanımca burada başlıyor çelişki…

“Böyle gelmiş, böyle gider dünya, sen ne dersen de” denerek ırlanan şarkılarla oluşturulan “Toplumsal kap”, içinde bulunan herkesi kendine benzetmek görevi taşıdığından; “radikal-başkaldıran” sesleri tarihte olduğu gibi, günümüzde de hoş bulmayacak, daha da ötesi “cezalandırma” gücü olduğunu kanıtlayacaktır!

Ne zaman öyle olmadı ki?

Bugün, onun dedikleri üzerinden dünyayı-uzayı tanıdığımız İtalyan bilim insanı Gelileo, dünyanın yuvarlak olduğunu teleskopla kanıtladığından dolayı engizisyon mahkemence yargılanıp idam edilmişti!

Şimdi, düşünürken “olmaz böyle şey” demeyen var mı?

***

“Daha iyi” yaşayabilmek için verilen uğraşa kimin diyeceği var ki?

“Daha iyi” değil de, “daha çoğunu” alabilmek için veriliyorsa uğraş, çaba…

“Daha çoğunu” alabilmek için yalanlar söyleniyorsa, taklalar atılıyor, çelmeler takılıyorsa, “biatler” ediliyorsa, inançlar yerine getiriliyorsa, canlar alınıyorsa,

Bu da yetmeyip…

Gençlerin işsizliğini, çalışanın-emeklinin açlık sınırı altında “alım gücüne” karşı direnmesini, ulusal gelirden her yurttaşın “eşit” yararlanması engellenmesini düzeltmek yerine;

Neden “ballandıkları” bilinmeyen isimlerin birden çok yerlerde “çalışıyor-çabalıyor” gösterilerek, dudak uçuklatan maaşlar ödemek…

“Toplumsal kabın” şeklini-biçimini alanlara güç katmak…

***

Geçtiğimiz yıllarda Japonya’da yaşanan tsunami herkesin belleğinde kanımca…

O günlerde, orada eğitimlerini sürdüren bir grup Türk öğrenciyle yapılan söyleşide soru yanıt şöyleydi:

“Şu an en çok zorlandığınız şey nedir?” “En çok su konusunda zorluk yaşanıyor!” “Marketlerde su yok mu?” “Marketlerde su var da, herkes bir tane alıyor!” “Neden, fazla verilmiyor mu?” “Hayır, öyle değil. Japonlar, kendilerinden sonra gelecekler de alabilsin diye bir tane alıyorlar!”

Söyleşiyi yapan, “biz olsak, kasayla alır, yarısını da giderken dökeriz” diyor…

Bu kısa söyleşiden herkesin bir şey çıkarması beklense de; bizde o an için geçerli kanımca…

Birkaç yıl önce, köprü inşaatında çalışan yine Japon mühendisin, hiç kimseye zarar vermemesine karşın, kendi gözetiminde yerinden çıkması nedeniyle yaşamına son vermişti!

“Bu kadar da olmaz” diyenlere tanık olmuştum o zaman!

“Böyle gelmiş böyle gidecek” diyenlere,

“İnsanoğlu çiğ süt emmiş” diyenlere,

“Bu dünyayı sen mi değiştireceksin” diyenlere bir ders olmalıydı bu oysa…

Maden ocaklarında yüzler, tren kazalarında onlar, toplumsal olaylarda sayısını unuttuklarımız yaşamlarını yitirirken; biri de çıkıp “yüzleşme” gereği duymalıydı, yaşanan acıyı sorgulamalıydı oysa…

“Daha iyi” yaşayabilmenin gereği bu değil mi?

171019

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP