0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yüz kişilik “geçici işçi” alımları için, binlerin üzerinde “işsizin” kuyruğa dizildiği süreci yaşarken, “iktidarın” ekonomi üzerine yaptığı açıklamalar karşısında şaşkına dönmemek olası değil!

Yurttaşın vergileri üzerine “geçici” olarak eklenip, yıllar geçmesine karşın “son” bulmayan, ayrıca yıllardır toplananın da “nerede” olduğu tartışılan “özel vergileri” muhalefetin anımsatmasına gösterilen tepkiye de şaşmamak olası!

Şaşılacak konulara “şaşmamak” da başka bir “şaşkınlık” konusu…

***

Dün ne oldu biliyorsunuz…

Gün ortasında bakan yılsonu enflasyon rakamını yüzde oniki olarak açıkladı!

Sanki bir “inatmışçasına”, sanki bir “akılla dalga geçercesine”, sanki bir “uyuşturulmuşçasına”, sanki bir “mecbursunuzmuşçasına”…

Akşamüzeri…

Yurttaş yemeğini kaşıklarken daha…

Cep telefonlarına “son dakka” haberi olarak düştü, “elektriğe yüzde 14,9 zam” haberi…

Ardından tevilerin haberlerinde söylendi bir bir…

İçimizden biri “ya onbeş olsaydı ne yapardık o zaman, devlet zeval görmesin” dedi, sinirinden…

***

Her şeyi bir yana bırakalım; “elektriğe zam” denilince, ne anlama geldiğini düşünelim!

Bunun için de; ne ekonomist olma, ne ekonomik terimleri bilme, ne mikro-makro dalgalar üzerine eğitim görme, ne de bu işin içerisinde olma zorunluluğu yok!

Yaşamını sürdüren herkesin içinden çıkabileceği bir sorun…

“Elektriğe zam” geldiği zaman başta evde, işte kullanılan harcama katlanır!

Asgari ücret, ya da emekli maaşıyla geçinen bir aile, “zamla” birlikte biraz daha zorluklar yaşar! Buna dar gelirli, “alım gücü” yetersiz tüm aileyi eklemek olası…

Bundan böyle masrafları arasında yer alan elektriği ya daha az kullanacak, ya boğazından kısarak ekleme yapacak, ya da “inceldiği yerden kopsun” diyerek ikinci aydan sonra elektriğini kestirecek!

Başka yolu da yok!

***

Ticaretaneler ne yapacak?

Elektrik kullanarak yaptıkları “aydınlatmalarını” azaltma yolunu deneyecek!

O yeşil alanlar talan edilerek, ağaçlar kesilerek yapılan alış veriş merkezlerinin “albeni tutkusu” bunu hiç denemeyecek bile!

Mağazalarda satılan ürünlerin üzerine koyacaklar ki, kazançları önceki kazançlarının altına düşmesin!

Tüketici de bunu bekliyor ya…

Tüketicide “alım gücü” dorukta…

Elektriğe gelen zamdan dolayı “ürünlerin” üzerine eklenen bedele “sessiz” kalacak, isteneni verecek!

Var mı böyle bir şey?

Alış veriş mağazalarında işyerlerinin kapandığını, çalışanlarının işsiz kaldığını duymayan kalmadı; bundan sonra da duyulacak!

***

İşin en düşündürücü olanı “birçoğuna göre” sanayi…

“Elektriğe zam”, ürünün ortaya çıkış öncesinde-sonrasında ne denli önemli yer tuttuğunu sanayici yaşıyor-biliyor!

Örneğin son iki ay içerinde salt elektriğe gelen yüzde otuzluk zam, ürün girdilerinin de artmasına neden olduğu gibi, tüketicinin de aynı oranda “zamlı” almasına neden olacak!

Elektriğin yanına doğalgazı, akaryakıtı da ekleyin…

İki ay öncesinin girdilerinden “ayrı” bir harcamayla karşı-karşıya gelecektir sanayici…

Girdilerin arış göstermesi ile tüketicinin “alım gücünü” birlikte düşündüğümüzde “sürümün” düşeceği görülür!

Asgari ücret, ya da emekli maaşıyla zorluklar içerisinde yaşamını sürdüren yurttaş “zorunlu” gereksinmesi olmadıkça vitrinlerden uzaklaşacak, neon ışıklarla aydınlatılan ürünleri alamayacak, ürünleri satamayan mağaza kendini daraltacak, yaşanan daralma sonucunda da sanayi üretimini azaltacak…

Sanayinin üretim yapmadığı yerde “işçi” çalıştırması da düşünülemez! Şu an ki “işsizlere” yenileri eklenecek!

Nerelere geldik değil mi?

***

Aslında yaşamın içerisindeyiz!

“İktidar” yıllık enflasyon beklentisini açıklarken; “üretime” yönelik gelişmelerden dolayı değil, yurttaşın “alım gücü” olmayışından dolayı tüketemeyişinden yararlanmak istiyor!

Nüfusun yüzde yirmisi ulusal gelirin yüzde ellisini alıp, kurdukları “yalancı cennetlerinde” savurganlık içerisinde yaşamını sürdürürken, yüzde seksen “cennet” denilen ülkede “cehennemi” yaşayacak!

“Elektriğe zam”la birlikte diğer temel gereksinmelere yapılan zamlar, ister-istemez yüzde seksenin yaşamını biraz daha karartacak!

Buna da şaşırmayalım!

011019