Bizde “milli iradenin” yerine getirilmesi olarak adlandırılan “seçim” biçiminin, aslında “düşüncenin” iskeleti olarak bilinen “ideolojiye” en büyük zararı vereceğini baştan bu yana yazıyorum!
“İdeoloj”; siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir siyasi partinin, bir toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, etiksel, estetik düşünceler bütünü, biçiminde açıklandığını düşünecek olursak…
Toplumda “ayrı ideolojilerin” olması bir zorunluluk olduğunca, toplumun geleceği için de bir gereksinimdir!
“Ayrı ideolojiler” bir yandan soru sorulmayı, bir yandan tartışılmayı peşinden getirir!
“Ayrı ideolojilerdeki” katmanların, bir arada yaşamasında buluşulacak “ortak” nokta arayışlarının gelişmesinde katkı sağlar!
Ya siz, “ayrı ideolojileri” yok sayıp, “milli iradenin” yerine getirilmesi olarak adlandırılan seçimlerde, “ittifak” adına dayanarak yola çıkarsanız ne olur biliyor musunuz?
Bizdeki gibi olur!
***
Seçmen “ikiye” ayrıldı… Bir yanda “cumhur”, diğer yanda “millet”…
Bir zamanlar eleştiri, “muhalif” düşünme dozunu aşarak birbirine demedik söz, atmadık çamur bırakmayan siyasi partiler; “sözde” birlikte hareket etmek durumuna geldiler!
Ülkenin en “milliyetçi” partisi, “milliyetçiliği ayaklarımızın altına alırız” diyen partiyle bir araya gelebildi! Diğer yanda, geçmişte bakanlık yaptığı dönemde “faili meçhul” olaylar nedeniyle gündemden düşmeyen yeni “milliyetçi” partinin kurulmasında, gerekse “iktidarın” kumpasına karşı ödünç milletvekili verilmesinde hiçbir çekincesi olmayan ülkenin tek “sosyal demokrat” partisi…
Sıfır eraş pozitif kanı her hastaya verirsiniz de…
Sıfır eraş pozitif kana gerek duyan hastaya bir başka gruptan kan veremezsiniz!
Sıfır eraş pozitif kanı hastaya vermenin yapısı, koşulları, zamanı uymadığında ne olur bilir misiniz?
Bizdeki “derme-çatma”, salt “o anı” kurtarmak için oluşturulmuş “ittifak” içine düştüğü, sıkça yaşamak zorunda kaldığı olaylar kaçınılmaz olur!
***
Gerek “cumhur”, gerekse millet ittifakı” ortakları arasında yaşanan “uyumsuzluk”; olması gereken, umut verici gelişmeler!
“İktidarın cumhur ittifakı” arasında olsun, “muhalefetin millet ittifakı” arasında olsun zaman zaman yaşanan olaylar; “ideolojinin” varlığını, “ideolojinin” kaçınılmazlığını, “ideolojinin” gerekliliğini kanıtlıyor!
AKP’nin MHP gibi, CHP’nin İYİP gibi olmasını bekleyenler, ya da bu “birlikteliğin” her şeyde olacağını sananlar yanıldıklarını gördüler!
Geçtiğimiz günlerde AKP’li Bülent Arınç’ın, atanan kayyumlarla ilgili yaptığı açıklama parti içerisinde yankı uyandırdığı gibi, MHP’nin azımsanmayacak tepkisine neden oldu!
Yine geçmişte “okullarda and” konusu AKP’nin yıllardır savunduğu bir konu olurken, MHP’nin karşı koyduğu konular oldu!
Bunlara karşın yurttaşın sırtına yüklenen birçok konuda “öylesine” güzel anlaştılar ki; o da bulundukları “politikanın” gereğiydi!
Dünü unutanlar “nasıl” unutur, anlayamam! O zaman “tarihe” ne gerek kalıyor ki? Dün ağzını aç, gözlerini yum, dememdik söz bırakma; bugün o sözleri yut, sarmaş-dolaş ol! Kim olursa-olsun bu yurttaşla da alay etmek değil mi?
Büyük ortaklar “hep” susan oldu nedense!
***
“Muhalefetin millet ittifakı” CHP-İYİP’in gelişme ortamlarını anımsamayan yoktur kanımca. İYİP’in seçime girebilmesi için, CHP’nin hülle yapması o gün ne denli eleştirilmiş olsa da, savunanlardandım; şimdi de…
Dünü unutanlar “nasıl” unutur, anlayamam, dedim.
Seçim alanlarında “kızgınlıklarını” belirtirken neler söylemediler öyle? Vatan hayını, terörist; geçtik bunları…
CHP, istediğince “ittifakımızda sorun yok” türünden söylemlerle yurttaşın karşısına çıkmış, kazanan belediye başkanlarına İYİP’li doldurulması konusunda uyarılar yapmış olsa da; 30 Ağustos resepsiyonunda Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la vermiş olduğu fotoğraf, “göreve hazırız” çıkışları “öyle” demiyor!
Adana Anakent Belediyesi’nde, merkez Seyhan, Çukurova Belediyelerinde “bizi İYİP seçti” denerek işe alınan, başkanların “en güvenilir” koltuklarında oturanların, bu arada kendi partililerini bekletenlerin… Tüm bunlar Kılıçdaroğlu’nun istemi doğrultusunda olmalı…
Bu yaşananların “yanlış” olduğun burada çok yazdım! Yazarken de “kırdıklarım” oldu biliyorum.
Ancak “büyük ortağın” burada da “alttan” alışı söz konusu; aman üzmeyelim!
***
Şu söz Akşener’in:
“Biz yeni bir partiyiz! İlkeleri, hayata bakışı, projeleri başka bir partiyiz. CHP yüz yaşında. Gelenekleri olan, kurumsal kültürü olan çok zorlu bir siyasi parti… Bütün bunlara bakıldığında yarının ne göstereceği belli olmaz…”
Akşener, her siyasi partinin olduğu gibi, İYİP’in de, CHP’nin de birer “ideolojisinin” olduğunu söylerken, “yarının” gelişmelerinden çıkacak sonuç için “ucu açık” konuşmayı yeğliyor!
CHP’de “anlaşılmaz” biçimde yinelenen “dünden daha güçlü birlikteyiz” sözleri karşısında şunu sorabiliriz:
CHP İYİP’leşiyor mu?
140919
EĞİTİM
14 saat önceYAZARLAR
16 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceEĞİTİM
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce