Canlının yaşamını sürdüreceği “havanın”, yaşanılır özellik taşıması için verilecek tüm çabaları-uğraşları önemsiyorum.
Ağacı keserek, ormanı yakarak “iktidarın” önlem almada geciktiği, biraz da savsakladığı dün çok konuşuldu, bugün konuşuluyor, yarın da konuşulacak. “Her şey eskisi gibi, değişen bir şey yok” diyenleri haklı çıkaracak sözde!
Yerelde yaşam alanlarını hiçe sayanlar yok mu?
Yerel yönetimlerin hiç mi suçu yok, yerel yönetimler hiç mi sorumlu değiller yaşanılır “havanın” daralmasında, soluyacak yerlerin azalmasında, yayaya yürüyecek yerin kalmamasında…
***
Adana’da konuşurken, “hep” yerleşim yerlerinin “yeni” oluşu nedeniyle Çukurova’yı “sorunsuz” kent olarak adlandırırız!
Ne sorunsuz ama?
Eski Adana olarak adlandırılan bölgelerde yaşanan gerek trafik, gerekse imar konularındaki sorunların benzerleri Çukurova’da yok gibi…
Seyhan’da esnafların kapattığı kaldırımlar, büfelerle donanan boşluklar, en küçük “doğal yıkımda” yurttaşa kaçacak alan bırakmamalar, sesler, gürültüler…
Çukurova’da yok gibi, yaşanmıyor gibi, sorunsuz gibi, yerel yönetimin “İYİP’le” elele yürüttüğü işlerle çözülüyor gibi…
***
Benzerini Sarıçam’da da görüyorsunuz!
Yeni oluşturulan bir yerleşim yerinin, “milenyumdan” izler taşıması gerekirken, elli yıl öncesinin planı-mimarisiyle; eğik-bükük, estetiği çıkara bulanmış sokaklardan, yapılardan geçilmiyor!
Ya doldurulma, ya yağmur su yataklarına yakın, kıvrımlarla oluşturulan “yaşanılmaz” kent projelerinde “yaşamsal hava” aramak…
Geçtiğimiz günlerde sağanak yağış, yurdun dört bir yanında bilimsel “bulgulara” uymayanların neler yaşadığını gördü!
Yollar patladı, imara açılan yapıların alt katlarını su bastı, kentsel dönüşümlerin “bölüşüme” dönüştürüldüğü kanıtlandı!
Yerel yönetimlerin işlevi neydi; unutmayalım…
***
Yerel yönetimler;
Kentte yaşayan yurttaşların yaşamlarını kolaylaştırırlar.
Kentin “yaşanılır” olması için çalışırlar.
Yaşanan döneme uygun mimari yapıtlar ortaya çıkarır.
Kenti yapılar düşündükleri kadar, dinlenecek alanlarla donatırlar.
Temizlik, ulaşım sorunlarını çözerler.
Yurttaşı, kent yaşamına katkı yapabilecek etkinlikler düzenler.
Kentlinin “sosyalleşmesi” konusunda çalışmalar yapar.
Yeşil alanlar yapar.
Dinlenecek alanlar yapar.
Sanatsal çalışmalar yapar.
Çukurova’da, sarıçam’da yapılan ne mi?
“Uyusun da büyüsün; neni!”
***
Canlı yaşamı için, gereli olan “havanın” sağlanmasına zarar veren etmenler arasında orman yangınları, kaygı verici ağaç kesimi kadar; yerel yönetimlerin imara açtıkları, imara açarken “insanı” dışarıda bıraktıkları, alanların beton yapılarla donanmasına göz yummalarıdır da…
Birkaç gün önce izlediğim bir filmde, bir doğal yıkımla birlikte, kentte bulunan insanların kaçacak yer bulamayışları, yüksek yapıların caddeyi taştığını, park alanlarının neden hem geniş hem de daha çok olmasının gerektiğini gördüm!
Özellikle Çukurova Belediyesi’nin her platformda kendini, çalışmalarını, projelerini “bilbordlar” aracılığıyla övmesi gerçekçi-içten değil!
Bilbordları, “geri kalmış ülke” görüntüsü olarak düşündüğümüz de bir de…
Kentlerin de “havası” bozuk!
MUZAFFER İZGÜ’YÜ SAYGIYLA ANARKEN…
Muzaffer İzgü… Adana’da doğdu. Gençlik, gülmece yazınında yüzelli dolayında yapıtı bulunuyor. Bundan iki yıl önce yitirdiğimizde seksendört yaşındaydı…
Geçtiğimiz yıllarda, Çukurova Belediyesi’nin ikincisini gerçekleştirdiği Orhan Kemal Edebiyat Festivali’ne çağrılmış, ancak rahatsızlığı nedeniyle etkinliğe katılamamıştı.
O gün gelememişti ama “Orhan Kemal, Yaşar Kemal, ben üçümüz bileşken insanlardık, üçümüzde emek verdik Adana’yı anlattık” iletisini göndermişti.
O gün orada, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin “Adana, kültür, sanat etkinliklerine aç bir kentti. Biz bunu bilerek göreve geldiğimiz günden bu yana kültürel etkinliklere büyük önem veriyoruz” demişti.
Birkaç gün sonra “Kuşadası’nda” anılacak Muzaffer İzgü. Bu yazıyı yazana dek de, Adana’da her hangi bir etkilik düzenlenip-düzenlenmeyeceği konusunda bilgimiz yok!
Çukurova Belediyesi’nden görüştüğüm bir yetkili “kültür müdürlüğümüze sorayım, hemen döneceğim” dedi, ancak iki saat geçmesine karşın açıklama gelmedi!
Başkan Çetin “kültürel etkinliklere büyük önem veriyoruz” demişti.
Demek ki Çukurova’dan “önem” bu kadar!
Usta gülmece yazarı Muzaffer İzgü’yü saygıyla anıyorum…
220819
YAZARLAR
Az önceVİDEO GALERİ
Az önceYAZARLAR
1 dakika önceYAZARLAR
13 dakika önceYAZARLAR
37 dakika önceYAZARLAR
20 saat önceYAZARLAR
21 saat önce