En son araştırmayı Türk-İş yaptırdı.
Enflasyon, mayısta bir önceki aya göre 0.81 arttı.
Dört kişilik bir ailenin;
Yoksulluk sınırı 2124 lira olurken,
Açlık sınırı yedibin liraya dayandı…
“İktidar’ bir yandan,
Devir işlemleri sonucu yerel yönetimlerin karşılaştıkları kayıtlı borçlar bir yandan,
Her yer delik-deşik…
Her yer zifiri karanlığa yapılan harcamalarla dopdolu…
***
Duymayan kaldı mı, bilmiyorum!
Ülkemizin emekçileri ‘açlık sınırı’ altında, zor koşullarda çalışıyor!
Asgari ücretle ‘şansı olan’…
Emeklileri,
Mahalle esnafını,
İşin içerisinden nasıl çıktığını bilmeyen ‘katmanı’ buraya almıyorum bile!
‘Şanssız’, çakı gibi delikanlıları, işsizliği meslek edinenleri, gelecek umutlarını yitirenleri, kapı kapı dolaşmaktan yorulanları, üç çocuğunun da işleri olduğunu anlatanların yanında başını eğenleri, ezikliklerini gizlemeye çalışanları bunun neresine koyacağımı da bilmiyorum!
Yoksulluğu bırakın, ‘açlık sınırı’ denilen bedelle bile iş bulamayan milyonları!
***
Adana Anakent Belediyesi’nin dört milyarı aşkın borçla işe başladığını öğrendik!
Ankara’da bu borç dörtbuçuk milyon,
İstanbul’da yirmialtı milyon…
Yerel yönetimlerin geçmiş dönemde ortaya koyduğu ‘somut’ değerler göz önünde bulundurularak bu ‘borçlanmalar’ değerlendiriliyor!
Çalışanların konumu-gerekliliği,
Çalışanın yerel yönetime katkısı,
Çalışanın harcamaları,
Kullanılan araçlar,
Alımların ne denli sağlıklı olduğu,
Yapılan işin güvenilirliği-uzun süreliliği,
Kent yaşamına, yerel yönetimin sağladığı yarar,
Kırsalla merkez ilçelerin arasındaki eşgüdüm…
Yapılan harcamalarda-borçlanmalarda bunlara ne denli yer verilmiş?
Yerel yönetimin üretime katkısı hangi aşamada?
Bunlar üzerinde durulacak önümüzdeki günlerde.
***
Yerel yönetimlerin, yurttaşın bakışını yönlendirmede ‘iktidardan’ etkin olduğunu düşünüyorum!
Yerel yönetimlerin savurganlıktan uzak durmaları, saydam olmaları, yerinde harcamalar yapmaları, etkinliklerde ‘ülkenin’ hangi sorunlarla boğuştuğunu gündeme taşımalarının etkisi…
Duymuşsunuzdur…
Belediyeye gelmeden maaş alanlardan söz ediliyor,
Depoların bir köşesine atılmış, kullanılmayan malzemeler anlatılıyor,
Sayısı kabarık lüks kiralık araçların olduğu dile getiriliyor,
‘İktidar’ besili alanlara yapılan yardımlar da…
Lüks, şatafat, ezilen yurttaşın düşlerinde bile yer alamayan yaşam…
‘İktidarın’ düzenlediği toplantıları, yemekleri, buralara katılanları, maslarda yer alanları üstün-körü ele alan biri ‘lüksün-şatafatın’ ne boyutta olduğunu buralarda açıkça gördüğü gibi;
Savurganca harcama yapan yerel yönetimlerin, salonları dolduranların ‘krizin’, ‘asgari ücretin’, ‘açlık sınırının’ neresinde olduğu ‘devir alınan borçlar’ nedeniyle sorgulanıyor artık günümüzde!
“Sosyal belediyecilik’ anlayışını savunan yerel yönetimler de burada yer buluyor…
Krizi ‘üretimle’ aşmakta yerel yönetimler önder…
YAZ SICAĞINI ANLAYAN VAR MI?
Minibüsçüler odası açıkladı. Kent ulaşımında yer alan toplu taşıma araçlarında iklimlimle çalıştırma zorunluluğunun olduğunu belirtti.
Geçen hafta yazdım. Sürücünün, bakımdan sonra açacağını, duymuştum!
Bugün, yarın hava sıcaklığının alışılmışın üzerinde olacağı yönünde açıklamalar olmasına karşın, yolcuyu ayakta taşıyanların bile iklimlemeyi açmadığına tanık oldum!
Birkaç pencere açılmış, aracın hareket etmesiyle serinliğin yayıldığını görüyoruz! Ayakta, tabandan tavana uzanan korunmalığa tutunmuş bir yolcunun ‘binmiyoruz böyle desek ne olur’ dedi, yanındakine kısık sesiyle.
‘Başkası biner’ dedi, alnında biriken terini silerek!
Oda, sıfır yedi ile ondokuz arası zorunluluktan söz ediyor!
Sürücü iklimlemenin bakıma gireceğinden…
Yolcu, Adana sıcağından…
Yaz sıcağını anlayan var mı?
280517
YAZARLAR
22 dakika önceVİDEO GALERİ
46 dakika önceYAZARLAR
1 saat önceYAZARLAR
1 saat önceYAZARLAR
1 saat önceYAZARLAR
21 saat önceYAZARLAR
22 saat önce