Sokakta, çarşıda, pazarda insanların yüzünü asan ‘ekonomik sıkıntı’, artık kimsenin yok sayamayacağı düzeyde!
Çok kazanan otomotiv,
Çok kazanan inşaat,
Çok kazanan mobilya, beyaz eşya,
Çok kazanan tekstil satış noktaları artık eşlisi gibi ‘ürün’ tüketmeyi başaramayınca, avazlarından çıkan ses ‘iktidarı’ üzmüş olmalı ki…
Hangi önlemler alınmadı ki?
Kredi muslukları, ötv-kdv indirimi…
Açlık sınırının altında maaş alan dar gelirlinin ‘tüketime’ nasıl destek olabileceğini düşünmediler!
Düşünmek bir yana, biraz daha alım gücünü daraltmak için, ‘sıkıntının’ yükü dar gelirliye yüklendi!
***
Her şey ne hoş değil mi?
Seçim alanlarında insanları;
‘Kutuplara’ ayırmak,
‘Haklarını’ yok saymak,
‘Gücünü’ kırmak için neler yapıldı öyle…
Tüm bunlar yetmiyor gibi, bir de İstanbul seçiminin iptali gibi, akıl yürütmenin olanaksızlığını bile şaşırtan biçimde gelişen olaylara ayrılan-geçirilen zaman bolca bulundu da…
Bu ülkenin yurttaşının daha iyi yaşaması, yaşamını anlamlandırabilmesi, gülebilmesi için ‘gereken’ adımlar atılması düşünülmedi!
Düşünüldüyse, ‘hani’ ne yapıldı?
***
Gazeteler yazıyordu…
Bankalar üç ayda, tarihin en yüksek karını etmiş!
Yüzde sekseni yabancı kaynaklı olan bankalar bayram etmiştir, şeker bayramı öncesi!
Bir de, alamadıkları ‘alacakları’ içinde yabancı bankalar sıraya girmişken…
Nasıl oluyor değil mi?
Halkın ‘ezici’ çoğunluğu mutfaktaki tenceresini kaynatmanın yollarını ararken, ‘iktidar’ dar gelirli yurttaşı ‘biraz’ daha törpületmek için ‘yeni’ yabancı bankalar gelmesinin önünü açıyor!
Bankalar daha çok kazansın,
Yurttaş daha çok zorluk yaşasın,
Sıkıntı daha da büyüsün diye çalışılırken;
Üstelik ‘halkın istenci’ sayılan İstanbul seçimlerini iptal etmek için günlerdir, akılları durduracak söylemler oluşturarak, bir de dört seçimden birini ‘hatalı’ göstermeyi haklı buldurmak için verilen çaba, uğraş…
Ya yurttaş için…
***
İnsanların alım gücünü artırıcı, zorunlu gereksinmelerini kolayca sağlayıcı yaptırımlar öne çıkmadıkça, ülkede ne denli ‘erinçten’ söz edilirse-edilsin yanılgıdır!
İstanbul seçimlerinin ‘yenilenme’ konusu gündeme gelince, bugüne değin ‘domates, biber, patlıcan üzerinden siyaset yapmayın’ diyen ‘iktidar’ bile ‘mutfaktaki tencere’ diyerek söylem geliştirmeye çalışıyor.
“Mutfakta tencerenin hangi zorluklarla piştiğini biliyoruz” diyorlar!
İsteyen, dünü anımsamayan, bunca olanlardan başkalarını sorgulayanlar ‘inansın’ isterse!
Bankaların kazanmasını, emekçinin tıkanmasını sağlayarak nasıl olacaksa…
Bugün bile, yaşananlar görmezden gelinerek ‘ekonomide faizler aşağıya çekilecek’ sözü vermeyi sürdüren ‘iktidarın’, üretim konusunda yaptırımları somutlaşmadıkça söylediklerinin ‘içi’ anlaşılmıyor!
Onyedi yıllık süre benzer örneklerle dolu…
Onyedi yıldır büyüyen sorunlar göz önünde…
Onyedi yıldır acılar, ayrışmalar, asılmalar sokakta…
Tüm bunların karşılığı, söyleyin; kim kazandı?
120519
YAZARLAR
6 saat önceYAZARLAR
7 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önce