Bir ay oldu!
Tellidere Mahallesi’nde kimse yok gibi,
Yapılacak bir şey yok gibi,
Çalışacak yok gibi…
Bozmaya, kazıyıp-götürmeye gelince kamyonla-iş makineleriyle gelenler neredeler ki şimdi?
İç sokakların delik-deşik oluşundan dolayı çamura banarak evine-işine gidenleri görünce ‘kim’ demiyor ki?
Kim ne demez ki?
***
Dışarıdan görenler Adana’yı geçmiş yıların ‘gelişmiş’ sanayi kenti olarak biliyor olsa da;
Koca bir köy,
Koca bir çamurlu yol,
Koca bir kent içinde ‘kent dışı’ yaşam alanı…
Tam bir ay oldu, diyorum ya…
Önce yolun yarısını işaretleyerek asfaltını kazıyıp götürmüşlerdi.
Ardından yağmur yağmıştı,
Ardından güneşli bir gün diğer yarısı da kazınarak götürülmüştü.
Yeniden yağmur yağmıştı,
O iç sokakta yaşayanlar akşam evlerine, sabah işlerine ayakları çamura batık biçimde gitmişlerdi!
‘Kime ne’ mi ki…
***
Öyle ya…
Kasap kazanç,
Koyun can derdinde, olunca,
Bir de ‘her koyun kendi bacağından asılır’ denerek, yaptıkları tüm yanlışların bedelini emekçilerin üzerine yüklemekte ‘başarılı’ oldukları gibi…
Belediye başkanları oy peşinde,
Muhtarlar oy peşinde,
Eskiler ‘yeniden’ seçilmek için süslü yollarda,
Yeniler ‘tanınmak’ için hediyelerle kapılarda…
Yoların çamuru,
‘O’ sokakta oturanların ‘iç acıtıcı’ durumu kimsenin düşüneceği ‘ bir şey’ değil!
Öyle mi?
***
‘O’ iç sokakta, su boruları patlatılmış, biliyor musunuz?
Dün kamyon, iş makinesi, üç-beş çalışan oradaydı.
Oradaki bir apartmanda oturan bir tanıdık, ‘öğleden sonra dışarı çıkamadım; her yer çamur, her yer çamurlu su’ dedi.
Akşamüzeri patlak su ya da kanalizasyon borusu onarılmış olmalı ki, alan kırmızı toprak örtülüydü, sulu alan bataklık gibiydi, iş makinesi ha bire toprak atıyordu çamur bataklığın üzerine…
‘Bu sokak ne zaman yapılacak’ diye sorduğum bir çalışan, ‘Seyhan Belediyesi artık ne zaman yaparsa’ dedi. ‘Burasının bu rezilliği yaşadığından büyükkent ya da Seyhan belediye başkanlarının bilme olasılığı var mı’ dedim. ‘Bilemem’ der benzeri başını sağa-sola salladı! ‘Birincisi bilmelisiniz, ikincisi de bilmiyorsa eğer bunun sorumlusu buraları görüp de bilgilendirmeyenlerdir’ dedim.
Ayrıca ‘burada bir aydır, bu rezilliği yaşayanlar arsında olsaydın ne düşünürdün’ dedim.
‘Burada yaşayanlar sizler için bunları düşüyor’ dedim.
***
Dünkü çalışmanın üzerine bir de yağmur yağınca…
Kırmızı toprağın daha da hamurlaştığını,
Araçların, yayaların sabahın ilk saatlerinde yaşadıkları ‘şiddet, taciz, terör’ karabasanına dönüştüğünü,
Güne hiç de iyi başlanılmadığını düşünce…
Daha ne söylemem gerek bilmiyorum ki;
Görün Tellidere’yi…
130217
EĞİTİM
15 saat önceYAZARLAR
16 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceEĞİTİM
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce