Belediye Başkan adaylarının ‘seçim ofisleri’ açılırken gerek adayın, gerekse adaya destek olmak amacıyla merkezden görevli olarak gelenlerin konuşmaları ekseninde geçen günler yaşıyoruz…
Böylesi günlerde neler konuşulur ki?
Adayın;
Başkanlık için yeterliliği, donamı,
Kenti tanıması,
Kentin sorunlarını bilmesi,
Kent yurttaşına yararlı projeler oluşturması,
Sorunları çözmek için ‘gerekli’ ekibi oluşturması…
Yerel seçimde, sonucunda ‘yerel’ yurttaşı bire-bir ilgilendiren durumda;
Ankara’daki ‘iktidarın’ onyedi yıllık ‘icraatını’ anlatmanın, yapılan yanlışlardan dolayı içine girilen çıkmazları ‘dış-güç’ yalanıyla kavurmanın, ekonomik çıkmaz için kurtuluş yolları aramak yerine yeni bunalımlar yaşatacak kapılar aralamanın, tüm bunları ‘seçim ofisi’ açılışında söyleyip ‘alkış’ almanın buradaki anlamı ne ki?
***
Adana kocaman bir köy…
Adana kocaman sorunları olan bir kent…
Adana yollarıyla, metrosuyla, işsizliğiyle, ekonomisiyle, üreteni yalnız bırakmasıyla, sanayisinin tüymesiyle, politikacının sevmemesiyle, iktidarın uzak durmasıyla sorunlu bir kent…
Çocukluk yıllarımızdan kopuşumuza denk gelen yıllarda Adana neydi, nerelerdeydi, nerelere getirildi?
Sorgulanması gerekmiyor mu bunun?
Kimler Adana’yı markalaştıran ‘isimlerin’ birer kaymasına neden oldu?
Kozan’dan Adana’ya ‘taşı-toprağı altın’ denilerek imrenilen sanayi kentini bu körelmeye getiren koşulları oluşturanlar kimlerdi?
***
Yapmayın…
Şimdi oturup sayalım;
Adana’da, Büyükkent ile birlikte kaç ilçe belediye başkan adayı var?
Bir büyükkent, onbeş ilçe…
Her birinin ‘en az’ dört adayının olduğunu düşünelim…
Toplam altmışdört…
Biliyor musunuz, bir adayın ‘bir projesi’ olsa, toplamda altmışdört proje yapar!
Altmışdört proje de, bir kentin ‘ütopyalarını’ bile gerçekleştirir.
Haydi, koyun ortaya projelerinizi; görelim…
***
‘İktidarın’ yanlışlarını bile ‘doğru’ direktifler vererek anlatması, karşı duranı ‘hayın’ olarak’ damgalaması, işin en acı yanı da ‘tüm söylemine’ yandaş bulabilmesi…
Gelişmişliğin, büyümenin ölçüsünü;
Açılan yollarla,
Yapılan tünellerle,
Ağacı kesip beton binalar yapmakla,
Cezaevlerini büyütmekle,
Tarım alanlarını daraltmakla,
Üreticiyi, dışalım ürünleriyle boğmakla eşlerken…
Bu olgu ‘yerele’ nasıl yansıyor biliyor musunuz?
Bir avuç içi kadar alanlara park açılması,
Sökülen kilit taşların bir başkası ile yenilenmesi,
Yaşlılar ya da emekliler için ‘zaman öldürme’ evleri yapılması,
Kentlerde ‘yeni’ yükselen binalar olması,
Dışarıdan ‘bindirilerek’ getirilenlere ‘şenlikler’ düzenlenmesi ‘proje’ sanılıyor!
***
Geçen hafta İzmir Seferihisar Belediyesi’nin, ‘doğranmış-dilimlenmiş’ mandalina konusunu yazmıştım. Kentin, bizdeki kadar olmasa da ‘önemli’ sayılan narenciye ürününe ‘katma değer’ kazandırmak için gerçekleştirdikleri bir projeydi. İlgilenenler oldu mu bilmiyorum. Adana’nın da buna gereksinimi var, diyen oldu mu hiç bilmiyorum!
Adana’da ‘seçim ofisi’ açan partilerin önemli isimleri, Adana ‘için’ yapılacakları neden önemsemezler anlamıyorum?
Hangi parti, ‘adayına’ projesini sordu da yanıt aldı; Adanalı bilmek istiyor!
Adanalı, Adana topraklarında ‘her koşulda’ üretilebilecek ürünleri pazardan alırken yanan eline merhem olacak ‘projeler’ istiyor.
Bundan başkası ‘oyalamaktan başka bir şey değil!
250219
EĞİTİM
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYAZARLAR
3 gün öncePOLİTİKA
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYEREL HABER
4 gün önceDÜNYA
5 gün önce