Doğrudur; yaşama tutunmak için ‘iyi gelişmeler’ de olmalı,
Doğrudur; yaşama tutunmak için umutlar çiçek açmalı,
Doğrudur; yaşama tutunmak için yürekler ısınmalı,
Doğrudur; yaşama tutunmak için gülücükler oluşmalı yüzlerde…
***
Asılmış yüzler,
Gerilmiş bakışlar,
Anlaşılmayan karşılıklı atışmalar,
Dudak kıvırmalar, kaş kaldırmalar, işaret etmeler…
Bunları nereye koymalı?
***
İnsanlar iktidar ile muhalefetin ‘etkin seslerine’ bakıyor!
Her salı düzenlenen toplantılarından birinde de ‘güzel şeyler’ söylenmesini bekliyor!
‘Tamam, burada yanlışım oldu’ denilmesini, karşısındakinin ‘doğrudur, benim de yanlışlarım oldu’ demesini bekliyor!
Şu yerel seçime gidilen, üstelik yurttaşın üzerinde oynanan ekonomik ‘son dakka uygulamaların ‘ne demek’ olduğu anlatılsın isteniyor!
Salt kazanmak uğruna, salt ‘hırs’ uğruna yola çıkıldığının; oysa günümüz koşullarında geleceği aydınlatmak, yaşamı yaşanılır kılmak uğruna uğraş verilmesi gerektiğinin söylenmesini duymak istiyor!
Yok, konuşanlardan hiç biri buna değil, bir ‘parsel’ daha genişlemenin ‘hesabı’ üzerine kurgulandığını gösteriyor!
***
Bu ülke…
Bu ülkenin yurttaşları…
Bunca ‘gerginliği’ yaşamak için ne yaptı?
Bugün ‘yurttaşlarımıza soluk aldırmak için’ dedikleri her şey ‘sopa’ olarak geri dönüyor!
Açın gazete sayfalarını…
Ya da tevi ekranını karşınıza alın…
Sokakta gördüklerinizi, pazarda yaşadıklarınızı, mutfakta tanık olduklarınızı anlatan kaç gazete, ya da kaç tevi olduğunu göreceksiniz acaba?
Hiçbir sorun kalmamış, ekonomi tıkırında, her yer Adana’daki Turgut Özal gibi…
Daha dün akşam bu ülkenin tevi kanallarında, bugün ulusal medyayı zapt etmiş medyasında, Ziraart Bankası’nın tüm kredi kartı borçlarını kapatma-yapılandırma uygulaması ‘bayram havası’ şöleniyle duyuruldu!
Yerel seçimin ardından hangi sıkıntıları yaşatırsa artık!
Yine birkaç gün önce emekliye yüzde onluk artışı uygun gören iktidar, ‘yüzde yirmi enflasyon beklentimizi tutturduk’ dediğinde de aynı ‘bayram havası’ estirilmişti!
Bu arada yoksulluk sınırını aşamayan yaşadığım kent Adana’da da, Sanayi Odası’ndan yapılan açıklamada ‘dışsatımı yüzde 11.41 artırarak iki milyar doları aştık’ deniyordu!
Tüm bunlara ‘güzel şeyler de oluyor’ diyebilsek bir!
***
Doğrudur, yaşama tutunmak içim iyi gelişmeler, umut, gülücükler gerekiyor!
Ancak bu ‘kazanma hırsıyla’,
Ancak bu yaşatılan gerginlikle,
Ancak bu asılsız ‘bayram havasıyla’ olmuyor!
Devletin bankasından alınacak kredilerle kart borcu ödemekle de olmuyor!
Bundan birkaç ay önce, krizin sarsıntısının her yerde yaşandığı günlerde ‘artık üretimi önemseyeceğiz’ sözleri ediliyordu, üreticinin korunması gerektiği üzerine söylev veriliyordu…
Geçen bu süreçte üreticinin hangi yükü azaltılarak, daha çok üretmesinin önü açıldı acaba?
Ya da örneğin narenciye üreticisinin ‘pazar’ bulmasında hangi gelişmeler elde edildi?
Bu ülkeye bu sorunları yaşatan, hak etmediğinden çok tüketen, doğasını bozan, insanlarına zarar veren, çalışanları ‘açlık sınırında’ yaşamaya tutsak eden kaç tane ‘elinden tutulan’ saymamı istersiniz ki?
Konkordatodan yararlananlardan başlayayım mı?
090119
EĞİTİM
31 dakika önceYAZARLAR
44 dakika önceYAZARLAR
60 dakika öncePOLİTİKA
2 saat önceYAZARLAR
2 saat önceYEREL HABER
1 gün önceDÜNYA
2 gün önce