Yurttaş ne yapsın?

ABONE OL
29 Mayıs 2018 13:38
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

‘Dört yanım puşt zulası,

Dost yüzlü,

Dost gülücüklü

Cıgaramdan yanar.

Alnım öperler,

Suskun, hayın, çıyansı

Dört yanım puşt zulası,

Dönerim dönerim çıkmaz.

En leylim ley geceden,

Ölesim tutmuş

Etme gel

Ay karanlık…’

Ahmet Arif’in bu dizelerini okurken, ya da her anımsadığımda halkın gözünün içine baka baka, bir de sırtarık gülmeler yapıştırarak yanaklarına kondurdukları ‘yalansı-aldatan’ dokunuşlar gelir aklıma.

24 Haziran seçimleri öncesinde, halkın sorunlarına sırt dönmüş bir iktidar tanımı daha somut gözlemlenirken, ne yazık ki ‘iktidarın’ ara vermeden sürdürdüğü ‘örgütsel çalışma’; her ne denli halk yoksulluk içerisinde de olsa, her ne denli ekonomik sorunlar sosyal yaşamı zora sokmuş olsa da, her ne denli çiftçi-üretici kendi alanlarında sorunlar yaşamış olsa da, her ne denli işsizlik trendinde yol alınmış olsa da…

Hep bir adım önde…

‘Örgütsel çalışma’ dendiğinde; seçim öncesi üç-beş kişiyle, üç-beş bilindik yere gidilmesi, içi doldurulamayan ‘söz kalabalığı’, diye anlamlandırıldığında ‘ay karanlık’ kalır!

***

Yurttaş ne yapsın?

Seçim zamanı anımsanan, sonrasında üzerinden silindir gibi geçen iktidarların verdiği ‘acıya’ karşın; ayakta duran, seçim öncesi bile olsa geldiklerinde ‘kusur’ etmemek için uğraş veren yurttaş ne yapsın?

Yurttaş kentli, işçi, memur, esnaf, emekli…

Yurttaş köylü, üretici, çiftçi…

Yurttaş öğrenci, öğretmen, akademisyen…

Yurttaş işveren, burjuva, yöneten…

Daha güzelini, daha iyisini, daha yaşanılır olan yaşamı ülkemize kazandırmak için söz verenleri ‘işbaşına’ getirmek, onlara yetki vermek için sandıklara koşan yurttaş…

Neden iyisini, güzelini, yaşanılır olanını ‘bulmakta’ başarısız, toy böyle?

Her gelen iktidar biraz daha koparıyor ekmeğin ucundan…

Her gelen iktidar biraz daha yabancılaştırıyor yurttaşı birbirine…

Her gelen iktidar aldanmışlığıyla aldatıyor biraz daha…

***

‘En leylim ley geceden,

Ölesim tutmuş

Etme gel

Ay karanlık…’

Yaşananların içerisinde yoğrulurken Ahmet Arif’i değil; yurttaşın alnından öpülürken, oyunu alabilmek için ‘dünleri’ unutturulmaya çalışılırken ‘ay karanlık’ şiirini anımsıyorum…

Yurttaşın ‘yanlarında’ dört dönüyor partiler!

Alalı-bulalı ‘seçim bildirgelerinde’ ne de hoş sözler edilmiş öyle!

Aynı anda boğulurken, çırpınışının sesi sokakta çığlığa dönüşürken, bildirgelerin daha ‘ilk’ satırlarında ‘seçimden sonra’ yapılacakların listesi okunuyor alanlarda!

Ne hoş, ne yerinde, ne uygun bir an böyle?

Aynı anda boğulan, çırpınan, sokaktan yükselen çığlıklar ya…

Tekerlekli sandalye ile hastaneye varan hastaya film için sonraya gün alması gibi…

Bu da böyle bir şey olmalı…

‘Bu kimin işi, bu kimin görevi’ denilemeyecekse eğer, yurttaşı şu an kıs-kıvrak sarmış sorunlar sorulamayacaksa eğer, her yaşatılanın ‘bedeli’ alınamayacaksa eğer…

Neyin seçimi, neyin hukuku, neyin yaşamı bu?

‘Dost yüzlü,

Dost gülücüklü

Cıgaramdan yanar.’

 

FEKE’DE ‘ŞİŞE SUYU’…

 

Seçim öncesi günleriyle birlikte, oruç ayını da yaşıyoruz.

Yerel yönetimler, ellerinden geldiğince kentlerinde ‘iftar’ sofraları düzenliyor…

Geçtiğimiz günlerde nüfus-kayıtlı doğum yerim olan Feke’den gelen ileti-bülten oldukça ilginçti; ilginçliğiyle birlikte beni şaşırttı…

Bülten kendini ‘Feke Belediye Başkanı Ahmet Sel tarafından, ramazan ayının ilk gününden itibaren köylerde iftar veriliyor’ diye açıklıyordu. Tümcede ‘tarafından’ denilmesi ne denli doğru bilmiyorum, ancak yemek verildiği gerçek.

Benim asıl dikkatimi çeken çadırlar, konuklar, yemekler değil; masada yer alan ‘şişe suyu’…

Feke’yi bilir misiniz bilmiyorum; dört yanı dağlarla çevrili olduğu gibi, ‘çivi çaksan’ su çıkar özelliği olan bir kent…

Çocukluk yıllarımızın ‘sorumluluk’ anlayışını arıyorum, biliyor musunuz? Yerli Malı Haftası olarak düzenlenen buluşmalarda kola olmazdı; ayran, yumurta, ekmek, patates, leblebi, çekirdek benzeri ‘yerli ürünler’ olmasına özen gösterilirdi.

İftar yemeği masasında ‘şişe suyu’ olunca ne oluyor anlamıyorum. Ödül mu büyüyor, iftar yemeği nitelik mi kazanıyor?

Sürahide ‘Feke pınar suyu’ olsa daha yerinde, daha da hoş olurdu…

280518

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP