• OLAY NET
  • Yazarlar
  • Manifestodaki ‘her şey’ insanın yaşamını sürdürmesi için zorunluluk…  

Manifestodaki ‘her şey’ insanın yaşamını sürdürmesi için zorunluluk…  

ABONE OL
21 Mayıs 2018 20:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL

‘16 yıldır iktidarda bulunanların, Türkiye Cumhuriyeti’nin beka sorunu ile karşı karşıya kaldığını itiraf ettikleri bir durumdayız. Türkiye artık, demokrasiden, hukuk devletinden, insan haklarından, özgürlüklerden söz edilemeyen bir ülke olmuştur. Halkın, yargı başta olmak üzere devlet kurumlarına inancı kalmamıştır. Yargı bağımlı hale getirilmiş, hukuk devleti ortadan kaldırılmıştır. İnsanlar ürkek ve sindirilmiş durumdadır. Hiç kimsenin yarın ne olacağına dair bir fikri ve inancı yoktur. Bizzat Anayasa Mahkemesi üyeleri tarafından Anayasası rafa kaldırılmış, olağan hukuk sistemi emir komuta hukukuna dönüşmüş ve kurumları Kanun Hükmünde Kararnamelerle işlemez hale getirilmiştir.’

‘Gelecek bildirgesi’ adını verdiği, onyedi sayfalık seçim manifestosuna böyle başlıyor ‘millet ittifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce.

Ülkede yaşanan sorunları, sorunların çözüm yollarını, çözüm yollarının gerçekleşmesi için yapılacaklarını beş başlıkta topluyor; hukuk, demokrasi, ekonomi, dış politika, eğitim…

***

Hukuk, Arapça ‘hak’ kökünden türetilerek dilimizde ‘toplumdaki bireylerin birbiriyle olan ilişkilerini düzenleyen, yöneten kurallar bütünü’ biçiminde anlam bulmuştur.

Ayrıca ‘toplumu düzenleyen, devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü’ olarak da tanımlanabilir.

Manifestoda ‘hukuk’ konusundaki kaygılar ile ‘vaatler’ şöyle sıralanıyor:

Hukuk devleti kavramı ütopya olmayacak,

Hukukun üstünlüğü egemen kılınacak,

Her tür özgürlüklerin önünde engel sayılan OHAL kaldırılacak,

Devlet kurumlarının tarafsız, çağdaş, demokratik denetim yapma yetkisi sağlanacak,

Yetkin, yansız yargıçlar seçilmişleri denetleyebilecek,

Yargıç ile savcıların direktifle, emir alarak davranmasına son verilecek,

Hak arama özgürlüğünü güvence altına alan düzenlemeye gidilecek…

***

İkinci başlık demokrasi, ‘siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi’ diye tanımlanmış olsa da, ‘halkın özgürce seçtiği temsilcileri’ bile ‘demokrasinin’ neresinde olduğumuzu gösteriyor.

Manifestoda ‘demokrasi’ kavramı için şunlar sıralanıyor:

Kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir parlamenter sistem oluşturmak için yeni-çağdaş bir anayasa,

Demokrasiyi bütün kurumlarıyla kesintisiz biçimde işletmek,

Temel hakları, özgürlükleri, özgür basını, çoğulculuğu önemsemek,

Çoğulcu demokrasi, birlikte yönetim, katılımcılık doğrultusunda eylem içerisinde bulunmak,

Medya siyasetin, sermayenin güç devşirme aracı olmaktan çıkarılacak,

Demokrasiyi, ulusal bütünlüğü, güvenliği tehdit eden terör örgütleriyle mücadele edilecek…

***

Üçüncü başlık ekonomi, ‘insanların yaşamlarını sürdürebilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimleri, bu eylemlerinden doğan ilişkilerin tamamını inceleyen bilim dalı’ biçiminde tanımlanıyor.

İnsan doğumuyla birlikte yaşamını sürdürmek zorunda ise eğer, yaşamını sürdürmek için üretmek zorundadır. İnsanların ürettiklerini, birbiriyle üleşmelerini sağlayan mekanizma ise devlet, devletin sistemleri, sistemin hükümetleri…

Onaltı yıldan beri iktidarı elinde bulunduranların ülkeyi getirdikleri ‘nokta’ sorgulanıyor bir yerde manifestoda; deniyor ki:

Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu uygulamalara son verilecek,

Tüketim, savurganlık, borçlanma biçimine dayalı modele son verilecek,

Üretime dayalı, gelirin hakça bölüşüldüğü gönenç ekonomisine geçilecek,

Her aileye bir ev, her eve bir maaş sağlanacak,

Kamu bankaları siyasetin etkisinden çıkarılacak, merkez bankası para politikası bağımsızlaşacak,

Her yıl en az yüzde yedi büyümek, her türlü yatırımcı için öngörülebilir-güvenilir yatırım ortamı hazırlamak, üretim ekonomisine yönelmek, kişi başı ulusal geliri onbeşbin dolar düzeyine çıkarmak, kontrolsüz kamu harcamalarını yeniden düzenlemek, beş yıl içerisinde en az beş yerli markayı dünya markaları arasına katmak, işsizliği beş yılda yüzde beşlere düşürmek, dışsatımı beş yılda ikiye çıkarmak, demiryolu taşımacılığını modern yöntemlerle ülke genelinde geliştirmek…

***

Dördüncü başlık dış politika, ‘devletin, ulusal çıkarlarını biçimlendirmek amacıyla diğer devletlerle, uluslar arası kurumlarla arasında olan diplomatik, siyasal, ekonomik, hukuksal ilişkiler bütünü’ diye tanımlanıyor.

Dış politikada önemsenebilmenin yolu karşılıklı ‘çıkarlar’ ekseninde gelişirken ekonomik, güvenlik, anlaşma benzeri konular olarak değerlenebilir. Ürettiğini satmak, gereksindiğini dışarıdan almak, karşılıklı yatırım alanları oluşturabilmek… Burada ‘biz’ neredeyiz’ diye sormadan önce, kıyı komşularımızla olan ilişkilerimizi anımsamak zorundayız.

Manifestoda barış-güvenlik ilkelerinin geliştirilmesinden, ulusal çıkarlar doğrultusunda komşularla sağlıklı ilişkiler kurmaktan, AB ile ilişkilerin yeniden düzenlenmesinden, çözülmesi gereken beşmilyon göçmen sorunundan, ‘yurtta barış, dünyada barış’ felsefesinin yol göstericiliğinden söz edilmekte…

***

‘Millet ittifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin ‘Gelecek Bildirgesi’ adını verdiği manifestosu, çok önemli konular içeriyor.

Hukuk, demokrasi, ekonomi, dış politika konularında yaşanan ‘hiç de’ iç aydınlatmayan olaylara sıkça tanık olmak, özellikle de son kuşak üzerinde ‘iyi’ olmayan sonuçlarını ‘eğitim’ açısından değerlendirdiğimizde nerede olduğumuzu görmek pek de zor değil!

İnce’nin ‘Gelecek Bildirgesi’ adını verdiği manifestosu enine-boyuna konuşulup tartışılmalı…

Manifestodaki ‘her şey’ insanın yaşamını sürdürmesi için zorunluluk olduğu bilinmeli…

(Beşinci başlık ‘eğitim’ konusunu bir sonraki yazıya bıraktım.)

200518

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP