‘Manifesto’ denilince…

ABONE OL
8 Mayıs 2018 21:04
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

‘Manifesto’ sözcüğünü ilk Karl Marx ile Friedrich Engels’in yazdığı ‘komünist manifesto’ yapıtıyla duyduk…

Bundan yüzyetmiş yıl önce yazılmış, ‘şimdiye dek bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir’ tümcesi de yer almıştı. Yapıtta, bütün sınıflı toplumlarda ortak var olan özellik ‘kendi kendini yok etmeye yol açacak içsel dinamiklerin’ kapitalizmin yapısında bulunduğu anlatılmıştı, ‘manifestoda’…

Yakın zamanda ‘Yenikapı Manifestosu’ adlı bildiriyi duymuştuk Kılıçdaroğlu’dan…

15 Temmuz sonrası yapılan ‘Yenikapı’ mitinginde oniki maddeden oluşan bildiride siyasetin sokulmaması gereken yerlerden, siyasette uzlaşma kültürüne, ortak aklın egemen kılınmasına, özeleştiriden kaçınılmamasına, geçmişin iyi sorgulanmasına, ‘liyakat’ esasına uyulmasına, cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkılmasına, parlamenter sistemin güçlendirilmesine, yargının bağımsızlaşmasına, din-vicdan özgürlüğünün güvence altına alınmasına, eğitimin aklın öngördüğü bilimsel yapıya dayanmasına değin ‘koşullar’ sıralanmıştı…

İki gün önce Onaltı yıldır iktidarı yöneten AKP’nin 24 Haziran ‘manifestosu’ diye duyurduğu bildiriyi Genel Başkan R. Tayip Erdoğan açıkladı…

Partisinin İstanbul il kongresine yaptığı açıklamaya şu sözlerle başladı:

‘Birazdan manifestomuzu açıklayacağız. Bu manifesto ile başkanlık sisteminin geleceğini ortaya koyacağız. Ardından da seçim beyannamemizle neler yaptık, neler yapacağız Ankara’da açıklayacağız. Yaptıklarımız, yaşattıklarımızdır. Bir de yapacaklarımız var…’

***

Marx- Engels ikilisinin, sözünü ettiği kapitalizmi yok edecek olan ‘içsel dinamikler,

Kılıçdaroğlu’un Yenikapı mitinginde sıraladığı beklentiler,

Erdoğan’ın ‘yaptıklarımız, yaşattıklarımızdır’ özlü konuşması değil ‘üzerinde’ durmak istediğim…

Özellikle ‘politika’ içerisinde yer bulan, yer yer adını duyduğumuz ‘manifesto’ nediri…

***

‘Manifesto’ İtalyanca kökenli bir sözcük olmakla birlikte, bizde ‘bildiri’ karşılığı yaygındır.

Siyasal olayların, toplumsal devinimlerin, beklentilerin halka duyurulmasında, bildirilmesinde kullanılan bir yoldur.

Yapınan, ya da yapılacak olan olaylar, karşımıza ‘bildiri’ biçiminde çıkar.

Aynı zamanda ‘manifesto’ bir denizcilik terimidir de…

Denizcilik ticaretinde kullanılır.

Gemilerdeki malların cinsini-miktarını belirtmek için düzenlenen, ayrıca yükün gemiden boşaltılması sırasında gümrük yetkilisine verilen liste anlamını da içerir…

***

‘Manifesto’ sözcüğü bundan sonra daha sık kullanılacak gibi…

 

 

AKP’NİN ‘TEMAYÜL’ YOKLAMASI…

 

Dün, ‘Suya sabuna dokunur’ köşesinde ‘Temayül panayırı’ başlıklı yazısının ilk paragrafında şu sözlere yer vermişti, Özcan Aladağ:

‘AK Parti milletvekili aday adaylarının teşkilatlar bazındaki tanınırlığı ve desteğini ölçmeye yönelik olarak Onaltı yıl önce hayata geçirilen temayül yoklaması artık anlamına ulaşmıyor…’

Serinevler Spor Salonu’nda cumartesi günü yapılan ‘temayül yoklamasını kaleme almıştı…

Yazıya başlarken AKP’nin ‘temayül’ de olsa ‘bulduğu’ zamanı, diğer partilerin ‘zaman dar’ diyerek işi Genel Merkezde çözme yoluna gitmesini düşünmüştüm.

Neden olması ‘zordu’ ki…

Bugünden karar verilip; bir hafta sonra AKP’nin ‘temayül’ dediğine, CHP ‘eğilim’ diyemez miydi ki…

AKP’nin yaptığı ‘yoklamayı’ yerinde bulmak istiyordum aslında…

İşin aslının ‘başka’ olduğunu ilerleyen paragraflarda okurken de ‘bu avutma’ demekten kendimi alamadım…

Salonda esen ‘panayır’ havası, çevreye kurulan çadırlar, oylamadaki belirsizlik…

Bir de ‘temayül yoklamanın sonucunu Adana’da bilinmeyecek, mühürlü torba içerisinde genel merkeze’ götürülecek olması…

Oy verenin, verdiği oyun oranını bilmesi kadar ‘doğal’ ne olabilir ki?

Peki, oy durumunun bilinmesini istememek!

Bunu oy kullanan partilinin sorgulaması gerek…

070518

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP