Yirmi televizyon kanalı aynı anda iktidar konuşmacılarını ‘yayınlayınca’ yapılacak ‘başka’ bir şey olmadığını düşündük hep!
Doğrusu da oydu sanki!
Yapılan ‘en küçük’ eylemin bile bunca kanalda ‘naklen’ yayınlanması, konunun ‘daha çok’ izleyiciye ulaşıyor anlamı taşıyordu…
Muhalefet ağzıyla kuş tutsa, çok önemli açıklamalarda da bulunsa, yaşamsal yanı da olsa bir-iki kanalda yer bulabiliyordu ancak…
Buna iktidarın ‘sevinmesini’ hoş bulan olsa da, yurttaş için ‘bilgilenme’ özgürlüğünü engellenmesi bakımından değerlendirildiğinde ‘yanlışlarla’ dopdolu olduğu anlaşılır.
Bugüne değin böyleydi de…
Analistlerin son günlerdeki değerlendirmeleri, ‘daha çok kanalda’ olmanın iktidar için bundan böyle ‘eskisi’ gibi olmayacağı yönünde…
Değerlendirme şöyle:
İktidar ya da ‘cumhur ittifakı’ bundan sonra ‘vaatlerini’ sıralarken üzerinde uzun uzun düşünmeli.
Daha önce ‘iktidara gelince’ diye başlayan tümcelerin ‘pek’ yararlı olmayacağı, üstelik ‘onaltı yıldan beri’ ne yaptın sorusu ile karşılaşacağı yönünde.
Ekonomiden işsizliğe, adaletten hukuka, insan haklarından özgürlüklere değin verilen ‘vaatler’, bir de yine yirmi kanalda birden ‘naklen’ yayınlanınca yurttaş ‘tepki’ verebilecek, deniyor!
OHAL’de yatırımdan uzaklaşılması, ekonomide ‘çatının akması’, işsizliğin tavan yapması, çiftçinin üretim girdilerinin artması, taşeron işçilere verilen sözün yerine getirilmemesi…
Tüm bunlar yaşanırken, 24 Haziran seçimleri için ‘cumhur ittifakının’ egemen olduğu televizyon kanallarından bunları düzeltme ‘vaadi’ vermesi…
Analistler, bu kez çok kanalda olmanın ‘yararlı’ olamayacağını söylüyor!
Yanılanların, ikinci kez yanıltmaları ‘istenmeyecek’ deniyor!
Göreceğiz…
TOPRAĞA DEĞER KATAN ÜRETİCİ…
Üreticilerin, üretim alanlarının destek bulmaması nedeniyle ‘büyüyen’ açık hem ulusal paramızın değerini düşürürken, hem de dışarıdan döviz yoluyla alınan ‘tüketim ürünlerinin’ daha pahalı olmasının önünü açtı…
Adana’nın da ürünlerinden olan buğday, yanlış tarım politikaları sonucu her yıl düşüş gösteriyor. Ülkemizin topraklarından elde edilecek birçok ürün dışalımla sağlanıyor.
Buna et tüketimi, dahası hayvanlar için samanı da eklediğimizde ‘dövizin’ nerelere harcandığı görülebiliyor.
Üretimin düşük, gereksinmelerde de dışa bağımlılık söz konusu olunca, ulusal para doğal olarak değer yitirmekle karşı karşıya kalıyor!
Başbakan birkaç gün önce buğday fiyatlarına yapılan yüzde onikilik zammı açıklarken sevinen oldu mu bilmiyorum.
Yılbaşından bu yana mazota da yüzde oniki zam yapılmış.
Birkaç ay önce ‘çiftçiye mazot’ başlığıyla verilen destek de her gün biraz daha eriyor!
24 Haziran seçimleri yaklaşırken kaçak yapılaşmaya verilen ödün, kent kirliliğini doruğa çıkaran inşaat sektörünün satamadığı dairelere sağlanan ucuz kredi, birkaç ‘mutlu azınlıktan’ paradarın sevinmesi için açılan kasalar…
Ya bu ülkenin toprağına değer katan üretici, üreticinin ürünleri…
Sözünü etmeyelim; uyandırılmasın mı?
Işıklı ‘fiyat tanıtımı’ yapılan yerlerden uzaklaşalım o zaman!
Akaryakıtın ‘çılgın’ çıkışını görmeyelim o zaman!
SEVMEYİ BİLEN ADAYLAR
Önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen siyasi partilerin milletvekili aday listelerinin kulis bilgileri dolaşmaya başladı.
Kulis bilgileri, herkese göre değişiyor…
Her aday adayı kendine ‘ilk sıralarda’ yer buluyor…
Beni düşündüreni de, aday adayının kendini bir yerlere korken ‘etnik yapıları’ göz önünde bulundurmasına karşın, başkalarının da ‘farklı’ önem taşımalarını göz ardı ediyor olması!
Ne demeli; lanet olsun 12 Eylülün seçim yasası…
Lanet olsun, ‘seçmen istencini’ tanımamazlık…
Lanet olsun, siyasi partilerdeki ‘lider’ otoritesi…
Şu an çocukluk yıllarımızı ‘hayat bayram olsa’ adlı Şenay şarkısını anımsadım…
Orada ‘şu dünyadaki en mutlu kişi/ mutluluk verendir/ şu dünyadaki sevilen kişi/ sevmeyi bilendir’ diyordu…
Mutluluk veren, sevmeyi bilen adaylar olsun tüm partilerin listelerinin ön sıralarında; o yeter!
Sevmeyi bilen adaylara gerek var…
160518
EĞİTİM
2 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYAZARLAR
3 gün öncePOLİTİKA
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYEREL HABER
4 gün önceDÜNYA
4 gün önce