Buradan uzak kaldığım süre içerisinde yakınımın sağlık sorunlarıyla ilgilenirken en çok ‘sağlıkta’ nerelere geldiğimizle birlikte; sağlık çalışanlarının ‘hastaya’ tutumunda sergilediği davranışlar ile hastaya sunulan ‘hizmette’ gerek duyulan araç-gerecin ortama uygunsuzluğu beni yordu!
Geçtiğimiz yıl babamın rahatsızlığı nedeniyle bir ay boyunca kardeşlerimle nöbetleşerek kaldığımız Numune Hastanesi’nde yaşadıklarımız; hastayı ya da yakınını hastane görevlilerinin çoğu zaman umursamazlığı, gelişmelerden haber verilmeyişi, gecenin bir yerinde uyandırılış, günlük kan alışlar, günün belirli zamanlarında üç-beş hemşire ile odaya giren doktora Latince ağırlıklı sözler söylenmesi, doktorun aynı Latince sözcüklerine birkaç tane daha kendisinin ekleyerek hasta yakınına anlatması…
Bir ay boyunca yapılanların karşılığında ‘bir şeyler’ olmaması.
Bunu sorduğunuzda terslenmeniz, terslenmenizde tepki göstermeniz, gösterdiğiniz tepkinin ardından suskunluğa bürünen ‘tüm’ koridor görevlileri…
***
Tıbbın kurucusu olan Hippokrates ya da Hipokrat’ın yazdığı, günümüzde tıp öğrencilerine söyletilen ‘ant’ şöyle diyor:
Aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı statü, hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, yaşamımı insanlık hizmetine adayacağıma, hastalarımı hoşnut edeceğime, insan yaşamına mutlak suretle saygı göstereceğime, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim küçük sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma sevgi-saygı göstereceğime dil, din, milliyet, cinsiyet, takım, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlük ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim…
Doktorların ‘yeminin’ ardından, bilinmesi gereken ‘hasta ya da hasta yakınlarının hakları’na da bir bakalım:
Hangi nedenle olursa olsun hastaların yaşama hakkından vazgeçilemez. Her birey hastalıktan korunmak için uygun hizmet alma hakkına sahiptir. Her birey sağlık gereksinmesinin karşılanması için sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir. Her bireyin sağlık durumu hakkında var olan sağlık hizmetleri ve onlardan nasıl yararlanabileceği konusunda tüm bilimsel araştırma sonuçları ile teknolojik yenilikler konusunda bilgi alma hakkına sahiptir, sağlık hizmetleri hastanın kolay ulaşabileceği yöntemle ve anlayacağı dilde verilmelidir. Hasta yakınına gerçekleşecek her hangi bir ameliyat ya da tedaviye ilişkin tüm bilgiler, riskler, sıkıntılar, yan etkiler, başka tedavi seçeneklerinin bildirilmesi zorunludur.
***
Kozan Devlet Hastanesi’nde başlayan, sonra Balcalı, ardından Başkent Üniversitesi Adana Uygulama Araştırma Merkezi…
Kozan’da yaşayıp da Devlet Hastanesi’ni bilmeyen olmaz. Yeni binasına taşınmıştı. Eski binanın önündeki ağaçlık alan yok edilmişti. Yaz aylarında, rakımı Kozan’ın kent merkezinden yüksekliği, bir de çam ağaçlarının esintisiyle oksijen sunumunun bolluğu nedeniyle sağlık deposuydu. Geçtiğimiz hafta, yağmur yağışının olduğu gün, eski boş binanın önünden geçerek ulaştık yeni binaya.
Hastamızın ilk tedavisi için gerekli olan kan alımı, ardından film…
Akşam oldu, Balcalı’ya gidilmesi gerekiyordu. İşlemler yapılırken yağmurun şiddeti de arttı. Kozan-Adana yolundaydık… Ambülanstayım. Arkadan iki araçla gelen yakınlarımız var…
Yağmursuz, gündüz gözüyle bile yapımı inatla bitirilmeyen Kozan-Adana yolunda yolculuk yapmak ne denli zordu oysa; gece karanlığında, yağmur yalaklarının oluşturduğu zorluğu bir de bu koşullarda düşünmeli…
Balcalı, hep bana soğuk gelmiştir. Basık, karabasanlı… Nede olsa buraya gönderilmiştik ama; yapacak ne var ki? Her ne denli ‘hasta ya da hasta yakını’ olarak seçme özgürlüğümüzden söz edilmiş olsa bile, tek seçenek Balcalıydı… Acil hastadan kaçan kaçana!
İşlemlerin yapılmasından sonra ‘yoğun’ bakım olmasa da, arada bir yanına varabildiğimiz çokça hastanın olduğu bir salona alındık. Kozan’dan gelen film, kan değerleri gözetilerek odaya çıkarılışımız iki saati aldı.
İki yataklı bir oda… Gece yanında kalacağım. Önce hemşireler, ardından doktor geldiklerinde dosyayı inceleyip bir film çekileceğini ona göre ‘tedaviye’ başlanacağını söylediler. Öyle de yapıldı. Yarını bekliyoruz…
***
Hastanede gecelemek, özellikle kış aylarında daha ‘riskli’ olması gerek. Üşütmeyle başlayan, griple süren, başka türlere dönüşen birçok hastalığın yayılmasına neden olan ortam… Odada hasta yakınının gece dinlenebilmesi için bulanan deri koltuk buz gibi. Görevlinin birinden çarşaf ya da nevresim isteyen komşu hastanın yakınına ‘vermemiz yasak’ dendiğinde ben utandım.
‘Ne demek yasak’ diye sorduğumda, ‘veremiyoruz’ diye yineleyince ‘bunu size yasaklayanlar, hasta yakınının da hasta olmasını istiyor olmalı, çünkü bu koltuk, bu havada insanı hasta eder’ dediğimde ortadan kayboldu.
Bu böyle bir ‘hasta ya da hasta yakını hakkı’ olmalı; üstelik Balcalı’da…
Sürecek
121217
EĞİTİM
Az önceYAZARLAR
Az önceYAZARLAR
Az öncePOLİTİKA
15 dakika önceYAZARLAR
33 dakika önceYEREL HABER
1 gün önceDÜNYA
2 gün önce