Bu kadarı da fazla…

ABONE OL
11 Aralık 2017 17:35
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Diyanete sorulmuş: “Telefon, mesaj ve internet yoluyla BOŞANMA geçerli midir?”
Diyanet, Din İşleri Yüksek Kurulu FETVA ile cevaplamış soruyu:
“Bir kişi BOŞANMAYI ifade eden sözleri, Telefon, mektup, mesaj, faks ve internet yoluyla bildirerek de BOŞANABİLİR!.” Çüşşşşş!.
Dini böylesine “zelil” edebilmek kimin haddi, kimin hakkı!?..
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN’NİN KURULU NİZAMINI SÜRDÜREN YASA; ANAYASA, İNSAN HAKLARI, BU CEVABIN NERESİNDE; SORUSUNDAN VAZGEÇTİK. Biliyoruz ki, orası sizin arızalı bölgeniz.
Bari söyleyin; AKIL, MANNTIK, İZAN, AHLAK VİCDAN, NERESİNDE BU CEVABIN!?
Aklı hepten dışlatırsanız, o din bu topluma ne katar?..
Asıl sorulması gereken şu: Mantığı dışlayan fetvacıların bu toplumla alıp veremediği nedir?
Toplumsal nüvenin temeli olan aile bağları din adına böylesine basite alınıp, pamuk ipliğine bağlanırsa, dinin, topluma vereceği başkaca hangi ahlak kuralının hükmü kalmıştır ki?
Böyle bir fetvanın, “adem evladından doğma” bir kafanın mantığı olabileceğine inanmak istemiyorum!.. Kaldı ki; kaya çatlağından fırlamış çıkmış olsa bile bir kişi, vereceği cevabın içinde birazcık mantık ve izan aranmaz mı!?..
Bu ne rezilliktir, bu ne kepazeliktir yahu!.. ilkçağ kafasına, modern gereçler ancak böyle uyarlanabilirdi!.
Aklı başında bir Allah kulu, dini bu denli zelil hale düşürenlere hiç mi bir şey sormayacak!?.. Bunca mı sahipsiz artık bu ülke!?.. Hepten mi gözden çıkarılıp ortaçağa öncesi kafaların izanına teslim edilmiş?
Bu adamlar dinin toplumsal nizamına bile zarar verecek bir kepazeliğin altına, hem de din adına imza atarken kimlerden ve nasıl cesaret almaktadırlar??
Ülkenin bilim yuvaları olması gereken üniversitelerine tanınmayan böylesine bir özerklik hakkı, din adına fetvalarla toplum birliğine, toplum ahlakına zarar veren karanlık beyinlere nasıl olmuş da tanınmıştır?
Hiç mi kalmadı; Türkiye Cumhuriyetinin değiştirilemez ilkelerine sadakatla bağlı bir
tek bile yürekli cumhuriyetin savcısı!?
Türkiye Cumhuriyeti Medeni Kanunu yürürlükten mi kalktı!?..
Şeriat hükümleri hepten mi çöreklenip oturdu, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurum ve kuruluşlarının üzerine? Şeriatın esaretinde mi artık demokratik, laik, sosyal hukuk devleti?
Hangi yasadan alınan hak ve yetkiyle, kimlerden alınan cesaretle açıklanabilmektedir böylesi bir rezillik!?…
Din bu mu?… Dindarlık bu mu?…
Böyle mi ulaşacak bu Türkiye Cumhuriyeti çağdaş uygarlık düzeyine!?…
Böyle mi kurulacak geleceğin Aydınlık Türkiye’si!?
Bu kafalara geçit verenlerle mi dünya ülkeleri arasında saygınlık kazanacak bu ülke!
*
Özel anaokullarında okutulacak Kur’an derslerinin programı belli olmuş!. Resmi okullardaki program da en kısa sürede yürürlüğe girecekmiş!.
Mektupla, faksla, telefonla, internet yoluyla boşanmaya“fetva” sağlayan diyanete, yarın bu programları yürütme yetkisi de verilirse sakın sesin çıkmasın emi Türkiye!…
Bak, hangi konuda hadislerle haber veriyor (muhtemel) ders kitapları.
• (Sultanını zelil etmek için koşan ilk fırkayı kıyamette önce Allah zelil edecektir.) [Deylemi] (Sultana isyan etmemek, Ehl-i sünnet inancındandır. İsyancı dünya ve ahirette zelil olur.)
• (Bir sultanı zelil etmeye kast eden kavmi, kıyamette ilk önce Allah zelil eder.) [Nesai] (Sultanı kötülemek, anarşiye sebep olur. Anarşi çıkaranı da Allah ahirette hesaba çeker.)
* Aziz: izzeti, şerefli… Zelil: hor, hakir, alçak, rezil
8 Aralık 2017

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP