Buradaki en büyük eksiklik…

ABONE OL
13 Kasım 2017 21:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Acı olan şudur;

Ülkemizin toprakları hem tarıma, hem de hayvancılığa elverişli olmasına karşın; bu ülkeyi yönetenlerin yanlışlarından, kişisel doyumlarından, hazırcılığından, bilgiyi üretime dönüştüremeyişinden dolayı…

Aklımıza gelen her şeyin dışalımı var!

Fasulyesi, nohutu, pirinci, buğdayı, samanı, mercimeği derken…

Dana karkas etin de dışalımı gerçekleşti! Gıda Tarım-Hayvancılık Bakanlığı’nca yürütülen, uzun süredir ‘ucuz et’ söylemi gerçekleşirken, ‘ucuz et’ satışı için hükümete yakın iki marketler zinciriyle anlaşmaya vardı. İki market zincirinde, iki gündür raflarda yerini alan ‘ucuz et’ öğle saatlerinde tükenmesi nedeniyle de bakan ‘sevindirici’ haberi verdi!

‘Ucuz et satışını altıbin tondan, onbin tona çıkarabiliriz!’

***

Ne güzel yönetiliyoruz biz böyle!

Daha dün Milli Eğitim Bakanı, yeni sınav sistemini açıklarken ‘nitelikli okullar için sınav’ zorunluluğundan söz etmişti, diğer okulların ‘niteliksizleşmesinin’ nedeni öğrenciler ya da velilermişçesine…

Bugün de Gıda Tarım-Hayvancılık Bakanı bir gelişmişlik, bir ilerlemişlik, bir toplum rahatlatılmış gibi ‘altıbin tondan onbin tona çıkarabiliriz’ diyor!

Bakanlığın, üst düzey yetkililerinin tek ‘sorunu’, ‘ucuz eti’ dışarıdan getirebilmekti nasılsa…

Bakanın ‘başka marketler zinciri yoktu, o nedenle’ diyerek savunduğu hükümete iki yakın market zincirinde birkaç saat içinde tükeniyordu nasılsa…

‘Helal kesim mi’ sorusuna ‘kendim yemediğimi halka yedirmem’ denilerek de, ‘ucuz et’ Sırplılıktan da kurtuldu nasılsa…

İyi değil mi böyle?

***

Artık nasıl olur derseniz…

Ülkemiz, düşünen insanın şaşkınlıklar içerisinde kalması gereken olaylar zinciri ile dopdolu olmasına karşın; şaşırmayı sağlayacak ‘sinirleri’ alınmış bir toplum olduk ya; umursayan kaç kişi bilmiyorum!

İşte milli eğitim bakanın ‘nitelikli okul’ demesini kurcalamayan, kurcalamış olsan bile susturulan bir yapı egemen olunca, bu işin sonu nereye varacak dersiniz?

Sözümona evinin yanındaki okula gitmeyip, ‘nitelikli okul’ kontenjanı dışında kalan öğrencilerin seçeneği ‘özel okul’ dışında ne?

Anne-babayı, nasıl geçindikleri sorulmadan ‘böyle’ bir masrafla karşı karşıya getirmek; güzel olmalı!

‘Ucuz et’ tüketiminin çokluğu nedeniyle, dışalımın altıdan onbin tona çıkarılması bile düşünülürken amacın ‘ne’ olduğu akla gelmek zorunda…

‘Ucuz et’ mi, üreticiyi’ bitirmek mi?

***

Şöyle yapılsın…

‘Ucuz et’ sağlanan ülkede, üretici bu fiyattan satıyorsa, bizin üreticimiz bu eti daha ‘pahalı’ satıyorsa; bunun nedenlerini, eksikleri, yapılması gerekenleri, hangi üretim yöntemi kullandıkları araştırılsın…

Densin ki…

‘Bakın Sırplar bu eti, şu koşullarda daha ucuz elde ediyor, sizin uyguladığınız yöntem yanlış olduğundan eti pahalıya mal ediyorsunuz…’

Banklıca densin ki…

‘Bizden istediğinizi söyleyin, üretiminizin önündeki sorunları bize bildirin, küçücük ülkeler hem bolca et yiyor, hem de bizlere satıyor. Bizin eksiğimiz yok, fazlamız var…’

Densin ki…

‘Bir ülke üretmedikçe, gereksinmelerini her geçen gün artırarak dışarıdan aldıkça, yalnız üreticiye olmaz, o ülkenin tamamına olur. Onun için üretime önem verin…’

Bu ‘densinler’, inanın ‘altıdan onbin tona çıkarılsın’, demekten daha kolay, daha insancıl, daha da bu ülkenin geleceğine yönelik bir söylem…

***

Bu denli varsıllıklar barındıran bir ülkede tarım ile hayvancılık bu denli ‘çözümsüzleştiriliyorsa’, bu denli anlaşılmasının üzerine ‘is’ perdesi düşürülmesine karşın şaşkınlıklar yaşanamıyorsa, duyulan her şeyin önüne ‘itaat’ denilen savunmasızlık çıkarılıyorsa, üretimin önündeki engeller yok edilmek yerine kabartılırken alkış buluyorsa, denilenler ‘hep’ doğru biliniyorsa…

Buradaki en büyük eksiklik…

071117

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP