Yıllar önce okuduğum bir yazısında ‘gençler bize bakıyor’ demişti, Oktay Akbal. Öyle değil mi ki? İnsanın doğasında ‘var olan’ bir olgu olmasına karşın, zaman zaman eleştirdiğimiz durumlar da ortaya çıkarır doğal olarak!
Ülkemizde iktidar ile muhalefetin sıcak atışmalarında buna sıkça tanık oluruz!
Anımsayalım…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzından ‘ne olur biraz sus, biraz konuşma ki ülke rahat etsin’ diye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a serzenişte bulunduğunu bilmeyenimiz yok!
Ülkenin tepe noktasında olanlar ‘böyle’ atışmalar yapınca, ‘her şey’ patlayan mısır gibi dağılıyor; genel başkanlardan alt kadroya, oradan yandaşlara, oradan illere-ilçelere…
Bu ‘atışmada’ yeri olmaması gerekenler, düşünmeleri gerekenler; her ne denli çarpıklık olmuş olsa da ‘kendilerini’ beğenmediklerinin yerinde buluveriyorlar!
Son günlerde hükümette oluşan kaynama, CHP’yi ‘seçenek’ konumuna taşımasının önündeki engeller ivme yitirirken ‘yerel’ de kimi ‘bilinmezlikler’, kimi ’darlıklar’ tartışma konusu oluyor ister-istemez…
Hani ataların ‘meyveli ağaç taşlanır’ özdeyişindeki ‘güçlenme’ olgusuna CHP kendini erken kaptırdı gibi!
Kiminden ‘Çukurova ilçesinde belediye çantada keklik’ sözleri…
Kiminden ‘delege seçimi demokratik kurullar çerçevesinde yapılıyor’ deyişleri…
Kiminden ‘Büyükşehir Belediyesi bizim’ umuşları…
Bu arada da parti içi ‘grupçukların’ ayrı telden çalışları…
Bunlar neden yapılır, daha yeni yeni ‘ivme’ kazanmışken, iktidarın kirli çamaşırları medyada yer almaya başlamışken, düne değin veryansın savunanlar apışıp kalmışken; neden?
Yok Seyhan belediyesinin listesi, hayır Çukurova belediyesinin listesi, yok-hayır Çukurova örgütünün yaşananları ‘demokrasi şöleni’ olarak belirtmesi…
Tüm bunlar, kendini ‘sosyal demokrat’ tanımına yakın bulan partinin tabanında yaşanıyorsa, yaşanırken partiye emek verenlere zarar veriyorsa, seçmeni ‘birinin adamı olmaya’ zorluyorsa oturup düşünmek gerek!
Genel başkanın dediği gibi, n’olur biraz susun, demek gerek!
Ne de olsa ‘sosyal demokratlar size bakıyor’…
Hastanın ‘asıl durumu’…
Önceki gün, Çukurova Barış’ta yer alan ‘Hasta adreslerini kim veriyor’ başlıklı bir haber vardı.
Haberdeki alt başlık şöyle:
‘Devlet hastanelerine başvuran hastalar sağlık raporu almak için servisleri dolaşıp heyete giriyorlar, istedikleri oranda özür ya da ağır özür raporu alamadıklarında hastaları ayakçı-aracı olarak değerlendirilen kişiler evlerine dek giderek teklifte bulunuyorlar…’
Buradaki soru şu:
‘Aracılar, hasta adreslerini nereden alıyor?’
Aslında haber konusu her ne denli ‘hasta adresi’ olsa da, içinde kirlilikler dolu…
Üstelik bu dünün, bugünün konusu olmadığı gibi, sağlık kurumlarında yaşananlardan yalnız bir-ikisi…
İki anı anlatayım geçen yıldan:
İlki, İstanbul’dan…
Sitemiz yenimuhalefet’te yazan bir doktor arkadaşımız, İstanbul’a atanmıştı. İlk deneyimlerini kazanacaktı. Günler, aylar geçti. Bir gün, bulunduğu sağlık kurumunun yakınında yer alan bir eczanenin, kendisinin adına sahte reçete düzenlediğini, hiç bilgisi yokken suçlandığını öğrenmişti. Olayın, deneyimli doktor-eczacı eşgüdümü olduğu aylar sonra ortaya çıkmış, arkadaşımız da aklanmıştı…
İkincisi, Adana’dan…
Birkaç kez kalp operasyonu geçirmiş, gözünün birinde görme sorunu olan, bacağında boydan boya açık izi bulunan, çeşitli sağlık sorunları nedeniyle çalışırken zorlanan bir tanıdığım ‘sağlık raporu’ almak isterken biriyle tanışmıştı. Israrımla da, tanıdığı kişiye takılmayıp Adana’da, Ankara’da, yeniden Adana’da kurula girdi. Ama öyle ki, Adana ile Ankara arasında çarpıklık vardı. Birinin doksan dediği, diğerinde altmış! Aylar bekledi! Adana’da görmeyen gözü bile ‘yarı-görür’ biçimde değerlendirildi. Biraz da kavgayla da olsa uzun süre sonra yeterli ‘özür’ raporunu aldı!
Buradan şu noktaya geldim:
Birinci olaydaki eczacıyı suçlayalım; tamam!
İkinci olaydaki ayakçı-aracıyı da suçlayalım; tamam da…
Hastanın ‘asıl durumunu’ görmezden gelip, ‘aldanmayın, dolandırılmayın’ denilip aracıya gitmesine neden olan baş aktörleri görmezden gelmeyelim!
031017
YAZARLAR
5 saat önceYAZARLAR
8 saat önceYAZARLAR
9 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
3 gün önce