Bu ülkede yaşayanın, bu ülkenin çıkarlarını korumaması nasıl bir şeyse; Adana’da yaşamını sürdürüp de, Adana’nın yararını, kalkınmasını, büyümesini istememek arasında fark var mıdır?
Günlerdir Adana’nın ‘yoksulluğu’ konuşuluyor,
Narenciyesi konuşuluyor,
Ekonomik yetersizliği konuşuluyor,
Yatırımsızlığı konuşuluyor,
Hükümetin uzak duruşu konuşuluyor,
İşsizlikteki büyümesi konuşuluyor,
Muhalefet partilerinin kaygıları, iktidar partisinin suskunluğu konuşuluyor!
Adana’da Büyükşehir belediyesinin, merkezdeki iki belediyenin iktidar partisinden olmaması, yerel ‘hizmetlerin’ de savsaklanmasında en büyük etken!
Duymayan yoktur kanımca, seçim öncesinde iktidarın ‘kentimize hizmet istiyorsanız, iktidarımızın nimetlerinden yararlanmak istiyorsanız’ diye başlayan tümceler söylenirken, konuşmacıyı ayakta alkışlayanları ‘hep’ düşünmüşümdür!
Tüm kentlerin ‘iktidar’ partisinin olduğunu düşünün; ya sonra?
‘Tek tip’ yapma, isteme, zorlama çabası…
Seçmen ‘yok kardeşim, seni istemiyorum’ deme özgürlüğünü kullandığında da…
Daha dün Büyükşehir Belediye Başkanı ‘Adana’da hükümetin yaptığı yatırımların trafik yükünü omuzlamak için, İçişleri bakanlığına yedi ay önce başvurduğumuz ikiyüzkırk milyonun onayını bekliyoruz’ dedi…
Çukurova Üniversitesi, Bilim-Teknoloji Üniversitesi, Numune Hastanesi, Şehit Hastanesi, Yeni Stadyum, Bölge Adliye Mahkemesi’nin oluşturacağı ulaşım sorunların ‘en aza’ indirmesi için, Büyükşehir Belediyesinin yapacağı harcamalar…
Adana’daki şu an yaşanan ulaşım sorununu bilenler, bu konuya duyarsız olamaz!
Bugün Atatürk Caddesi’ndeki trafiğin durumunu bilmeyen yok; özellikle iş giriş-çıkış saatlerinde, bir değil iki aracın yan yana geçici park yapmak zorunda kaldığı anlarda, işine ya da varacağı yere geç kalma sresiyle boğuşanları bilmeyen yok!
İşte, Büyükşehir Belediyesinin yedi aydır beklediği ikiyüzkırk milyonun, kamu harcamasıyla yapılan ya da yapımı süren yerlere ulaşım için harcanacağını bırakıp AKP İl Başkanı Fikret Yeni’nin ‘bu dördüncü kredi talebi, Sözlü aldığı paraları boşa harcıyor’ sözünü düşünmeden olmuyor!
Başkan Sözlü’nün harcamasında anlaşmazlık varsa sormalı; tamam!
Ancak ‘çamur at izi kalsın’ biçiminde bir yaklaşımsa; bu da haksızlık…
Adana’da yaşamını sürdürüp de; Adana’nın yararını, kalkınmasını, büyümesini, rahatlamasını istememek olmaz elbet…
İnsanız biz!
Güzel şeyler neden ‘ütopya’ oldu ki?
Hani sabaha gülümsemek gibi…
Eşe, çocuğa sarılmak gibi…
Stresten uzaklaşmak gibi…
Günün başlamaması için ‘boş’ çırpınışları olanları gördüğümde ‘neden bu acı’ dememek olası mı?
Ama kimler var, kimler güne kızgın, kimler kızgınlığa neden bilmeyen yok ki!
Her şey bir yana…
Yaşam salt ‘acı’ demek mi ki?
Yaşam salt ‘yaşamsızlık’ mı ki?
Birileri sürünürken, sıkıntılar içerisinde çırpınırken, düşerken, acılanırken; birilerinin sırtarık gülücükler yayması karşısında neden sus-pus…
İnsan olmasa; yaşam, güç, teknoloji, lüks ne ki?
İnsan olmasa; insan ne ki?
Güzel olanı ‘hep’ erteleyerek, güzel olanı ‘ütopya’ sayarak, güzel olanı ‘hep’ teke indirgeyerek; güzel olanı ‘hep’ çirkinleştiriyoruz ya…
İnsanız biz!
11.1017
EĞİTİM
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYAZARLAR
3 gün öncePOLİTİKA
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYEREL HABER
4 gün önceDÜNYA
5 gün önce