Birinci yılı yurdun dörtbir yanında düzenlenen, binlerce yurttaşın katılımıyla ‘unutulmayacağı-unutturulmayacağı’ yinelenen 15 Temmuz sürecünde yaşananlar, karşılıklı suçlamalar; ‘olayın’ algılanamadığını, ders alınamadığını, ‘ne olup-bittiğinin’ bilinmesinin istenmediğini gösteriyor…
Unuttuk mu; 15 Temmuzda olanları, 15 Temmuza nasıl gelindiğini, 15 Temmuzun hangi olaylara gebe olduğunu, yurttaşları nasıl bir yaşamın beklediğini, yaşanan can pazarını, satılmışlıkları, dış işbirlikçilikleri, kendi ulusunun insanına silah doğrultmaları, ksrdeşe kurşun sıkmaları…
Unuttuk mu?
Herkes ‘at izinin it izine karıştığını’ söylüyor…
Herkes ‘adaletin çıkmazını’ ileri dürüyor…
Herkes ‘haklı-haksız içeri alınan’ yurttaşlardan söz ediyor…
Tüm bunlardan sonra da; adına ‘kutlama’ mı, ‘anma’mı olduğu bile tam olarak söylenemeyen 15 Temmuz’da, iktidar-muhalefet ‘farklı’ tören alanları oluşturuyor kendine…
İyi mi?
***
‘Kutlama’ mı, ‘anma’mı?
Ülkenin tüm kurumlarını ele geçirmek için ‘görevlendirilmiş’ bir yapının, emperyal güçlerin direktifleri doğrultusunda göstermiş olduğu gelişmelere zaman zaman ‘fırsat’ verilmiş olsa da, çoğu zaman ‘laikilik karşıtı eylem içerisinde’ olduğu gerekçesiyle durdurulan; son onbeş yıllık süreçte ’laiklik karşıtı’ olmaktan kurtulup, ‘birlikte yürüdük biz bu yollarda’ şarkısından güç bulan bir oluşum…
Günü geldi, gücünü gördü, 15 Temmuzu bu halka yaşattı…
Kurumların ‘kritik’ noktalarını ele geçirmenin verdiği güçle ‘yönetime’ el koymaya kalkıştı…
Bu sürece gelinirken askerin, yargının, emniyetin, bilişimin başındaki yurtseverlerin nasıl ‘kozmik odalar’ benzeri kumpaslarla boşaltığını-cezalandırıldığını, hükümetin ‘boşaltanların savcısı’ olduğunu duymayan, o günler bunları yaşayıpta anımsamayan yok kanımca…
İşte bunlara…
Yurttaşın,
Askerin, yargının, emniyetin içerisinde ‘bu ülke’ için direnmelerin sonucu olarak 15 Temmuz; kutlama…
Burada yaşamlarını yitirenler, bu uğurda savaşanlar için 15 Temmuz; anma…
***
Şunun altını çizmek zorunludur:
Bu ülke 15 Temmuz gibi bir olay yaşadı!
İkiyüzelli yurtaşımızın ocağını söndürdü!
Yüzlerce yurttaşımız yaralandı!
Yurdun ‘kritik’ noktaları bombalandı!
Adına ne denilirse-denilsin ‘bunları’ bu ülkenin yurttaşı yaşadı, yaşamları bu yaşananlardan dolayı perdelendi…
Yok, diyen var mı?
***
İktidar ile muhalefet, bir ipin ucundan karşılıklı çeker ‘konumda’ gibi; dediklerinden ‘hiç bir şey’ çıkarılmaması için, mahallenin ‘huysuz’ komşu kavgalarını andıran polemiklerden ıraksanamayacak bir konum içerisinde…
Eğri oturup, doğru konuşalım; iktidar ile muhalefet arasındaki tartışmaları anlayan var mı?
Biraraya gelmedikleri sürece de anlaşılacak gibi değil!
İktidar ile muhalefetin, yurttaşların karşısına çıkıp konuşacakları konular var, işte bir kaçı:
*17-25 Aralık nedir?
*15 Temmuz nedir?
*Evet-Hayır referandumu, adalet yürüyüşü nedir?
*15 Temmuzun birinci yılında, Meclis Başkanı’nın tutumunun açıklaması nedir?
*Kontrollü darbe, 20 Temmuz nedir?
*Yenikapı’dan çıkarılması gereken, sonrasında ‘sürdürülememe’ gerekçesi neydi?
Bunları bilmeden ne ‘milli iradeden’ ne de ‘kurtuluştan’ söz edilebilir…
***
15 Temmuzun birinci yılı…
İktidar ile muhalefet ‘aynı’ alanda buluşmaktan kaçındı!
İktidar ile muhalefet kendi ‘farklı’ olanaklarını kullandı!
İktidar ile muhalefet kendi ‘yandaşlarını’buluşturdu!
İktidar ile muhalefet ‘polemik’ konusu olacak sözler söylemekten kaçınmadı!
Birbirinden ayrı, küs gibi; oldu mu şimdi?
170717
YAZARLAR
6 saat önceYAZARLAR
8 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önce