Kaldırın bardakları; insana…

ABONE OL
30 Aralık 2016 10:46
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Her yeni yıl yaklaşırken, ‘geçmişin’ yanlışlarını onarmak yerine ‘kutlanmalı mı, kutlanmamalı mı’ sorusu üzerine yoğunlaşmaktan yorulmadık nedense.

Hıristiyanların kutlama günüydü,

İsa’nın doğumuydu,

Noel’di…

‘Bize, geleneklerimize, göreneklerimize uymaz’dı…

***

2016 yılı her şeyi ile üzerinde uzun boyla düşünecek olaylarla geçti!

Canlara kıyıldı,

Yurtlar yandı,

Bombalar patladı,

Temmuz kurşunlandı,

Yaşama korku salındı,

Geçim zorlandı,

Paylaşım bozuldu,

Güvenler yıkıldı…

Ön yüzünde ‘ak güvercin’ olan kartpostalın arka yüzüne ‘yeni yılınız kutlu olsun’ tümcesini düşmek de bu ülkenin insanına kaldı!

İyi mi?

***

Peki, ‘yeni yıl kutlaması’ nedir?

Noel, denen kutlama ilk ne zaman, kimlerce kutlanmıştır?

Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ’ın yazdıklarından aktarayım:

Hıristiyanların İsa’nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır.

Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor.

Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.

Türklerde güneş çok önemli… İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece gündüzle savaşıyor.

Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.

İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar.

Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor.

Bayramın adı NARDUGAN… 

(…)

Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar.

Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş…

***

2016 yılı..

Diyarbakır Çınar ilçesinde beş,

Ankara’da bomba yüklü araç patlatıldı onsekiz ,

Ankara Kızılay’da patlama otuzyedi ,

İstanbul Atatürk havalimanında bomba patlaması kırkiki,

15 Temmuz darbe girişimi ikiyüzelli,

Gaziantep’te mahalle düğününde patlama elli can, Hakkari’de karakola bombalı saldırı onsekiz,

Siirt’in Şilvan ilçesinde maden ocağında patlama dört,

Adana Valiliği’ne saldırı iki,

Adana Aladağ’da cemaat kız öğrenci öğrenci yurdunda oniki,

İstanbul Beşiktaş Maçka’da patlama kırkdört,

Rusya’nın Türkiye büyükelçisi Andrwy Karlov’a saldırı,

Kayseri’de çarşı iznine çıkan askerleri taşıyan otobüs yanında patlama onbeş…

Hepsi birer can; hepsi birer birer ocaklarından, sevdiklerinden, yaşamlarından koparıldılar.

Yıl 2016

Buraya yazmadığım daha nicesiyle 216 yılını gönderiyoruz işte…

***

Alışkanlık olmuş ya; ‘yeni yıl’ dileklerimiz olmalıymış! Ne ‘dileği’, bu ülkede yaşayan her yurttaşın en doğal hakkı ‘dilekten’ de öte ‘istemek’…

Evet; 2017 yılında barış, erinç, kokusuzluk, insan gibi yaşamak, sevdiklerimize en yalın biçimde sarılabilmek, düşündüklerimizi söylemek, sokaklarımızda koşabilmek, ormanlarımızı soluyabilmek, çocuklarımızı okutabilmek, eşimizi sevebilmek, bu coğrafyada yaşamınızı sürdürebilmek, kimseye el açmamak, emeğimizi üretime dönüştürebilmek, insan katleden hırslardan kurtulmak istiyoruz…

Kimin geleneğinde olduğu umurumda değil;

Kaldırın bardakları; insana…

291216

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP