Asıl erek ‘insan’ olmadıkça

ABONE OL
5 Aralık 2016 16:33
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Bombalar patlıyor; insanlar parçalara ayrılıyor!

Yurtlar yanıyor; ana-babalarından uzakta öğrenciler cayır cayır yanıyor!

Maden ocaklarında göçük oluşuyor; onlarca emekçi can veriyor!

Trafik kazalarını mı eklemem gerek,

İş kazalarını mı eklemem gerek,

Rögar kapaklarının açık olmasından dolayı oluşan kazaları mı?

Listeyi uzatmak zor değil!

Liste uzadıkça sevimsizleşiyor her şey!

Liste uzadıkça yönetenle yönetilen arasındaki ‘ayrım’, olanlara böyle bir ‘kayıtsızlık’, böyle bir ‘umursamazlık, böyle bir ‘sorumsuzluk’ acıtıyor yıllanmış yanımı…

***

En ‘uygar’ toplumlarda bile terör eylemleri,  maden ocakları çökmesi, öğrenci yurtları yangını, karayolu kazaları, karayolunda trafik kurallarına uymak zorunda olanların sorumlulukları yer yer gündeme gelir.

Oradaki soruşturmada da, bizdeki gibi alttan bir-iki kişi sorumlu bulunarak konu kapatılıyor mu acaba?

Yoksa…

Maden ocakları ya da öğrenci yurtlarında yaşananlara bakarak;

Öncelikle ocaktaki emekçilerin, yurttaki öğrencilerin sorumlusu kim?

Bunların yaşam ya da iş yapma alanlarını düzenleyen kim?

Yaşam alanı ya da iş yapma alanlarının eksikliklerini belirleyen kim?

Bunları, bu sorumlulardan soran kim?

Eksiklikleri ‘görmezden’ gelip, ‘uygun’ raporu düzenleyen kim?

‘Uygunsuz’ raporları, ‘uygundur’  diye onaylayan kim?

Onlarca yaşanan katliam benzeri olaylardan sonra; ‘tüm bunları’ ört-bas etmek, karartmak, ‘kayırmacı’ söylemler yaymakla ‘görevlendirilen’ kim?

Bunlar sorulmaz mı acaba?

***

İnsanın ‘can güvenliğinin’ sağlanamadığı, ‘can korkusunun’ yaşandığı bir yerde ‘başka’ bir şeyden söz etmek; olanların pek de ‘umursanmadığı’ sonucunu çıkarmıyor mu?

Yaşanan ‘en’ acı olaylar bile üç-beş günden çok konuşulmuyor.

Ankara olayı kaç gün konuşuldu?

İstanbul’da yaşananlar ya da…

Adana’da olanları yalnız, olayda zarar görenler yaşıyordur ‘on gün sonrasında’…

Aladağ yurt yangını bile durutuldu bile…

Peki, 15 Temmuz…

Peki, başkanlık sistemi…

Peki, yalan-yanlış-korumacı söylemler…

Ülkemizdeki yaşanan eksikliklerden,

Kurtulabilmek için merdiven çıkışında birbirine sarılarak-yanarak yaşamlarını yitiren öğrencilerden,

Yerin bilmem kaç metre altına önlem alınmadan girmeleri istenen madencilerin yaşam çığlıklarından…

Sözüm ona ‘insandan’ ‘çok’ mu daha önemli?

Peki, neden?

***

Yaşadığımız kentler bizim ‘önemlimiz’ olmak zorunda elbette…

Adana’da benim için önemli…

Her köşe başını, ‘Esed’in hükümdarlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil’ diyebilenlerin işgal ettirdiği bir ülkemiz oluşu acı gerçek!

Terörün estirdiği korku bir başka acı…

Tarikatlara ‘din’ ekseninden bakılarak önem verilmesi de bir başka acı…

Denilenlerin tamamını ‘anladıklarını’ düşünmeme karşın, bu denli ‘sormasız’ oluş bir başka acı…

Yine ‘insan’ diyorum…

Yine ‘insan olmadıkça’ arının balının bile anlamı nedir ki?

Asıl erek ‘insan’ olmadıkça; köprüler, tüneller, duble yollar, çok katlı yapılar, banka hesapları, padişah koltukları, altın kapılı saray, döviz…

Akla gelen ne varsa; ne önemi var ki?

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP