Sorma-sorgulama yetimizi yitirdik mi yoksa?
Yaşananlar karşısında bu denli umarsızlık, bu denli umursamazlıklara tanık olunca ‘haklı’ olarak soruyorum!
Yitirdik mi?
Konuşmaları yan yana koymayı neden unuttuk?
Neden bir biri arasındaki bağı kurmada zorlandık?
Neden daha kısa süre önce yaşananları göz ardı ettik?
Bakışlarımızdaki ayracın her gün biraz daha açıldığını neden görmedik?
Neden?
***
Okuduğumuz, izlediğimiz olaylar ‘hep’ aynı!
Ekonomik,
Sosyal,
Kültürel,
Sistem, …
Soma’da yaşanan ağlatıyı yalanlayabilir miyiz?
En son Akkuyu nükleer santralini ya…
Kentimiz Adana’da gerçekleşen ‘tır’ olayını ya da…
Bunları bırakalım bir yana; yurttaşın geçim sıkıntısını, piyasanın karabasanını, öğrencinin eğitim ilkelliğini, hukukun işlersizliğini…
Bunları yok sayabilir miyiz?
***
Şunu anlamakta zorlanıyorum ben:
İktidarın iki kanattan, Erdoğan-Davutoğlu işbirliği içerisinde muhalefet partilerine ‘miting’ yetiştirmelerine nasıl bir ‘haklılık’ bulunabilir?
Çevremde konuştuklarım o denli benimsemişler ki…
Donup kalıyorum!
Peki;
Başbakan kimdi?
Cumhurbaşkanı kimdi?
Bu erkler ne yaparlardı, yurttaşı nasıl görürlerdi?
Ayrı düşüncelere ‘nasıl’ bakarlardı?
Bunu önemseyen yok!
***
Onüç yıldır, tek başlarına karar vermelerine, akşam konuştuklarını bir gün sonra uygulamalarına karşın;
Alanlarda ‘sistemi’ eleştiren, ‘bitti’ diyen, ‘şikayet’ eden kendileri!
Daha öncesini önemsemeyelim;
Feto’yu güçlendiren, kurumlardan yararlandıran, savcısı olan, sınav sahteciliğini savunan, kumpaslarına payanda olanlar da kendileri…
Koca on yıl…
Sahnelerde ‘birlikte yürüdük’ şarkısını söyleyen, onlarca ‘suçsuz’ insanın yaşamını karartan, ‘seni aramızda görmek istiyoruz’ çağrısını yapan da kendileri…
Sonra bir gün, ‘bizi aldattılar’ demekle ‘her şey’ nasıl biter?
‘Bizi aldattılar’ diyenleri, nasıl ‘vah vah bizim adamı bile aldatmışlar’ diyerek savunurlar!
Anlamakta zorlanıyorum ben!
***
Geçenlerde üç dönem süresi dolup, önce Melih Gökçek’le polemik konusu olan, ardından Erdoğan’la da ‘küçük’ tartışmalar yaşatan Bülent Arınç’ın dediği bir tümce vardı;
‘Adalete ve yargıya güven yüzde 20’lere kadar düştü. Bu hakimler, bu savcılar yüzünden, bu yapılan yargılamalar yüzünden, kumpas dediler en ağır cezalar verildi. Sonra yeniden yargılamalar yapıldı hepsi beraat etti. Böyle bir mahkemeye kim inanır, böyle bir mahkemeye kim güvenir?’
Kim inanır gerçekten?
Öyle ya ‘hukuku’ bu güvensizliğe kim getirdi?
Ya da tüm bunlar neden sorulmaz-sorgulanmaz?
Neden umursanmaz?
***
Sorma-sorgulama yetisi yitirtirdi!
Ülkemizin ‘Yeni Türkiye’ denilerek, karartılmasıyla karşı karşıyayız!
Son günlerde Adana’da yaşanan, 29 Mayısta Uğur Mumcu Meydanında yapılacak olan Vatan Parti’si mitinginin, Erdoğan aynı tarih-saatte ‘miting yapmak istiyor’ diye iptal edilmesi bu ‘karartının’ habercisi!
Bunca yaşananlar karşısında bu sus-pusluk niye?
23.05.15
YAZARLAR
12 saat önceTARİH
13 saat önceYAZARLAR
15 saat önceYAZARLAR
15 saat önceYAZARLAR
17 saat öncePOLİTİKA
18 saat önceYAZARLAR
1 gün önce