Gündemin izi/ 14 Aralık

ABONE OL
14 Ekim 2015 08:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Birkaç gündür twitter üzerinden paylaşımda bulunan ©fuatavni’nin ‘cemaate yönelik operasyondan’ söz etmesi, otuziki isim sıralaması, Erdoğan’ın ak-saray’ından da duyurduğu ‘inlerine bile gireceğiz’ sözlerinin ardından ‘operasyon’ başladı…

©fuatavni’nin dediği gibi ‘Zaman’ gazetesi yazarlarından başlandı işe…

Sırada Bugün, Taraf Gazetesi yazarları da olacağı bekleniyor!

Sonra merkez medya…

Sonra muhalefet…

Sanatçılar, oyuncular…

Örnekler, çarşambadan perşembeyi gösteriyor!

 

* *

14 aralık…

17-25 aralık yolsuzluğunun birinci yılı!

‘Paralel yapı’ oluşumunun ‘ilk’ gündeme gelişinin yıldönümü!

Bunun bir öncesi vardı ama…

Gözden kaçırılan, savsaklanan, unutturulmak istenen…

Bugün hükümetin sözcüleri başta, Erdoğan’ını sıkça suçladığı muhalefetin ‘suçlamalar’ karşısında yurttaşa doyurucu açıklama yapamamasını da anlamış değilim doğrusu…

‘Öncesi’ dedim…

Geçen yıllarda dersaneler gündeme gelmeden ‘ne de güzel’ anlaşıyorlardı cemaatle hükümet.

Erdoğan ‘ne istediniz de vermedik’ bile dememiş miydi cemaate?

Bir yandan muhalefet gazetecilerini atıyorlardı içeri…

Bir yandan ‘uyduruk adlarla’ düzenlenen gece yarıları baskınlarıyla askerleri…

Ne iktidardan bir kınama geliyordu, ne de cemaat gazetelerinden…

Yine ‘uyduruk’ belgeler çıkarılıyordu!

Bülent Arınç’a suikast ‘komplosunda’ ortaya çıkarılan ‘asker haritası’ gibi!

Her şey;

Kozmik odaya girmek,

Askeri zora sokmak,

Zayıflatmak,

Sindirmek için olduğu ‘bugün’ artık biliniyor!

Bugün sözü edilen tüm suçlamalar ‘o günlerde’ temellenmiş, güçlenmiş, desteklenmişti!

 

* *

Hiçbir türlü salt susturmak, sindirmek amaçlı baskılara destek vermek bana göre değil!

‘Susturmak, sindirilmek’ amaçlı, deniyorsa eğer bu günkü operasyona, öncelikle geçen yıllarda ‘kara gecelerde’ eşlerinden, çocuklarından koparırcasına alınıp-götürülenlerin, önce ‘yüzlerce yıllık’ cezaları istenirken, ardından salıverilen askerlerin, yazarların, gazetecilerin, aydınların ‘susturma, sindirilme’ eylemlerinden söz etmek gerekmez mi?

O günlerin ‘özeleştirisi’ yapılması gerekmez mi?

Oldu-bitti; her şey bu denli ucuz, bu denli basit mi?

Söz konusu olan ‘insan’, o insanın ‘çalınan yılları’ olmasına karşın!

O günlerde başta Zaman…

Bugün…

Taraf…

Neredelerdi!

Yazarları, televizyon izlencelerinde ‘operasyonları’ yorumlarken, ‘haklı gerekçeler’ sıralıyordu!

Hiçbiri konunun ‘susturma, sindirme’ eylemi olduğunu söylemediği gibi, söyleyenler de susturuluyordu!

Bu yaşananlar unutulmamalı…

 

* *

Bugün olanlar…

14- aralık; 17-25 aralık olayının karşılığı mı bu?

Bunu özellikle bilmek, sorgulamak gerekir!

Başbakan ‘gün imtihan günü’ diyor!

17-25 aralık olayının mı?

Başbakanın, bakanların, yakınlarında duranların ‘yolsuzluklarını’ açıklayan tapelerin, görüşme kayıtlarının ortaya çıkmasının mı ‘imtihan günü’ bu?

‘Bizi dinlediler’ diyen Başbakan değil mi?

‘Bunlar yalan’ diyen de Başbakan!

Peki bunların hangisine inanıp da ‘yalan’ ya da ‘dinlediler’ konusunda bu günü ‘imtihan günü’ sayacağız?

Pek de ‘alışık’ olmadığımız olaylar yaşansa da ‘şaşkın’ değiliz!

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP