(Yeniden)
Sabah kalktığımda artık ‘uyuşukluk’ içerisinde kıvranmalarım olsun istemediğim gibi; bu yerel seçimin ardından da ‘keşke’ kendindensizliğinin yaşanmasını istemiyorum…
Siz tanık olmaz mısınız?
‘Destekledim ama pişmanım!’
‘Senin sözüne kandığım için oyumu verdim!’
‘Aslında oy verilecek adam oydu; yanıldım!’
* * *
Daha seçim sonrasının ‘ilk’ gününde yükselen bu ‘sesler’ karşısında; gelinde yerinizde ‘rahat’ durun, ‘sessiz’ kalın, ‘umursamaz’ olun!
Duramam ki…
İlk başta yaşamını ‘keşkeleşmeler’ üzerine kuranlara kızarım!
Dün ile bugün…
Daha ne geçti aradan da, başlarını çelik duvara çarpmışlarcasına acınırlar; anlamam!
Ne olmuştur?
Hangi kasırga, hangi deprem, hangi tusunami…
Üstelik ‘yolsuzlukları, yargıyı yönlendirmeyi, interneti susturmayı, düşündürmemeyi, biata ödül vermeyi, gözdağlarını’ buna ekleyecek olursam; kızgınlığın boyutunu biraz daha anlarsınız.
* * *
Keşkelerde, hep bir ‘pişmanlık’ gizlenmiştir!
Pişmanlığın içinde de ‘karar verme’ düzensizliği, ya da beceriksizliği…
İbrahim Tatlıses’in ‘keşkem’ şarkısında ‘gizlenmiş’ olan ‘teslimiyetçilik’ kadar, olayların içerisinde ‘yuvarlanma’ tutarsızlığı…
Düşünsenize:
Seninle çıkabilseydim…
Elinden tutabilseydim…
Kafelerde diskolarda…
Beline sarılabilseydim…
Evet, bunların olamayış ‘nedeni’ anlatılmadan söylenen bir şarkının dinleyici üzerinde bıraktığı iz, bu yerel seçim sonunda kendini gösterecek…
Nasıl mı?
Şöyle:
Seni tanımasaydım…
Mitinginde sarılmasaydım…
İnan bunlar olmazdı…
Bir oyumu vermeseydim…
* * *
Seçim sonrasının daha ilk günü yaşanacak ‘uyuşukluklar’ üzerine kurulu bir toplumun ‘bireyleri’ arasında olmamanın ‘koşulu’ yaşanları anımsama, anımsayışlarla yönelmedir.
Gelin bunu ‘bu kez’ başaralım…
Şunu söyleyebilelim:
‘Destekledim, sonuna dek arkasındayım.’
‘İyiki yüreğimin sesini dinleyerek karar vermişim.’
‘Adam gibi adamı desteklemekten hoşnutum.’
Toplum olarak buna büyük ‘gereksinim’ duyuyoruz çünkü.
GÜNDEM
12 saat önceEKONOMİ
12 saat önceGENEL
13 saat önceEKONOMİ
13 saat önceGÜNDEM
13 saat önceEKONOMİ
14 saat önceDÜNYA
14 saat önce