Bir acı tablo yaşanıyor…
Kimsenin, kimseyi anladığı, ya da anlamak için zorlandığı bir ortandan öte; ‘leblebiden nem’ çıkarma çabası içinde tepedekiler…
Bu nasıl bir anlayış?
Davul zurnayla gönderilen ‘bıyıkları yeni terlemiş’ kuşak; dağlarda bu ülke için canlarından olurken, bu ülkenin ‘yöneticileri’ kavgayı yeğliyor!
Haksız alınan telefon ücretlerine,
Vergilerle büyütülen akaryakıt fiyatlarına,
Sorgusuz içeri atılmalara,
Ne olduğu ‘tam’ çözülemeyen Ergenekon suçlamasına,
Her karara ‘tamam’ diyen anlayışa,
Eğitime,
Sağlığa,
İşsizliğe,
Hukuğa,
Kısaca ‘yarına güvensizliğe’ asimile edilmeye susulmasına karşın…
Çirkin tablo…
* * *
Yanımızda bulunanı, komşumuzu, yaşadığımız bu güzel doğalı ülkeyi, bu toprağı, buradaki anıları bırakmak; buna hayınlık etmek, satılmasına izleyici kalmak, insanlarını aç-açıkta bulmak, kırmak, ezmek nasıl yeğletilebilir, nasıl benimsetilebilir?
Benimsetilmiyor mu?
Bu ülkenin değerleri birer birer adına ‘özelleştirme’ denilen emperyal güce ‘teslim edilme’ çabasına tanık değil miyiz?
Bırakalım hepsini, bölgemizde kurulan HES’ler ne?
Bizim mi?
Nasıl?
Daha düne değin doğal akışına tanık olduğumuz su yatakları niçin, kimin adına yön değiştirdi, örtüsü bozuldu, iklim şaşkın!
Birileri uğruna, koca sessiz yığınların yüzlerinin maskelenmesi neden?
Bu tablo hoş değil…
* * *
Kız kardeşimin oğlu Tunahan Facebook’da ‘her insan ölecek yaştadır’ biye bir not düşmüş.
İnsanın, ölümünü beklemesince kafaları karıncalaştıran, yalnızlığa iten, bilinmezliğe çökerten bir şey olabilir mi?
Yıllarını ‘öğrenmek’ için, üstelik öğrendiklerini birilerine verebilmek için uğraş vermiş, KPS’ye geldiğinde durdurulmuş kaç kişi tanıyorsunuz?
Açıkça söylemem gerekirse, ben sayısını bilmiyorum!
Matematik okumuş,
Fizik okumuz,
Tarih okmuş,
Ziraat okumuş,
İşletme okumuş…
Birkaç gün önce görüştüğüm biri ‘yaşamın önemi ne’ diye sordu bana.
Suskunluğum uzun sürünce de sözünü sürdürdü:
‘Bir şeyler yapmak istiyorum, ama yapamıyorum. Ölüm bana yaşamaktan daha yakın.’
İşte burada karşı koyma hakkımı kullandım:
‘Dur bakalım, daha ne gördün de teslim oluyorsun? Daha çok göreceğin şeyler var, direnmelisin…’
Dedim demesine de, Tunahan’ın ‘her insan ölecek yaştadır’ notunu unutmadım…
Bu tabloyu yaşamayı sevmedim…
* * *
Bu ülkeyi yönetsin diye ellerine verdiklerimiz, bu ülkenin insanının yaşadıklarını bir yana atmadan, birbirlerini dinleyerek konuşmadıkça; bu gedik her gün biraz daha büyüyecek, tablo her gün biraz daha çirkinleşecektir…
Başbakan muhalefeti anlamazsa,
Muhalefet başbakanı anlamazsa,
Bu ülkenin insanlarının ikisinden birisi başbakanın, diğer yarısı muhalefette olan partilerin ağızlarına bakarak yaşamlarını sürdürmeleri, birbirlerini anlamaları olası mı?
Ancak…
Tabloyu düzeltmek olanaklı…
EĞİTİM
8 dakika önceYAZARLAR
21 dakika önceYAZARLAR
37 dakika öncePOLİTİKA
1 saat önceYAZARLAR
1 saat önceYEREL HABER
1 gün önceDÜNYA
2 gün önce