Temel DEMİRER

Temel DEMİRER

07 Mayıs 2024 Salı

Abd-Çin gerilimi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Temel DEMİRER

Özellikle de yüksel(til)en ABD-Çin gerilimi vakasında…

Pekin ile Washington arasındaki cebelleşme, yeni(lenen) “Soğuk Savaş”ın çok önemli bir cephesini oluşturuyor. Çünkü söz konusu durumun ticaret savaşlarının teknoloji eksenine yansımalarıyla doğrudan ilintisi var.

ABD ve Çin arasındaki küresel hegemonya mücadelesinde şu anda en yoğun çatışma teknoloji alanında yaşanıyor. ABD’yle kıyaslanınca Çin’in süreci daha iyi yönettiğini, kararlı adımlar attığını söyleyebiliriz.

İşin nereye varacağını şimdiden söylemenin olanaksız olduğu da açıkça görülüyorken; Çin’in, teknoloji sektörünü denetim altına alması ABD ile arasındaki soru(n)ları kızışmaya aday. Sadece ABD de değil; tüm Batı’da…

Örneğin, dünya basınında büyük sarsıntı yaratan Almanya şansölyesi Sosyal Demokrat Olaf Scholz’un 27 Şubat 2022 tarihli konuşması gibi… Konuşmayla ilgili olarak ‘Le Monde’, Napolyon’un “Bırakın Çin uyusun, çünkü uyandığında dünyayı sarsacak” sözlerini anımsarcasına “Almanya uyandı” diyordu.

‘Le Monde’a göre, “Bir hafta gibi kısa bir sürede” Almanya, “dış politikada, eski pasif savunma kültürüne kıyasla 180 derece bir dönüş gerçekleştirmişti.” Muhafazakâr ‘Die Welt’in baş editörü Ulf Poschardt, söz konusu konuşmanın “Müthiş bir yeni başlangıç” olduğunu düşünüyordu.

‘Der Spiegel’e ve ‘The Financial Times’a göre konuşma, “Avrupa ve Almanya açısından bir dönüm noktası” idi.

Kimi gözlemciler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve ilhak girişiminin, Almanya’da toplumsal havayı değiştirerek Şansölye Scholz’un, Almanya’nın dış politikasında bu radikal değişiklikleri açıklama fırsatı verdiğini düşünüyordu.

Scholz konuşmasında, koalisyon ortağı Yeşiller ile birlikte, Almanya ordusunu modernleştirmek için 100 milyar Avroluk (127 milyar dolar) bir fon yaratacaklarını açıkladı. Bu fon, Alman savunma sanayisini canlandırmak için gereken yatırımları da finanse edecek. Almanya Anayasası’nın savunma bütçesine koyduğu GSYH’nin yüzde 2 sınırı da artık bu yeni dönemin olağanüstü koşullarında geçerliliğini kaybediyor. Bu 100 milyar Avroluk fon, Almanya’nın hâlen geçerli savunma bütçesine eklendiğinde, Almanya savunma bütçesi İngiltere’den sonra 6. sıradan, ABD ve Çin’den sonra 3. sıraya yükselebilecek.

Scholz’un konuşmasındaki öncelikler bağlamında bu “erimenin” hızlanmasını bekleyebiliriz. Bu konuşmayla ilgili olarak, ‘The Washington Post’ başyazısında “ABD bu kadar ani bir dönüşe hazırlıklı değildi” diyordu. Peki, özellikle imalat sanayiinde bir ekonomik dev olarak, dünyanın 3. büyük savunma bütçesine ve kendi savunma sanayine sahip bir Almanya’ya dünya ne kadar hazır?

Bu sorunun eşliğinde bakınca, “Sakın Ukrayna eskinin öldüğü yeni düzenin doğmaya başladığı yerin adı olmasın” sorusu, daha korkutucu bir anlam kazanmıyor mu?[1]

Elbette “Evet”! Çünkü Çin’in yeni(lenen) “Büyük Oyun”daki konumuyla “yeni paradigma” gelişiyor. Bu “yeni paradigma”nın, Çin’in Rusya, İran, Çin deniz kuvvetlerinin ortak savaş oyunları, Suudi Arabistan balistik füze programına yardım, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne İran’ı üye, Mısır ve Katar’ı diyalog ortağı olarak eklemek gibi askeri-jeopolitik emareleri de var.

Washington ile Pekin hattında ittifak bloğunu genişletme arayışı hızlanırken; küresel kapışma öyle bir döneme girdi ki bundan sonra artık her bölgesel kriz küresel boyut kazanmaya aday. ABD 2000’lerde ne Çin’in bu kadar hızlı büyüyeceğini ve bunu stratejik bir kazanıma çevireceğini, ne de Rusya’nın bu ölçüde Çin’e yanaşacağını hesap edebildi. ABD Çin’e yoğunlaşırken, kendisini Rusya ile daha fazla uğraşır buldu.

Bu kadar da değil… Pekin Kış Olimpiyatları’nın açılışı nedeniyle bir araya gelen Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ‘Yeni Bir Döneme Giren Uluslararası İlişkiler ve Sürdürülebilir Küresel Kalkınma Hakkında Rusya Federasyonu’nun ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ortak Bildirisi’ne imza attılar.

Bildiri, uluslararası ilişkilerde artık yeni bir döneme girildiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu yeni dönem, önceki “iki kutuplu” ve dünkü kısa süreli “tek kutuplu” dünya düzeninden farklı: “Çok kutuplu/merkezli dünya düzeni”ne işaret ediyor.

 

NOT

[1] Ergin Yıldızoğlu, “Almanya Uyandı”, Cumhuriyet, 3 Mart 2022, s.