14 Kasım 2024 Perşembe
Mekin ŞAHİN
İşten eve, evden işe giden düzende eriyor…
Babaların gördüğü, kabullenemediği şey Cumhuriyet ruhunun yok edilmesi. İnançların bitirilmesi.
Ülkenin her yanında yurtsever Türkiyeli yerini, ev erkeğine terk etmiş olmasıdır.
Yıllar önce birileri yazmış:
“Ne güzel cahildik; televizyon yoktu. Gazete her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Dışarıda kar.
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor. Kuzinenin üzerinde demir maşa, maşanın üzerinde ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu.
Sucuk lükstü.
Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi.
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için bizler ne kadar yaşlıyız.
Dışarıda kar…
İçeride kanaat…
İçeride huzur…
Televizyon yoktu.
Gazete her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar…
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası…
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı…
Domates de…
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar…
İçeride huzur…
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi…
Kimin umurunda…
Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk.”
Bu mısraları yazan yıllar önce yazmış.
Evet cahildik ama, bugün kapı komşusunu bilmeyenler gibi “ev erkeği” değildik.
Zar zor elde ettiği kitapları okuyarak, radyolardan ajansları dinleyerek, tarlada ve fabrikalarda örgütlenerek, hırsıza ve rantçıya isyan ederek; kapı komşumuzla omuz omuza, kendi geleceğimizin güvencesini, halkımızın ve ülkemizin top yekun gelişmesinde arardık.
Bu ruhu, bu algıyı, bu sevgiyi, bu arzuyu kaybettik.
Şimdi karar zamanı!
Ev erkeğimi olacaksınız?
Ya da komşusu açken, tok yakmaktan vazgeçerek; insanlık adına kavgamı vereceksiniz?
Susma!
Kendi geleceğini senin gücünü kendine güç yapanlara teslim etme.