Mehmet Halil Arık

Mehmet Halil Arık

07 Nisan 2024 Pazar

Davet…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir kişiyi sevmek ayrı, kayıtsız şartsız teslim olmak ayrı ŞEYLERDİR. Bu referandumda bizlerin tek kişinin sultasına teslim olmamız istenmektedir. Hem de sonu gelmez yalan iftira ve korkutma dayatmalarıyla….
Köleliği kabullenmek bir kişinin kendi tercihi bile olarak kabul edilemeyecekken, bunu bir başkasına empoze etmeyi hak olarak görmek akla da izana da vicdana da sığacak bir durum değildir. İşte bu gün ülkemizin karşı karşıya bırakıldığı durum budur. Üstelik bu, öfkeyle, inatla, ihtirasla, dayatmayla, korkutmayla yapılmaya kalkılmaktadır. Öfke, inat, ihtiras, korku ve dayatma yetmezmiş gibi, kötüyü en iyi gösterme gayreti adına yalan ve iftiralarda işin içine sokulmuyor mu!?… işte bu kahrediyor olmalı insan olanı.
Yönetimin tek elde toplanmasının adı dünyanın neresinde olursanız olun, sultanlıktır, krallıktır, tiranlıktır. Bunun bizim ülkemizde özgürleşme olarak yutturulmaya kalkılması, akla da izana da vicdana da ziyandır, kamu oyuyla da alay etmektir. Layık mıyız böylesi bir muameleye!?… Demokrasiyi uygulayan ülkelerden neyimiz eksik bizim iyi niyetten başka…? Bizim de hakkımız değil mi tüm kurumları tıkır işleyen, eğitimi çağdaş, hukuku güvenilir, güvenliği tam, dost ülkeler arasında huzurla yaşamak!?… Dayatılacak başkanlıkla bu günkü bozuk demokrasiyi ve özgürlükleri bile arar hale geleceğimizi idraktan aciz miyiz?
Anayasalar milli mutabakattır!… Ortaklık adına huzur, sükun, kardeşlik ve güvence sözleşmeleridir. Dayatmaların sonucunda, hangi oranla hangi yüzdeyle kabul edilecek olursa olsun, milli mutabakatı sağlamayan bir ortaklık sözleşmesinin uzun vadeli ömrü olabilir mi!?…
Daha da beteri, böyle bir çatışma, inatlaşma, öfke ortamı bu ülkenin geleceğini tehlikeye sokmaz mı? Öyleyse, en halishane duygularımızla soralım: Ülke insanlarının büyük bölümü dışlanarak ne yapılmak isteniyor?
Bir süreliğine devleti yönetme yetkisini halktan almış bir kadronun bu yönetimi üstelik de tek kişilik kadro ile devam ettirme ve sürekli kılma adına yaptığı girişimlerin neresi demokrasidir? Neresi güçlü ülke yaratmadır? Bu girişimin, neresi, o ülkeye, o dillerden düşmeyen istiklal istikbal ve istikrarı getirecektir.
Aklı ve vicdanı dışlayan, tüm varlığını öfke, inat, kin, ihtiras ve öfkeli ayrıştırma üzerine oturtan bir yönetimin getireceği ve vadettiği istikbal(!) ve istiklal(?) ülkenin hayrına değildir.
Bu konudaki görüş ve düşüncelerinizi de grubumuz içinde öfke ve hakarete meydan vermeden paylaşınız lütfen…
Bu amaçla ” AKLIM DA VİCDANIM DA HAYIR DİYOR!” GRUBUNU KURDUK. LÜTFEN GRUBUMUZU ZİYARET EDİP ÜYE OLUNUZ VE ÜYE BULUNUZ. EN KISA ZAMANDA YÜZBİNLER OLALIM.
Aklın ve vicdanın sesi bu referanduma “hayır” diyecektir.