Habip Hamza Erdem

Habip Hamza Erdem

01 Mayıs 2024 Çarşamba

Atatürk Devrimleri’nin neresindeyiz?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Paris’te Atatürk Dostları Derneği (ADD) var.

Fransızcası Les Amis d’Atatürk à Paris (LADAP).

23 Ekim 2019 tarihinde, « Que deviennent Les Réformes d’Atatürk en Turquie » konulu bir panel düzenlemiş bulunuyor.

Bu da, en doğru Türkçe ile, ‘Türkiye’de Atatürk Devrimlerinden (geriye) ne kaldı? » biçiminde çevrilebilir.

Her ne kadar, Atatürk için Batı’da reformcu (réformateur) deniyorsa da, O’nun kendisini ‘Devrimci’ olarak tanımladığını biliyoruz.

Kaldı ki, Türkiye’de O’nun döneminde hep ‘Türk Devrimi’, ‘Büyük Türk Devrimi’, ‘Devrimlerimiz’, ‘Devrim Tarihi’miz veya ‘İlke ve Devrimlerimiz’ denilmiştir.

Ve hiçbir yerde ve zamanda ‘yaptığımız reformlar’ denilmemiştir.

Ve yine, eğer bir ‘reform’ yapmak gereği ortaya çıkmışsa, o da ‘İlkeler’ yani ‘Devrim İlkeleri’ çerçevesinde yapılmıştır.

Panele katılanlara gelince ; başta Salih Bozok var. Torun Salih Bozok.

Atatürk’ün en çok güvendiği adamların başında gelen başyaver Salih Bozok’un torunu olan Salih Bozok.

Kanımca, dedesi ve babasından duydukalarıyla ‘Atatürk Devrimleri’nin nereden nereye gelmiş olduğunu en iyi o anlatacaktır.

O, bildik sözle ‘Neredeeen nereye ?’ gelindiğini yani.

Bir başka panelist, kanımca iyi bir Atatürk Biyografisi yazmış olan Alexandre Jevakhoff’tur.

Kemal Atatürk (Père fondateur de la Turquie), Editions Tallandier, 1989. 1999, 2004 ve 2016’da yeni baskıları yapılmıştır.

A.Jevakhoff da sadece Türkiye’nin kurucu babası değil de, ‘Modern Türkiye’nin kurucu babası’ dese idi, daha yerinde olurdu diye düşünüyorum.

Çünkü, zaten Türkiye Cumhuriyeti, ‘modern zamanlar’ın bir ürünü, yani benim ‘ikinci kuşak’ dediğim uluslaşma sürecinin bir ürünüdür.

Tarihsel zorunluluk gereği imparatorlukların dağılması ve ‘Ulusal Kurtuluş Savaşları’nın yaşandığı bir süreç.

Ve ‘fetih’lerin artık, geri dönülmez biçimde tarihe gömüldüğü bir süreç.

Buraya bir mim koymak gerekirse, denilebilir ki, kim ki, bu sürecin devamı olan günümüzde aklından ‘fetih’-metih geçirir, bilin ki o tartışmasız ‘akıl yoksunudur’.

Çünkü bilimlerin anası olan Tarih, geriye doğru akıtılamaz.

Üçüncü panelistimiz  Editions Chronique’ten yayımlanan (1998 ve 2005) ‘Atatürk’ kitabının yazarı Georges Daniel.

Georges Daniel’in  L’Harmattan’dan çıkan « AtatürkUne certain idée de la Turquie » başlıklı çalışmasının yanısıra, Aziz Nesin’den ‘çevirileri’ de bulunuyor.

Onun da Türkiye’yi bildiği ve ‘Atatürk Devrimleri’nin ‘neredeeen nereye ?’ gelmiş olabileceği konusunda  tutarlı bir çözümleme yapacağını tahmin edebiliriz.

Panelist Loulou Dedola’nın da Letterio Bonaccorso ile birlikte yazdıkları  Le Père Turc: À la recherche de Mustafa Kemal başlıklı bir çalışması var.

Loulou Dedola’nın  bir ‘Mustafa Kemal arayışı’nda olduğuna bakılırsa, ortalıkta birçok şeyin yitirilmiş olduğu sonucuna varabiliriz.

Sonuç olarak bu panelde ‘Atatürk Devrimleri’nin ‘neredeen nereye’ gelmiş olabileceği konusu, uzmanlarınca tartışılmış olacak.

O nedenle, buradan, paneli düzenleyen arkadaşlara önerim, panelde söylenilenleri ‘suya yazılmış’ olmaktan çıkaramak ve gerek görsel ve gerekse yazılı olarak geniş kitlelere iletmek olacaktır.

Ki, ağız alışkanlığıyla ‘Atatürk Reformları’ ya da ‘Reformist Atatürk’ demek aymazlığına düşülmeye.

Çünkü O, XXnci yüzyılın en büyük Devrimci’lerinden biri ve belki de en büyüğüydü.