Faruk Haksal

Faruk Haksal

01 Ocak 2024 Pazartesi

Toplama

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sanıyoruz, toplama işaretinin gereklerini gerektiği şekilde yerine getiremiyoruz.

Sonra da doğal olarak sonuca ulaşamıyor… Ve olanı-biteni çok çabuk unutuyoruz.

Örneğin, aşağıda yer alan bilgilerin çok büyük çoğunluğunu sizler de pekâlâ biliyorsunuz; ama… Toplama zafiyeti yüzünden, bu bilgileri alt alta yazarak bir sonuç çıkarmada ve dolayısıyla da, gerçeğin dibine ulaşmada sorunlar yaşıyoruz.

Sonuçta, gerçek dip-tutuyor.

Gerçeğe dayanarak yapmamız gereken düşünce faaliyeti güdük kalıyor; soyut düzlemlerde geziniyor: İşe yaramıyor.

Örnek mi istiyorsunuz?

Buyurun öyleyse:

Türkiye’nin Irak’la arası son derece bozuktur ve kopma noktasına doğru yürümektedir.

Suriye, hiçbir gerçek neden ortada yokken icat edilmiş bir düşmandır.

Mısır, Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük elçisini ülkesinden kapı-dışarı etmiştir.

Ermeni meselesi herkesin malumudur. Azerbaycan’la yıllardır sürdürülen geleneksel kardeşlik politikasının üzerine ince ince kar yağmaktadır.

Yunanistan’la süre gelen anlaşmazlıklar uluslar arası bir düzlemde yol almakta, gün geçtikçe sivrilmektedir.

Rusya lideri Putin, Başbakanımızı tüm basın mensupları ve sair davetlilerin önünde [hiçbir sakınca görmeden ve pervasızca] küçük düşürücü bir duruma düşüren espiriler yapabilmektedir.

Bulgaristan genel seçimlerine kişisel olarak müdahalede bulunan ve bu ülke içinde AKP benzeri bir parti yaratarak ucu ince kendisi kalın anlaşılmaz bir siyaset izleyen “büyüklerimiz” nedeniyle bu ülke ile olan ilişkilerimiz de nazik bir mecraya sürüklenmiş bulunmaktadır.

Böylece komşularımızla sürdürülen “sıfır risk” siyaseti, onlarca gerçek ve ucu karanlık risklere dönüşmüştür.

Yabancı Batı basınında ise, Türkiye Başbakanı’nın izlediği siyaset, demokrasi anlayışı ve kültür düzeyi ile ilgili olarak hazmedilmesi kolay olmayan yazı ve yorumlar yayınlanmaktadır.

Daha da vahimi aşağıdaki sayısal gerçektir:

Bir CHP milletvekilinin soru üzerine bu ülkenin Dışişleri Bakanı Davutoğlu, resmi biçimde şöyle bir bilgi vermektedir:

–          Türkiye’ye son 4,5 yılda çeşitli ülkelerin temsilcilikleri tarafından tam 149 bin 367 NOTA verilmiştir.

Nasıl kavrayabiliyor musunuz?..

Yardımcı olalım: Tam 149 BİN 367 NOTA!..

Evet, işte böyle…

Ve eminiz bu bilgilerin çok büyük bir çoğunluğunu ya da hepsini hepiniz biliyorsunuz.

Ama işte sorun, bundan sonrası ile ilgilidir.

Mesele, bu bilgileri alt ata yazıp toplamak… Ve toplamadan bir sonuç çıkartmaktır.

Bilgi; statik, durağan ve kuru bir materyal değildir.

Öte yandan bilgi düşünmenin alt-yapısıdır, malzemesidir.

Bilgiler olmadan düşünmemiz mümkün değildir.

Ama bizim insanımızın sorunu, yeterli bilgiye sahip olmasına rağmen iş düşünme eylemine gelince, makinelerini stop ettirmesidir.

Dolayısıyla edinilen bilgiler de durup-istif edildikleri raflarda eskimekte ya da sadece “salon sohbetleri”nde hoşça vakit geçirmeye yardımcı olmaktadır.

Oysa insan düşünen bir varlıktır.

Yani, düşünce vardır.

Ve bir de yaratıcı düşünce vardır!..

İşte eksiğimiz budur.

farukhaksal@gmail.com

www.soruyusormak.com

www.akceder.com