Ülkemizde toplam 25 bin olan resmi [vesikalı] fahişe sayısı son 8 yılda 100 bin rakamına ulaşmış.
Bilgiyi veren Devlet’in resmi kurumları.
Fahişe ne demek?
Vücudunu satarak geçimini sağlayan kadın demek.
Güngörmüş bir arkadaş itiraz ediyor bu tarife…
Hayır diyor, fahişe vücudunu satmaz; kiraya verir.
Sattı şey, onurudur, kişiliğidir.
Düzeltelim mi, yaptığımız tarifi, ne dersiniz?
İstatistik bilgileri daha da ileri gidiyor ve şu anda, “40 bin kadının vesika müracaatı yaptığını ve sonucunu beklediğini” söylüyor.
İnsanlar niçin vücutlarını satarlar?
İşte Dünya ekonomisinde ön sıralara geçtiği ileri sürülen ekonomimizin trajik bir sonucudur bu sorunun yanıtı.
Şimdi, bu rakamları bir de tersinden okuyalım.
Demek ki, ülkemizde karşısındaki kadının [insanın] vücudunu para ile satın alma ihtiyacı içinde yanıp tutuşan hatırı sayılır bir erkek kitlesi var.
Parayı veriyor; alacağını alıyor ve evinin yolunu tutuyor…
Yolunu tuttuğu evde kendisini bekleyen belki de bir eşi var. Ama durum vaziyeti kötü; hal ve gidiş mafiş; bastır parayı al helvayı… Kurulu düzenimizin önemli bir parçasıdır bu acıklı manzara.
Devlet bu “faaliyet”ten ayrıca bir de katma değer vergisi alıyor.
Böylece toplumumuza katılan bu nitelikli değerin % 18’i devletin kasasına akıyor.
Liberal ekonomi, serbest rekabet, özelleştirme derken içine toplumca yuvarlandığımız trajedi işte bu düzlemdedir.
Hani Devlet ekonomiden elini-ayağını çekecekti…
Genelev faturasından katma değer vergisi alan bir Devlet, ne türden bir ekonomik ilişkinin içinde debelendiğini soğukkanlılıkla sorgulamalıdır.
İran gibi ülkelerde uygulanan Muta Nikâhı da ayrı bir sorundur.
Bilindiği üzere muta nikâhı, bir erkeğin, rızası olan bir kadınla, ücret karşılığında, belirli bir süreliğine birlikte olmak üzere evlenmesidir. Bu kısa süreli cinsel birlikteliğe bazı kaynaklarda Acem – Fars nikâhı ya da muvakkat (geçici) nikâh da denmektedir.
Ama bildiğimiz kadarı ile İran Devleti bu tür bir nikâhtan KDV almamaktadır.
Ancak bu tür birleşmenin ekonomik alt ve üst yapısı hakkında yeterli bilgimiz yok; geçiyoruz.
Bizce sorun, iki farklı cinsten “insan”ın, aralarında olması gereken sosyal, psikolojik ve cinsel bağların sevgi, şevkat, saygı ve güven duygusu bağlamında oluşması ve birlikte yaşanmasıdır.
Ama bir ülkede insanların bedenlerinin kiralanması devletin organize ettiği bir sektör haline dönüşmüşse, varın ötesini düşünün siz bu gidişin…
Ve biz, “saatler olsun,”diyelim.
Siz “sıhhatler olsun,” deyin… Geçsin, gitsin bu konu da:
– Divana kalsın!
YAZARLAR
16 saat önceYEREL HABER
17 saat önceYEREL HABER
19 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
4 gün önce