Sabit ve asla değişmeyecek sandığımız her şey değişmektedir.
Örneğin bu gece, yılın en uzun gecesi…
Yarını takip eden her gün, küçük küçük dilimler halinde kısalacak gecemiz.
Fark edecek miyiz?
– Hayır.
Hatta güneşin bile sabit bir noktada çakılı olduğu görüşü tarihte kaldı günümüzde.
O bile büyük bir hızla hareket ediyor.
Evrenin bir tek ana esası var: Hareket!..
Yani hiçbir şey sabit değil.
Yerinde durmuyor, değişiyor, gelişiyor, yükseliyor, azalıyor, çoğalıyor, artıyor, eksiliyor ve falan…
İşte bu falanı takip eden filanı yaratan “şey” harekettir!
İnsan da öyle… Yani, özgün bir falan-filan arasına sıkışmış hayatımız.
İktidar, zenginlik, sıhhat, aşk, kişilik… Hepsi ve hepsi hareket halinde, değişiyor ve hiçbir zaman olduğu yerde gibi ve olduğu gibi durmuyor.
Hareket aynı zamanda “zaman” olarak tanımladığımız şeyi yaratıyor; tanımlıyor.
Hareket olmasaydı bizim zaman kavramını algılamamız mümkün olamazdı.
Bir otomobil A noktasından B noktasına doğru hareket ediyorsa, kalkış ve varışı arasındaki dilim, bir zaman birimidir. Örneğin, 10 dakikadır.
Bugün 21 Aralık… Yıl bize en uzun gecesini yaşatıyor.
Bu en uzun geceyi ne belirliyor?
– Dünya’nın, güneş etrafında çizdiği elips biçimindeki dairede güneşe en uzak noktada olması…
Yarın… Dünya elips yörüngesi üzerindeki hareketini sürdürecek ve gece bir birim kısalacak. Bir sonra ki gece, bir birim daha kısalacak… Ve gecenin güne egemen olduğu süre sürekli küçülecek, taaa ki, elips üzerindeki yörüngede Dünyamız güneşe en yakın noktaya gelene kadar.
İşte böyle…
Bir siyasetçiyi zirveye doğru hareket ettiren nesnel koşullar da böyledir. Hatta hareket, siyaset ortamında çok daha devingendir. Süleyman Demirel bu kaypak devingenliği iki kelime ile özetlemişti:
– Dün dündür, bugün de bugün…
Ama zaman, bu sözü “ti”ye alınan Demirel’i haklı çıkarttı.
Örneğin dün, Zekeriya Öz, özel yetkili savcı olarak kimlerin peşine düşmüştü?.. Bugün genel yetkili savcı olarak kimlerin peşindedir?
Dün Sayın Başbakan kimlerle kol/kola idi; bugün kimlerle kanlı bıçaklıdır?
Dün Atatürk bu milletin büyük kurtarıcısı idi; bugün devlet düzenini yıkma eylerinin suç delilidir.
Dün laiklik ilkesi en yüce değerdi; bugün ayrımcılığın ve statükocuğun köküdür.
Dün 10 yıl sonrasının projelerini gündeme taşıyan bir iktidar partisi vardı; bugün yarınını kurtarmak için çabalayan bir hükümet var…
Çekin bir çizgi somut olayların altına…
İşte bu çizginin altında yer alan ortak paydadır bu yazının ana-fikri:
– Zaman!
İşte böyle baylar/bayanlar ve Sayın Baş/Bakan!
İşte böyle.
YAZARLAR
7 saat önceYAZARLAR
9 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce