Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

Uykuları bozarak yaşamak

 

Yıllardır ‘gün ışığından’ daha çok yararlanmak, enerjiden ‘tasarruf ‘ sağlamak amacıyla saatlerde ileri-geri ayarlamalar yapılırdı.

Ki yaşam kolaylaşsın,

Ki çalışma iyileşsin,

Ki ekonomiye katkısı olsun,

Ki yurttaş rahatlasın,

Uzun yaz günleri ile kısa kış günlerinin arasındaki ‘gün ışığı’ farkına çözüm olsun…

***

Amaç buydu…

Bu yıl kış mevsimi başlarken yapılacak saat ayarlaması yapılmadı, üstelik bu durumun ekonomiye katkısından bile söz edildi.

Ekim ayı sonuna bitmesi gereken yaz saati uygulamasının sürmesini öngören karar resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Neler oldu peki?

Özellikle soğuk kış aylarında gündüzlerin kısa, gecelerin uzun olmasından dolayı yaşananlar işkenceden, bile bile insanların bunalıma sürüklenmesinden başka bir anlamı bar mı bilmiyorum?

Bir karabasan,

Bir ‘kimya’ bozumu,

Bir ‘üst akıl’ şekillendirmesi mi ne?

Yetkili birimler ‘nasıl’ bir yarar olacağını sandı, anlamakta zorlanıyorum…

***

Sıkça söylediğim bir sözcük var; empati…

İlkokulda okuyan çocuğumuz yok!

Ancak çocuğunuzun o dönemlerinde; onu nasıl yataktan kaldırdığınızı, nasıl yüzünü yıkamak yerine sildiğinizi, nasıl giydirdiğinizi, nasıl kahvaltı yaptırdığınızı, nasıl okula hazırladığınızı biliyorum…

Anne için, baba için ne denli zorluklarla dolu olsa da ‘sevilesi’ ‘özlenesi’ yıllardır onlar…

Kasım, aralık aylarında yaşananları gördükçe hep ‘empati’ sözcüğü ile buluşuyorum.

Daha gecenin karanlığı,

Sokakta in-cin top oynadığı denilen saatler,

Pencereden, site kapısı önünde bekleyen kapüşonlarını başlarına çekmiş minik elleri montlarının ceplerinde çocuklara bakıyorum…

Yanlarında bir büyükleri…

Karanlıktan, yüzleri belli-belirsiz…

Öğrenci taşıma servisini bekledikleri belli…

Cadde üzerinden, temizlik görevlilerinin kullandığı aracın sesi duyuluyor…

Saat altı…

‘Empati’ yapıyorum, diyorum ya; çocuğun yanındaki büyüğün konumuyla üşüdüm…

***

Bu ne anlama geliyor?

Çocuklar uykusuz, gençler doyumsuz, yetişkinler ‘içleri’ boş!

Bilim adamları, gün ışımadan uyanmanın canlı organizması üzerindeki sakıncalarından söz ediyor!

Kış saati ayarlaması olmayınca, yaz ayarı sürünce öğrenciler, tüm çalışanlar aynı ya da benzeri sorunları yaşıyor…

Öğrenci ‘karanlıkta okula varmak çok yorucu, hem aç gidiyoruz hem de uykusuz, ilk derslerden de bir şey anlamıyoruz’ diyor.

Çalışan ‘enerjiden sözde tasarruf yapacağız deseler de daha erken enerji tüketimine başlandığını bilmiyorlar’ diyor.

Sosyal yaşamın dengesi bozuldu!

***

Gelinen sonuç:

Biliyorsunuz Enerji Bakanı Berat Albayrak…

“Uygulama ile ciddi tasarruf sağlayacağız. Mesai ve eğitim saatlerinde karanlık süre azalacak, geçiş dönemindeki olumsuzluklar yaşanmayacak” demişti.

Elektrik Mühendisleri Odası EMO, ‘son 5 yılın Kasım ayı tüketimlerine bakıldığında bu yıl ilk kez elektrik tüketimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6.5 arttı ve 22.7 milyar kilovat saat ile en yüksek düzeye ulaştı’ değerlendirmesini yaptı.

Peki, gelinen nokta;

Patlamayla, korkuyla, sıkıntıyla, acıyla; bir de uykuları bozarak yaşamak ‘Kime’ yakıştı?

221216

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç