Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

Ekmeğe “zammın” düşündürdüğü…

Yeni yılla birlikte, çalışanlar “yeni aylıklarını” almadan iğneden/ ipliğe zam geldi! Cezalar artırıldı, hayvansal gıdaların ederleri ayarlandı, marketlerde etiketler değiştirildi! Yurttaşın geliri artmadı, ancak patronun/ anaparadarın kazancı arttı! Emekçinin kazancı gibi erinci de, gönenci de, doyumu da, gelecek güvencesi de biraz daha küçüldü! Yurttaşın karşı karşıya kaldığı çıkmaz umursanmadı!

Şunu unutmayalım; ülkemiz bu denli uzun süreli “iktidar” görmedi! Beş yıl olurdu, on yıl olurda, kesinlikle daha “kısası” olurdu da uzun sürelisi olmazdı! Düşünsenize, cumhuriyetin hemen sonrası bile onbeş yıl sürdü, AKP “iktidarı” yirmiüç yılı geride bıraktı! “İktidar” gücünü kullanarak istediği kim varsa büyüttü de, peki yurttaşa ne yaptı? Öncesinden daha çok “aç” bıraktı, öncekinden daha çok yurttaşı yoksullaştırıp “desteklerle” yaşamını sürdürebilecek katmanlar oluşturdu, öncekinden daha çok “sabır, biat, dişini sık” diyecek yığınları yaşama kattı!

***

Geçtiğimiz hafta, tüm yurtta olduğu gibi Adana’da “ekmeğe zam” yapıldı! Fırınlar Odası Başkanı, ekmek zammına ilişkin “son bir yılda un fiyatları %40, enerji maliyetleri %60, işçilik giderleri ise %30 oranında arttı. Bu şartlarda zam yapmasaydık birçok işletme kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalırdı” sözlerini kullandı. Ekmeği küçülen yurttaş! Girdilerin ederlerinin artmasının nedeni ise “iktidar”; yanlış mıyım? “İktidar” beceremiyorsa, ekonomiyi yönetemiyorsa, denetim gücünü ortaya koyamıyorsa “cezası” neden yurttaşa kesilir ki? Odaların ödevi, üyelerinin olduğunca, üyelerinin ürettiği ürünleri tüketen yurttaş değil mi? Yurttaşın “alım gücü” olacak ki, oda üyelerinin ürettikleri tüketilsin, üyeler kazanç sağlasın! “İktidara” kimsenin söz söylediği yok; varsa/ yoksa yurttaş!

***

Aslında bir şey daha var! Ülkede enflasyon neden yüzde elli düzeyinde yer buluyor? Oda başkanı, girdilerdeki artıştan söz ediyor! Un yüzde kırk artmış; neden, buğday geçtiğimiz yıl yüzde oniki artış gösterdi! Diğer girdilerin dövize göre ayarladığı belirtiliyor ya, dolar da son bir yılda yüzde yirmi yükselmiş! Unun yüzde kırk, maliyetin yüzde altmış artması akla da uygun gelmiyor, matematiğe de uygun olmadığını gündemi izleyen herkesin görmesi olası…

Sözde tarım ülkesiyiz, tarımsal ürünleri yurttaşın “alım gücüne” göre irdelediğimizde “bizden” daha pahalı tüketen ülke yoksa eğer, kendimizi sarsmamız gerekmiyor mu? Neden tarımsal ürünler bir yandan, hayvansal besinler diğer yandan bu yurdun topraklarında bunları elde etmek olanaksızmış gibi, “fırsatçılara” gün doğurmak için dışalım çabasına tepkiler yükselmiyor? Odalar, korumakla yükümlü oldukları üyelerini “zamlara” karşı korumak/ tepki göstermek yerine, ürüne “zam” yaparak tüketicinin çıkmaza sürüklenmesini yeğliyor; olması gereken bu mu?

***

Asgari ücrette yüzde otuz, emekli aylıklarında yüzde onbeş “zam” gerçekleşirken son bir yılda yaşanan “enflasyonun” gerisinde kaldığını başta yaşayan, sonra da duyarlı olan herkes bilir! Dargelirlinin “ucuz” ürün arayışı içinde olmasının “tek” nedeni “denetimsizlik”, bunu bilmeyen yok kanımca! Ürünlerin “ulaşılır” olması için uğraş verecek olan da “iktidar”! Demek ki “iktidar” yurttaşın gereksindiği ürünlere ulaşmasını ya istemiyor ya da umursamıyor! İstese “denetim” gücünü yerine getirir, tüketicinin zorunlu gereksinmelerinin “ulaşılmazlığını” önler! Ucuz, “tağşiş”, gerçeğine uymayan ürünlerin piyasada varlığına karşı koyduğu gibi, “fahiş” satışların da önüne geçebilir! “İktidar”, istese üç/ beş fırsatçının oluşturduğu gerçek olmayan “enflasyonu” alt edebilir; yanlış mıyım? 260125

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER