Dijital Çağda Topluluk Mu Olduk, Tıklama Verisi Mi?
Sosyal medyada büyük kalabalıklar, ortak öfkeler, toplumsal dayanışma kampanyaları görüyoruz. Acaba bu kampanyalardaki “biz” duygusu gerçek mi? Yoksa bizler; algoritmaların oluşturduğu yapay kalabalıklar içinde birer veri paketine mi dönüştürüldük?
Sosyal medya bize “birlik” hissi satıyor. Büyük kalabalıklar, ortak hashtag’ler, toplumsal kampanyalar… Hep birlikte bir şeyler başardığımızı düşünüyoruz. Ama durup düşünelim: Bu dijital ‘biz’ gerçekten var mı? Yoksa hepimiz, görünmez bir sistem için yalnızca birer veri setleri miyiz?
Dijital platformlar bize aidiyet duygusu sunuyor. Paylaşıyoruz, yorum yapıyoruz, linç ediyoruz, alkışlıyoruz. Kalabalığın bir parçası olduğumuzu sanıyoruz. Ama arka planda, bu eylemlerin hepsi birer veri olarak kaydediliyor, işleniyor, paketleniyor ve pazarlanıyor.
Acaba bu Dijital Kalabalıklar; gerçek toplum mu, yapay trafik mi?
Sosyal medyada gündem olan bir hashtag, binlerce insanın aynı anda tepki vermesi, kolektif bir bilincin göstergesi gibi duruyor. Ama gerçekten bir arada mıyız?
Çoğunlukla o kalabalıkların önemli bir kısmı bot hesaplardan, troll ordularından ve algoritmalar tarafından öne çıkarılan içeriklerden oluşuyor.
Dijital platformlar “topluluk” illüzyonu / yanılsaması yaratıyor; oysa biz algoritmaların düzenlediği bu gösteriye katılımcı değil, yalnızca seyirciyiz. Çünkü hepimiz birer veri paketiyiz.
Her beğenimiz, her paylaşımımız, her yorumumuz bir veri noktası… Kimlerle iletişim kurduğumuz, neye kızdığımız, neyi desteklediğimiz kaydediliyor.
Dijital platformlar için bizler yurttaş değil, kullanıcı bile değiliz. Yalnızca veri setiyiz.
Duygularımız, tepkilerimiz, alışkanlıklarımız bir algoritmanın besin kaynağı.
Bir topluluk oluşturduğumuzu sanırken, gerçekte dijital ekonomi için işlenebilir veri madenine dönüşüyoruz.
Bir düşünelim; şu ‘Biz’ duygusu kimin işine yarıyor?
Acaba bu ‘biz’ duygusu neden sürekli pompalanıyor?
Çünkü algoritmalar birlik duygusunu değil, etkileşimi ödüllendiriyor.
Bir hashtag altında toplanmamız, bir kampanyada birleşmemiz platformun algoritmik trafiğini artırıyor.
Bizim dayanışma sandığımız şey, çoğunlukla dijital kapitalizmin veri akışını güçlendiriyor.
Ne yazık ki bu durum dijital toplum yanılsamasıdır.
Çünkü gerçek bir toplum, ortak değerler, dayanışma ve eleştirel düşünceyle var olur. Ama sosyal medya bize hız, öfke, tıklama ve manipülasyon sunuyor.
Dijital ‘biz’ çoğunlukla gerçek dayanışmadan çok, yapay kalabalıklar arasında kaybolmuş bir veri akışından başka bir şey değil.
Sosyal medyada “biz” derken durup düşünelim:
Gerçekten bir arada mıyız, yoksa yalnızca algoritmaların veri setlerinde yan yana mı duruyoruz?
Belki de günümüzün en zor sorusu şu:
Dijital çağda biz kimiz? Bir topluluk mu, yoksa yalnızca dijital pazarın veri setleri mi? Distopyadan çıkıp gelen Big Brother; yoksa şimdi mi gerçekten gözlüyor bizleri?
Didim, 4 Nisan 2024