Türk müziğinin önemli isimlerinden “Anadolu Folk” diye tanımlayabileceğimiz Türk’e özgü batı tarzı müziğin ustalarından Edip Akbayram önceki gün yaşama veda etti.
Zatürre sonrası sağlık sorunları yaşayan ve iç kanama nedeniyle 4 Ocak’tan beri yoğun bakımda tedavisi süren usta ozan ne yazık ki, yaşama tutunamadı.
Ezgileriyle Türk halkının gönlünde Barış Manço, Cem Karaca gibi ayrı bir yer edinen sanatçı sadece müziğiyle değil, duruşuyla da gönüllerdeki yerinin sağlamlaştırmıştı..
Sadece sanatçı kimliğiyle değil, ilkeli duruşuyla da bellekler ve gönüllerde yer eden Akbayram, yıllar boyunca Türkiye’nin bağımsızlığından, laiklikten, Cumhuriyet’ten ve Atatürk ilkelerinden ödün vermeden sanatını icra etmişti.
12 Eylül Cuntası tarafından 1981- 1988 yılları arasında yasaklı sanatçı ilan edilmesi, dönemin tek televizyon kanalı olan TRT’de şarkılarının çalınması ve televizyona çıkması yasaklanmasına karşın, duruşundan ödün vermemişti. O dönemde müziğe ara vermek zorunda kalmasına karşın, ne düzenin “iyi çocuğu” olmuştu, ne de sanatından vazgeçmişti..
12 Eylül’ün karanlığından sonra Türkiye’nin başına örülen Fetullahçı yapılanmayı zamanında saptayıp tavır alan sanatçılardan bir olmuş, duruşundan yine ödün vermemiş, o yapıdan gelen tüm teklifleri geri çevirmişti. Özellikle 1990’lı yıllarda, Fetullahçı yapılanmanın ülkemizde güç kazanmaya başladığı dönemlerde bile cemaatçi yapının tehlikesini gören aydınlardan biri olmuştu.
Yirmi beş yıl önce, Fetullah Gülen’in “onursal başkanı” olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, 25’inci yılında çeşitli sanatçılara ödül teklifinde bulunmuştu. Ancak bazı sanatçılar, bu ödülü almayı kesin bir dille reddetmişti. O aydın isimlerden biri de Edip Akbayram’dı…
Akbayram; Tarık Akan, Kemal Sunal, Semiha Berksoy, Erol Günaydın, Macide Tanır, Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Göksel Kortay, Mücap Ofluoğlu ve Ferhan Şensoy ile birlikte Fetullahçıların ödülünü reddeden on bir sanatçıdan biri olmuştu.
Akbayram, o dönemde Aydınlık’a verdiği röportajında ödülü neden almadığını, “Bu Cumhuriyet’in aydını olduğum için bu ödülü almadım” diye açıklamıştı.
Aydınlık Gazetesi o ödüllerle ilgili haberinde Fetullahçı örgütün “ödülü 2 sanatçı reddetti” biçimindeki yalanını da ortaya çıkarmış, ödülü reddeden sanatçıların tamamına ulaşarak haberleştirmişti.
Aydınlık’ın “Başta Edip Akbayram olmak üzere on bir dik duruşlu sanatçıyla ilgili “Fethullah’ın ödülünün reddeden 11 sanatçı” başlıklı haberi, olayla ilgili şu bilgileri veriyor, tarihe not düşüyordu:
“Aydınlık’a ödülü reddettiğini açıklayan sanatçılar: Tarık Akan, Edip Akbayram, Semiha Berksoy, Erol Günaydın, Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Göksel Kortay, Mücap Ofluoğlu, Kemal Sunal, Ferhan Şensoy ve Macide Tanır.
Nur tarikatının lideri Fethullah Gülen’in “Onursal başkanı” olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı 25. sanat yılını tamamlayan sanatçılara verdiği “ödül”ü iki kişinin reddettiğini açıkladı. Vakfın Basın Bölüm Başkanı Erkam Tufan Aytam, Aydınlık’a: “Sadece iki isim ödülü reddetti: Edip Akbayram ve Macide Tanır” dedi.
Oysa Aydınlık, ödül teklif edilen ancak reddeden 11 sanatçıya ulaştı. Aydınlık’ın ulaşabildiği ve Fethullah ödülünü reddeden sanatçılar şunlar: Tarık Akan, Edip Akbayram, Semiha Berksoy, Erol Günaydın, Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Göksel Kortay, Mücap Ofluoğlu, Kemal Sunal, Ferhan Şensoy, Macide Tanır.
“BU ÜLKEDE NAMUSLU OLMAK FEVKALADE OLDU”
“Ödül” törenine çağırılan ve kabul etmeyen iki isim basına yansıdı. Edip Akbayram ve tiyatrocu Macide Tanır. Akbayram Aydınlık’a, “Bu Cumhuriyet’in aydını olduğum için bu ödülü almadım” dedi. “Ödül”ü kabul etmeyen devlet tiyatrosu sanatçısı Macide Tanır, red haberi duyulduğunda aldığı onlarca kutlama telefonunu “Bu ülkede dürüst, namuslu olmak fevkalade oldu” şeklinde yorumladı. Tanır, “Ben Cumhuriyet’le ve Atatürk ilkeleri ile doğdum, onlarla öleceğim” dedi.
“FETHULLAHÇILAR YANIMA YAKLAŞAMAZ”
Aydınlık, basına yansıyan bu iki ismin dışında “ödül”ü reddeden başka sanatçılar olup olmadığını da araştırdı. Ödülü kabul etmeyenler arasında sinema sanatçısı Tarık Akan da var. Akan, Aydınlık’a şöyle konuştu: “2-3 senede bir beni çağırıyorlar. Ben de hep reddediyorum. Bu sene de reddettim. Faks çektiler, ödül verecekleri kişilerin listesini gönderdiler. Bakmadım bile. Benim Fethullahçılarla, dinci gruplarla işim olmaz. Benim yakınıma yaklaşamazlar.”
Esin Afşar da, törene çağırılmadığını söylüyor ama Vakıf yöneticilerinin “Esin Afşar gelmez” dediğini öğrenmiş. “Bana teklif gelmedi. Gelseydi de, Fethullahçıların ödül törenine zaten gitmezdim” dedi. Ödülü kabul etmeyen diğer sanatçıların da görüşleri şöyle:
Semiha Berksoy: Semiha Berksoy rahatsız olduğu için Aydınlık muhabiri ile görüşemedi, ancak kızı Zeliha Berksoy şunları söyledi: “Anneme teklif geldi kabul etmedik. Vakfın ne olduğunu biliyoruz.”
Erol Günaydın: “Ben ödül törenlerine katılmam. Politik ödüllere zaten katılmam. İlkelerime aykırı. Ne yapacağım ben ödülü.”
Müşfik Kenter: “Teklif geldi. Gitmedim. Kabul etmedim.”
Yıldız Kenter: “Çok rahatsızdım. Gelemeyeceğimi bildirdim. Çok dikkatli bakmadık zaten, kim bizi çağırmış dedikten sonra Fethullah Gülen’in vakfın onursal başkanı hatırlatıldığında gitmezdim zaten…”
Mücap Ofluoğlu: “Teklif geldi kabul etmedik. Atatürk karşıtları ile iş yapmayacağımızı söyledik.”
Ferhan Şensoy: “Teklif geldi, kabul etmedim. Gayriciddi bir teklif olduğunu düşündüm. Amaçlarını bildiğimiz vakıf sonuçta.””
Yıldızlar yoldaşın olsun büyük Ozan!…