Ömer Alpdoğan
Yerel seçimlerden sonra kimlerin dikkatinin çekti bilmem ama, CHP Sarıçam ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Gizem Güneşer’in ciddi bir tanıtım atağı oldu.
Özellikle ulusal günlerde, Atatürk’ün ölüm yıldönümünde sadece Sarıçam’ı değil Adana’yı afişlerle donatmıştı.
Adana’nın neresinde billboardlara baksanız Gizem Güneşer’i görüyordunuz.
Gerçi, Sarıçamda kimi billboardlar ve afişleri yerinde duruyor halen.
Ancak her kimler yırtıyorsa afişlerin Gizem Güneşer’in adının yazıldığı bölümleri yırtıkları da özellikle dikkatimi çekti.
Gizem Güneşer’in belediye meclis üyesi seçildiği 31 Mart seçimlerinden sonra Adana çapında başlattığı tanıtım atağı bana göre, gelecek yerel seçimlerde Sarıçam Belediye Başkan adaylığın bir hazırlık…
Gizem Güneşer, çeşitli vesilelerle kenti donattığı afişlerle tanınırlığını en üst düzeye çıkarmak ve olası parti içi rakiplerinin birkaç adım önüne geçmek istiyor.
Sanırım gerek CHP, gerek MHP’de partili ya da sempatizan, benim gibi düşünen; değerlendiren çok sayıda insan var.
Bunu da, Gizem Güneşer’in afişlerinde sadece adını yazıldığı bölümün yırtılmasından anlıyoruz.
Gizem Güneşer, kendini tanıtmak isterken, birileri de afişlerden adının yırtarak tanınırlığının önüne geçmeye çalışıyor..
110’la evden işe, işten eve giderken gördüklerim bana böyle düşündürtüyor.
Yanıldığımı da hiç sanmıyorum.
Bu arada hemen belirteyim, Gizem Güneşer’i ne tanırım, ne bilirim..
Görmüşlüğüm, konuşmuşluğum yok, yolda karşımda gelse tanımam.
Belirteyim de, yarın bir gün Gizem Güneşer’in reklamını yapıyor demesinler!..
Sokrates Ümit Özdağ
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, partisi kurduğundan bu yana bir siyasetçi olarak halkına yalan söylemedi.
Örneğin, siyasal iktidar da ana muhalefet de Suriyeli sözde geçici aslında kalıcı sığınmacılarla ilgili olarak insanlarımıza doğruları söylemediler.
Ümit Özdağ ise, sığınmacılar konusunda hep doğruları açıkladı.
Siyasal iktidara göre birkaç milyon olan sığınmacı sayısını on üç milyon olduğunu Ümit Özdağ açıkladı, Özdağ’ın açıklamalarından sonra yetkililer “doğruya yakın” rakamlar dillendirmeye başladılar.
Peki, neden Ümit Özdağ’a günümüzün Sokrates’i dedim.
Aslında sosyal medyada Mustafa Can adlı bir yurttaş çok iyi anlatmış.
Ahlak filozofu Sokrates, 51 tane jüri önünde yargılanıyor ve idam kararı veriliyor, baldıran zehri ile öldürülüyor.
Ondan önce sevenleri, “seni hapishaneden kaçıralım” diyorlar. “Bu ahlâksızlıktır” diyor ve kabul etmiyor.
Uydur kaydır sözlere başvur jüri seni affedebilir deseler de ahlak filozofu bunu da kabul etmiyor.
Tarihe geçen savunmasında idam kararı veren jüriye şunları diyor.
“Ölümden korkulmaz, çünkü ölümün çaresi var. Ölürsün kurtulursun.
Ama yanlış yapmanın çaresi yoktur.
Yaptığınız yanlış kıyamete kadar sizinle birlikte gelecektir.”
Bugün 2500 yıl geçmesine rağmen, Sokrates’in ismini bilmeyen yok.
Peki, onu mahkum eden jüri heyetinin isimlerini bilen var mı?
Yok!
“Şu hayatı öyle bir yaşa ki kapanışta kendini alkışlayabilesin…”
Ümit Özdağ günümüzde korkmadan yılmadan tıpkı Sokrates gibi gerçekleri anlatıyor.
Ümit Özdağ, bu nedenle günümüzün Sokrates’idir.
Yandaş medyanın kalemşörleri, siyasal iktidarın sosyal medyadaki trol ordusu, Özdağ’a Suriyeli sığınmacıların küçücük bir bölümünün ülkelerine geri dönmeleri üzerinden linç etmeye kalkarken o yine, onlara karşın doğruları anlatmaya devam ediyor.
Zafer Partisi sizin yollamadığınız, yollamaya niyetinizin olmadığı Suriyelileri yollayacak, diyor.
Zafer Partisi her gün kaç Suriyelinin geldiğini, kaç Suriyelinin gittiğini takip edecek ve açıklayacak, diyor.
Göreceksiniz şimdi şöyle söyleyecekler; ‘Tabi gidecekler ama gönüllü olanlar gidecek. Zaten biz öyle söylemiştik’ diyecekler. Biz öyle söylememiştik. Biz ne demiştik; ‘Gerekirse zorla ve hepsi gidecek.’ Sözümüzün arkasındayız, diyor.
Şimdi diyecekler ki, ‘Durun, yeni bir Suriye Rejimi kurulsun, tam istikrar sağlansın ondan sonra dönerler. PKK-YPG bölgesinden gelenleri istemiyorlar, onları yollayamayız’ diyecekler. Bakın bunların hepsini yaşayacağız.” diyor.
Korkmadan yılmadan doğrularını savunan yeni Ümit Özdağlar, yeni Sokratesler çıkması dileğiyle.
Saygı duyulmasını hak etmek gerek
Adana Demirspor’da çeşitli görevlerde bulunan, en son başkanlık görevinin üstlenmiş olan Metin Korkmaz, yedi ay önce yapacağını ilan ettiği, sonrasında hiçbir gerekçe göstermeden ertelediği toplantıyı nihayet geçtiğimiz Perşembe günü yaptı..
Doğrusu, söyleyeceklerinin çok merak ediyordum..
Bir buçuk yılda oluştuğu varsayılan borcun nasıl oluştuğu, futbolculara ve teknik direktörlere neden para ödenmediğini, takımdan ayrılan futbolculardan ne değin gelir elde edildiğini açıklamasını, Murat Sancak’ın menajerleri suçlamasıyla ilgili açıklamalar yapmasını bekliyordum..
Meğer toplantı, Adana Demirspor’un içine sürüklendiği bataklığın nedenlerinin açıklamak değil, Murat Sancak’a tarafların saygı göstermesini talep etme toplantısıymış..
Anlaşılan, menajerlerin üstadı Metin Korkmaz, Adana Demirspor camiasının yanında tüm spor kamuoyunun beklediği bilgiler açıklamak yerine lay lay lom yaptı..
Kendisini de Mesih/mehdi ilan etmekten çekinmedi..
Önce söylediğinde bakalım:
Sosyal medyada, sohbet odalarında taraftarlara sallayan Murat Sancak’tı..
Adana Demirspor taraftarı tehdit ve sallamaları yemez. Neyle muhatap olduysa o biçimde yanıt verdi..
Saygı beklemek için, saygıyı hak etmek gerekir..
Murat Sancak, yıllardır hiç bir spor yöneticisinin görmediği saygıyı gördü..
O saygıyı bizzat eliyle yıkan da kendisi oldu.
Önce onun camiaya, taraftara saygılı olması gerekirdi..
Şeffaf olması gerekirdi..
Hala, Adana Demirspor’un kaç lira/euro borcu olduğunu kimse bilmiyor, Murat Sancak’ın açıklamalarındaki rakamlar sürekli değişti..
Taraftara borcu tam olarak açıklamayan, UEFA/FİFA’da kaç dosya olduğunu belirtmeyen, futbolcu ve teknik adamların paralarını yıllardır ödenmemesinin nedenini söylemeyen, üstüne üstlük borçları ve ne zaman ödeneceğini soran taraftarla hakaret eden, işinize bakın diye dalga geçen şahıs için Metin Korkmaz sosyal medyada saygı istiyor..
O günlerin üstünden yıllar geçti Metin Korkmaz..
Belli ki, sizi buraya Murat Sancak göndermiş..
Murat Sancak’ın sizin açıklamanızdan sonra yaptığı açıklama olayın danışıklı, önceden birlikte planlandığını, nelerin konuşulacağının saptandığı kanıtladı.
Murat Sancak, sizin Sancak’ın bilgisi dahilinde konuştuğunu kanıtladı ama biz yine soralım:
Murat Sancak, Adana Demirspor’u süratle bataklığa sürüklerken yanındaydınız..
Murat Sancak kadar suçlusunuz..
O zaman siz açıklayın..
Ne de olsa Murat Sancak adına konuşuyorsunuz ya..
Onun adına açıklayabilirsiniz..
UEFA’daki dosya sayısı kaçtır?..
Ödeniyor denen borçlar nasıl bu denli çoğaldı?
Parasını alamayan futbolcuların UEFA’ya gittiğini bile bile takımı neden dağıttınız?
Mevcut futbolculara ve personele maaşlarının neden ödemediniz?
Cheirff Ndiaye ve Balotelli’den gelen transfer paraları nerelere harcandı.? Murat Sancak’ın cebine mi gitti yoksa, futbolcu alacaklarına gitti, gittiyse hangi futbolcuların alacakları ödendi?
Semih Güler, Andrew Gravillon, Yusuf Sarı, Maestro’yu devre arası satarak takımı tamamen güçsüz düşürmek yeni planınızı bir parçası mı?..
Metin Korkmaz olarak, bugün takımı kurtaracak Mesih/Mehdi olduğunuz söylüyorsun da, yönetimde ve başkanken neden kurtarmadınız?
Neden Murat Sancak’a alacakları ödeyelim demediniz?
Neden yetki sahibiyken, bataklığa gidişi durdurmadınız?
YORUMLAR