Özgür KARASAR
CHP değişim sürecine devam ediyor. 4 Eylül’de Sivas’ ta başlayan ve akıbetinde Ankara’da devam eden kurultay tahminlerimin dışında herhangi bir gelişim göstermedi.
CHP örgütünü yönetme sırası ister beğenin ister beğenmeyin ister sevin ister sevmeyin bizzat Özgür Özel ve ekibindedir.
Değişimi ısrarla savunmuş biri olarak en çok sorduğum soru, nasıl bir değişim ve yol haritası olmalının değişimiydi.
13 Seçimde yenilgi almış Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi önemli bir noktaya getirdiği inkar edilemez ancak son Cumhurbaşkanlığı seçim döneminde ki hatalarda maalesef yeni bir seçime onu çıkaramazdı. İnsanların umudunu kıracak ikinci bir adıma gerek yoktu. İste bu umut değişimi ile gençler ve kadınlar söylemi ile yola çıkan Özgür Özel’in genel başkanlığını ispatlaması gerekiyordu. Bir yandan eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti üstünde ki etkisi, diğer yandan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem IMAMOGLU derken, son noktayı koymak üzere hodri meydan dedi ve yetmedi bir 9 ay sonra gerek görülürse yeniden kurultay yapılabileceğini belirtti. Tartışılmaktan ve tartışmalardan, koltuk kavgalarından korkmadığını da ortaya koydu.
Diğer yandan erken seçim mesajını her fırsatta vermeye başladı. Parti içi meselelerden sıyrılıp ülke gündemine ve asıl rakibine odaklanmak istediğini bu kurultayda gördük.
Peki gerçekten parti içi meseleler bitti mi? Elbette CHP gibi çok sesli bir partide bu durum maalesef bitmez.
Tüzük kurultayında neler oldu neler bitti, neler oylandı neler oylanmadı derseniz, tüm maddeler sorunsuz bir şekilde kabul oyu aldı. Öyleyse artık maddeleri tartışmanın da bir anlamı kalmadı. Ön seçim mi evet kardeşim ön seçim, atama hakkı mı evet atama hakkı, kendi ekibini koruma hakkı, tüm gelen Genel başkanlar gibi Özgür Özel’in de kadrosunu ve partiyi sorunsuz yönetme hakkına oy verilmiştir ve tartışılacak hiçbir yanı yoktur. Zaten sıradan halkında tüzük ve parti programı umurunda değildir. Vatandaş parti meseleleri ile değil ülke meseleleri ve ekonomik durumla ilgilidir.
Bir tek konuya dikkat çekmek isterim ki, İzmir yerel seçimlerde oy kaybetmiştir ve bunun en büyük nedeni İzmirlilerin dikkate alınmamasıdır. Bu hastalık uzun yıllardır İzmir üzerinde uygulanınca artık son birkaç secimde aldığımız oylar erimeye başlamıştır. Kurultayda İl başkanı Şenol Aslanoglu’nun dile getirdiği gibi İzmir’i temsil eden 14 milletvekilinden sadece 6 ‘sı İzmirlidir. İste bu haklı isyan umarız Ankara’ da ses bulmuştur.
İzmir’ e birde Urfa’dan, Maraş’tan, Kayseri’ den, Sivas’tan, atama milletvekili umarım getirmezler. Bunu neden söyledi il başkanı, çünkü yıllardır İzmirlinin şikayetini biliyor ve bunlara cevap veremiyor. Ve son dönemlerde İzmir’e başka illerden gelip giden milletvekillerinin sayısı arttı. Kendi illerinde bir daha seçilme imkanı olmayanlar İzmir’ e yelken açmaya çalıştıkları, hatta İzmir çevresinde iş kurup yerleşmek isteyenleri İl başkanı duyuyor ve görüyor. Doğal olarak tedbir ve önlem almak istiyor.
Asıl önlemi İzmir milletvekilleri almalıdır. İzmir’e sahip çıkacak örgütten gelen, emeği olan çok değerli 3 milletvekili var. Murat Bakan, Deniz Yücel ve Genel Başkana çok yakın bir isim olan Ednan Arslan’dır. Murat Bakan hem İzmir Büyükşehir Belediyesi meclis üyeliği tecrübesi, hem üç dönemdir milletvekilliği tecrübesi ile Parti Sözcüsü Deniz Yücel ise hem Büyükşehir meclis üyeliği ve il başkanlığı tecrübesi ile İzmir’e sahip çıkacak üç büyük güçtür.
Asla eş geçilmeyen şehrin el emini İzmir Büyükşehir belediye başkanı Cemil Tugay’ın önemini unutmamak lazım. Cemil Tugay, İzmirli milletvekillilerini etrafına toplamalı ve geleceğin siyasetine birlikte şekil vermelidirler.
İzmir’in hiç olmadığı kadar birlik ve beraberlik görüntüsüne ihtiyacı vardır. Bunu yapacak olan aktörler bellidir.
İthal aday İzmir’i artık yorar. Bunca yorgunluğa, İzmir’den yeni enerjiler lazım.
YAZARLAR
21 saat önceEKONOMİ
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önce