Puduhepa Kültür Yolu  gerçeğe ve tarihe aykırı 
  • OLAY NET
  • Tarih
  • Puduhepa Kültür Yolu  gerçeğe ve tarihe aykırı 

Puduhepa Kültür Yolu  gerçeğe ve tarihe aykırı 

ABONE OL
23 Temmuz 2024 15:52
Puduhepa Kültür Yolu  gerçeğe ve tarihe aykırı 
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

Adana’daki bütün gazetelerde, bu arada bizim gazetede “Karalar ‘Büyük düşünüyor’” başlığıyla yer alan habere göre, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın başlattığı “Yarını Adanası için beş yıllık strateji planı” nın içinde, “Puduhepa Kültür Yolu Haritalandırma ve İşaret Çalışması” adlı bir çalışma da yer alacakmış.

Yani, “yarının Adanası”nda Puduhepa Kültür Yolu diye absürd bir yol da olacakmış..

Zeydan Karalar’ın kazılarına maddi destek sağladığı Urartu uzmanı arkeologun popülist bir yaklaşımla Adanalı ilan ettiği, Adanalı olmadığı gibi yaşamı boyunca Adana’ya gelmemiş hanımefendi için otuzüç asır sonra adına Adana’da Kültür Yolu yapılması komedi ötesi bir durumdur.

Onyedi yıldır Tatarlı Höyüğünün Lawazantiya olduğu ve Puduhepa’nın burada yaşadığını kanıtlayacak en küçük belge bulamayan arkeolog, aslında oranını Lawazantiya olmadığını, Puduhepa’nın orada yaşamadığını çok iyi biliyor ama konu etinden sütünden yararlanma olduğu için iddiasını yakın zamana kadar sürdürmüştü.

“Adanalı Puduhepa Masalı” adlı seri yazımızdan sonra, Puduhepa’ya artık Adanalı yerine Çukurovalı diyen arkeologun gerçek olmayan savlarına demek ki, hala inananlar bulunuyor..

Sayın Karalar’a Puduhepa Kültür Yolu için çalışmalara başlamadan ömnce dünyaca ünlü Hititolog olan Prof. Drç Ahmet Ünal’ın Puduhepa ve Lawazantiya- Tatarlı eşleştirmesiyle ilgili görüşlerinin dinlemesini öneririm..

Adana ile hiç ilgisi olmayan, Adana ile ilgisi Gumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ne denli Adanalı kabul edilirse o denli Adanalı olabilecek Puduhepa’nın kültür yolunu bırakın, yaşadığı, kraliçe olarak hüküm sürdüğü Hattuşalılar –bugünkü Yozgat- yapsınlar.

İlle bir kültür yolu yapılacaksa Orhan Kemal Kültür Yolu, Yaşar Kemal kültür Yolu, Abidin Dino Kültür yolu ya da mutlaka kadın olsun deniyorsa Adana’da yaşamamış Puduhepa yerine Adana’da yaşayan, Adana’da sürgün günleri geçiren ve kitabında Adana’yı anlatan Sevgi Soysal için kültür yolu yapılmalı..

2021’de gerçekleri anlatmıştık

Adanalı Puduhepa yalanı ve Tatarlı/Lawazantiya eşleşmesiyle ilgili bilimsel gerçekleri 15-16-17-18 Aralık 2021 tarihinde seri olarak bu sütunlarda anlatmıştık..

Karalar ne kadar okuyacak bilemem ama, bu konuda gerçekleri 2021’deki dört günlük seri yazıdan bir bölümü bir kez daha dile getirelim:

Adanalı Puduhepa ile birlikte bir de Tatarlı Höyüğünün Puduhepa’nın Tanrıça İştar’a rahibelik yaptığı Lawazantiya olduğu yalanı da pompalanıyor.
Adanalı Puduhepa ve Tatarlı-Lawazantiya eşleşmesi yalanını bir gerçek gibi anlatanların elinde herhangi bir belge yok.

Lawazantiya Goetze’ye göre, Fırat ve Kummani arasında Anti-Torosların doğusunda, Kayseri-Maraş yolunda. H.Th. Bossert’e göre, Elbistan Karahöyük’te. L.Lewy’e göre, Kilikya’nın doğusunda Amanicae Pylae, Izgın veya Kara höyük (Elbistan)da.F. Cornelius’a göre, Anazarbos’un doğusunda Amanos Geçidinde, Kilikya Ovası ya da Kataonia’nın batısında. P. Garelli’ye göre, Elbistan’da. E. Bilgiç’e göre, Tarsus ile Ursu arasında. R. Lebrun’a göre, Kummani ile Fırat arasında. L.L. Orlin’e göre, Kilikya’nın doğusunda veya içinde. M. Forlanini’ye göre, Elbistan’daki Karahöyük’te. J. Freu’ya göre Elbistan’daki Karahöyük’te. Ahmet Ünal’a göre Malatya civarında. K. Kohlmeyer’e göre, Ceyhan Sirkeli’de. Garstang-Gurney’e göre Doğu Kilikya’da Forlanini, Tatarlı Höyüğünün Lawazantia kenti olma olasılığnı kabul ederken, Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Serdar Girginer, Tatarlı Höyüğün bulunduğu Tatarlı köyünün eski adının Yedipınar olması ve köy sınırları içerisinde bulunan yedi pınardan yola çıkarak Tatarlı-Lawazantiya eşleşmesini bilimsel olarak saptanmış gibi anlatmaktadır. onyedi yıldır dişe dokunur bir belgeye ulaşmamasına karşın ısrarla bu görüşünü savunmuş, onyedi yıldır yaptığı bilgi ve belgeden yoksun popülist açıklamalarla Lawazantiya’yı Tatarlı Höyüğüne getirmek istemiştir.

Girginer, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nce 25-29 Mayıs 2009’da Denizli’de düzenlediği “31. Kazı Sonuçları Toplantısı”na sunduğu “Tatarlı Höyük (Ceyhan) Kazısı: İlk İki Dönem” başlıklı bildiride, “ Tarsus Gözlükule, Mersin Yümüktepe, Misis Höyük, Tepebağ Höyük, Ceyhan Tatarlı Höyük yerleşmelerinin yazılı metinlerde geçen ama henüz eşitlenememiş olan elliden fazla Kizzuwatna kentlerinin en önemlileri olduğunun düşünüldüğünü belirtirken her nedense 80 hektar alana yayıldığı bilinen Ceyhan Sirkeli Höyüğünden bahsetmemektedir. Girginer, 2007’de başlatılan kazıların amacını, “Hititler’in çivi yazılı metinlerinden elde edilen bilgiler ışığında, güneyde uzun yıllar Hititler’le eşit şartlarda bir devlet kurmuş olan Kizzuwatna Ülkesi kentlerinin belirlenmesine ve lokalizasyon problemlerine yönelik yeni bilimsel verileri elde etmek ve aynı zamanda bölgenin çevre kültürlerle bağlantılı olarak kronolojisine yönelik yeni birtakım verileri ortaya koyabilmek” olarak belirtiyor.

Girginer, 7-11 Mayıs 2018 tarihlerinde Çanakkale’de gerçekleştirilen 40. Kazı Sonuçları Toplantısındaki bildirisinde ise bir kez daha  kendi kişisel görüşünü öne çıkarmaya çalışmıştır 2007’den beri 10 yıldır süreçte “Kizzuwatna Ülkes’nin çok büyük bir kenti ile karşılaşıldığını” savunurken, 10 yıllık süreçte buluntularının çoğunun Hellenistik döneme ait olmasını adeta yok saymıştır. Henüz Kizzuwatna ve Lawazantiya ilgili bir mühür, bir belge, bir kabartma bulamadığı yerin M.Ö. 2. binyılda adının Lawazantiya olabileceği konusunda ciddi veriler bulunduğunu iddia etmiştir. Ama yine ortada sadece Girginer’in kişisel görüşü bulunmakta, onu destekleyen bir kanıt ortaya sürülememekte.

Adanalı Puduhepa yalanı       

Hitit Kraliçesi Puduhepa’nın Adanalı olduğu konusu bazı mühürler ve çivi yazısı metinler üzerindeki tanımlara dayandırılmaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Puduhepa’ya ait mühür baskısında, “Kizzuwatna ülkesinin kızı, Hatti ülkesinin kraliçesi Puduhepa’nın mührü” yazısı..
KUB XV 16 1 1 nolu metinde, “DUMU.MUNUS UruKum-ma-an-ni ‘Kummani kentinin kızı’”
Başka metinlerde yer alan ,” Lawazantiya rahibi Bentipşarri’nin kızı”, “Rahibin kızı”, “Lawazantiya şehri İştar’ının hizmetkârı (=rahibesi)” yazıları.
Bugünkü Kayseri sınırları içindeki Develi ile Hanyeri arasında yer alan Fraktin Kaya Kabartması  üzerinde bulunan “Puduhepa, büyük kraliçe, Kizzuwatna ülkesinin kızı, tanrılar tarafından sevilen” ifadesi.
Mısır kaynaklarında da, Kadeş Barış Antlaşmasını içeren gümüş tabletin arka yüzünde Puduhepa’yı gösteren kadın figürü yer almakta ve figür “Puduhepa Hatti’nin Prensesi, Kizzuwatna Ülkesi’nin kızı” sözleriyle çerçevelenmiştir.
İşte, Girginer, bu mühür baskıları ve kabartmalar üzerindeki yer alan “Kizzuwatna ülkesinin kızı”, “Lawazantiya rahibi Bentipşarri’nin kızı” ve “Lawazantiya şehri İştar’ın hizmetkârı (rahibesi) ifadelerine dayanarak, Puduhepa’yı Adanalı olarak ilan ediyor. Bazıları da tamamen uydurma bu tanımlamayı gerçek olarak kabulleniyorlar.

Girginer’in savunduğu gibi Lawazantiya Tatarlı Höyük olsaydı, höyükte yüzlerce çöp çukuru bulan Girginer’in höyüğün Lawazantiya olduğunu kanıtlayan saray ve tapınakları, tapınakta yer alan tanrı ve tanrıça heykellerini, dinsel içerikli bayramlar ve ritüelleri ile ilgili yazıların yer aldığı tablet ve kabartmaları ve de kraliçe olduktan sonra bile Kizzuwatna ve Lawazantiya’ya ayrı bir önem veren Kraliçe Puduhepa’nın mührünü çoktan bulmuş olması gerekirdi. Ancak bunlar yerine, çok sayıda Hellenistik dönem kalıntıları ile onların yanında devede kulak kalacak sayıda Orta ve Geç Tunç Çağı yapıtları bulabildi. Halbuki, Ahmet Ünal’ın kesinlikle Lawazantiya olamaz dediği Sirkeli de bile Tatarlı’dan çok Hitit yapıtları gün yüzüne çıkarılmıştır.

Bliyoruz ki, Puduhepa, bir zamanlar rahibe olarak görev yaptığı Lawazantiya ve Kizzuwatna’da Hurri dini ve kültürüyle ilgili ne kadar tablet varsa, hepsini başkâtip Walwaziti aracaılığıyla kopya ettirmiş ve Hattuşa’da özel bir “Kizzuwatna Arşivi/Kütüphanesi” kurmuştur. Bu gerçeği Girginer’in de bildiğini, Prof. Dr. Ahmet Ünal ile birlikte yazdıkları ve 2007 yılında yayımladıkları “Kilikya-Çukurova, İlk Çağlardan Osmanlılar Dönemine Kadar Kilikya’da Tarihi Coğrafya, Tarih ve Arkeoloji. Kizzuvatnalı Kraliçe Puduhepa ve Yerleşme Alanları Rehberi Ekleriyle Birlikte” adlı kitabın 332’inci sayfasından anlıyoruz. Girginer’e kendi kitabıyla birlikte KBo 15.52 Ay. IV 39-45 numaralı Hitit belgesini de hatırlatalım.

Sen, Puduhepa’nın Lawazantiya’daki dinsel belgeleri kopyalattığını bil ama 14 yıldır ne Puduhepa’nın kopyalattığı tabletlere ulaşabil, ne de Puduhepa’nın Lawazantiya’nın aşk tantıçası İştar’a hizmetkârlık yaptığı tapınağı bulabil! Sonra’da Adanalı Puduhepa diye ortalığı ayağa kaldır! İnanılacak gibi değil..
Girginer’in onyedi yıldır Puduhepa’nın Adanalı olduğunu kanıtlayacak belgelere ulaşamaması, Prof. Dr. Ünal’ın haklı olduğunu, Girginer’in hiçbir bilgiye dayanmaksızın Tatarlı Höyüğünü Lawazantiya kentiyle eşitlemeye çalıştığını kanıtlıyor. Tatarlı höyüğündeki kazılar bilimsel olmaktan uzaklaşmış, bir egoyu tatmine yönelmiştir. Eğer öyle olmasaydı, Girginer, kazı sonuç raporlarına “Lawazantiya’nın Tatarlı Höyükte olduğu görüşümüz devam ediyor” demek yerine kanıtları ortaya koyar, sadece görüşümüz böyle diyerek, “çok sayıda hititolog ve arkeolog yanıldı. Burası Lawazantiya. İşte de kanıtları” derdi. Ama diyemiyor.. Girginer’in Müzeler Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği kazı sonuç toplantılarında sunduğu raporlarda bulgular yerine kişisel görüşünü dile getirmesi, onyedi yıldır süren kazıda bir arpa boyu yol alınmadığını net biçimde gösteriyor.

Sözün özü, Adana ile uzaktan yakından ilgisi bulunmayan, Elbistanlı ya da İslahiyeli Puduhepa, Adanalılara “Adanalı Puduhepa” diye yutturulmaya çalışılıyor.

Bir sözümüzde Adana Büyükşehir Belediyesi ile Rotary Kulüp ve Ticaret Odası benzeri kurumlara. onyedi yıldır aktardığınız milyonlarca liralık parasal kaynak, “Adanalı Puduhepa” yalanını gerçeğe dönüştürebilecek hiçbir buluntuya ulaşılamayan, bol bol çöp çukuru bulunan çalışmada heba olup gitti. Hiç olmazsa, bundan sonra, Tatarlı Höyüğe yapacağınız veya yapmayı planladığınız parasal yardımları bir kez daha gözden geçirin. Milyonlarca lirayı kişisel görüşleri uğruna harcamak yerine, Adana tarihine gerçekten katkı sağlayacak Anavarza, Tepebağ Höyüğü, yabancı bilim insanları liderliğinde sürdürülen ve çok ciddi buluntulara ulaşılan Sirkeli Höyüğü ve bundan sonra kazılması planlanan Adana ovasındaki diğer höyüklerin kazı programlarına aktarın. İnanın Adana ve tarihine çok daha büyük hizmet etmiş olursunuz.

Sayın Zeydan Karalar’ın Karalar, Puduhepa Kultür Yolu projesi için çalışmalara başlamadan aşağıdaki kaynakçayı incelemesini öneriyorum.

KAYNAKÇA:
Arş. Gör. Mehmet Cevher, “Hitit Ülke Savunmasında Tampon Bölgeler”, International SocialSciencesStudiesJournal, Cilt 5 Sayı 34, 2019
Derya Alemdar, “Kizzuwatna Memleketi ile Hitit Devleti Arasında Yapılan Antlaşmalar, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Çağları ve Kültürleri Bölümü (Hititoloji) Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2006
Diana Vanes Diaz Martinez, Hitit Dini, Tapınakları ve Kadın Görevlileri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Eskiçağ Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Mart 2017, Ankara
Doç. Dr. İlyas Gökhan, Başlangıçtan Kurtuluş Harbine Kadar Maraş Tarihi, Ukde Kitaplığı 99, Kasım 2011, Kahramanmaraş
Doç. Dr. K. Serdar Girginer, “Tatarlı Höyük’ten Geç Hitit Çağına Ait Bir ‘Sürme Kutusu’”, Mersin Üniversitesi Kilikia Arkeolojisi Araştırma Merkezi Yayınları, OLBA XXIX Ayrıbasım, Mersin 2021, s. 109-136
Esma Reyhan, “Hitit Arşivlerinde Kizzuwatna Kökenli ‘Tanrıları Çağırma Ritüelleri’”, TAD Cilt 35 Sayı 60, 2016, s.1-38
Fevziye Eker, “Kahramanmaraş’ın Tarihi Coğrafyasına Bir Bakış”, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,  Cilt 10 Sayı 2 Yıl 2013, s. 25-38
Murat Aydın, Hitit Devleti’nde Kizzuvatna’nın Yeri ve Önemi, Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Aydın 2014,Savaş Özkan Savaş, “Kizzuvatnalı Büyük Hitit Kraliçesi Puduhepa’nın Evlilk Anıtı ve Ölüm Anıtı”, InstitutFrançaisd’EtudesAnatoliennes- Georges Dumezil (VariaAnatolica 13) 2001, s. 95-114
Özlem Uysal, “Çivi Yazılı Belgeler Işığında Hitit Dualarına Bir Bakış”, gorgondergisi.com, e-dergi 11. Sayı, s.1-26
Prof. Dr. Ahmet Ünal, “Adana’da Kizzuwatna Krallığı/ Taş Devrinden Hitit Devleti’nin Yıkılışına Kadar Adana ve Çukurova Tarih”, Efsaneden Tarihe, Tarihten Bugüne Adana: Köprübaşı, Haz. Doç.Dr. Erman Artun- M.Sabri Koz, YKY Yayınları, İstanbul 2000
Prof. Dr. Ahmet Ünal, “Eski Çağlarda Çukurova’nın Tarihi Coğrafyası ve Kizzuwatna (Adana) Krallığı’nın Siyasi Tarihi”, ÇÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Arkeoloji Özel Sayısı, Cilt 15 Sayı 3, 2006, s. 15-44
Prof. Dr. Ahmet Ünal, Paylaşılamayan Kraliçe Puduhepa ve Memleketi Kayıp Kent Lawazantiya, Her Yönüyle Osmaniye Stratejik Kalkınmada Kent Değerleri Sempozyumu Bildiriler Kitabi. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Yayını, Osmaniye 2016
Prof. Dr. Rukiye Akdoğan, “UruLa(hu)wazantiya ‘La(hu)wazantiya Şehri’”, IX. Uluslararası Hitit Kongresi Bildirileri,  Haz. Aygül Süel, Cilt 1 Çorum 2019 s. 1-48
Sidney Smith, “Kizzuwatna ve Hiti Coğrafyası Sorunu. AlbrechtGoetze’ninFotoprafı (Yale Oriental Series, Researches, XXII) New Haven, 1940”, Cambridge Üniversitesi Kraliyet Asya Topluluğu Dergisi, Cilt 74 Sayı 1, s.61-66
Şeyma Yıldırım, Eskiçağ’da Anadolu’nun Savaş Kapıları, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Eskiçağ Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Denizli, Haziran 2006
Tolga Pehlivanoğlu, M.Ö. İkinci Binyılda Kizzuwatna’nın Tarihi ve Tarihi Coğrafyası,  İstanbul Üniversitesi Sosyal Bıiımler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Eskiçağ Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2017
Tolga Pehlivanoğlu, “La(hu(wazantiya: Ticari ve Dini Bir Merkezin Tarihçesi ve K,Lokaziasyonu”, ArchivumAnatolicum (ArAn), Cilt 13 Sayı 2, 2019, s. 145-172
Turgut Yiğit, “Eski Anadolu Kentlerinden Luhuzatia/Lawazantiya’nın Tarihi ve Lokalizasyonu Üzerine”, Türk Tarih Kurumu Belleten Dergisi, Cilt LXI Sayı 230, Nisan 1997, Ankara
Tülin Cengiz, Hitit Çağında Anadolu’da Anaerkil İzler, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih (Eskiçağ Tarihi) Anabilim Dalı Doktora Tezi, 2014, Ankara
31. Kazı Sonuçlar Toplantısı 3. Cilt, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara 2010
29. Araştırma Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara 2012
34. Kazı Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Çorum 2013
35. Kazı Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Muğla 2014
36. Kazı Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara 2015
37. Kazı Toplantısı Sonuçları 2. Cilt, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara 2016
38. Kazı Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara 2017
39. Kazı Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Bursa 2018
40. Kazı Sonuçları Toplantısı 3. Cilt, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara 2019
41. Kazı Sonuçları Toplantısı 4. Cilt, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara 2020
Yeni Malatyaspor alt ligden başlamalı

6 Şubat 2023’de Türkiye büyük bir depremle sarsılmıştı..

Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Adana, Adıyaman, Elazığ, Kilis, Osmaniye, Şanlıurfa, Osmaniye ve Malatya depremden etkilenen onbir il olmuştu..

Bu illerde, profesyonel futbol liglerinde mücadele eden takımlar vardı..

Adana Demirspor, Adanaspor, Hatayspor, Gaziantep FK, İskenderunspor, Amedspor, Şanlıurfaspor, Adıyamanspor, Diyarbekirspor, üçüncü ligde mücadele eden takımlar depremin yarasına karşın lige devam ettiler..

Bir tek takım  depremi gerekçe göstererek lige devam etmedi: Yeni Malatyaspor..

Malatya’nın alt liglerdeki takımları devam ederken, Yeni Malatyaspor’un devam etmeme karara sorgulamadan kabul edildi..

Yeni Malatyaspor’un 2024-2025 sezonunda 1. Ligden devam etmesi kararlaştırılmıştı..

Ancak, bugünlerde yapılan açıklamalar, Yeni Malatyaspor’un geçen yıl lige katılmama kararının depremden çok ekonomik sorunlardan kaynaklandığı gösteriyor..

Geçen sezon hakları saklı kalmak kaydıyla ligden çekilen Yeni Malatyaspor, aynı koşul ve gerekçeyle bu sezon da ligden çekilecek..

Başkanı Adil Gevrek’in birkaç aydır yaptığı açıklamalar, Bakanlık ve Federasyonun transfer tahtasının açtırabilmek için UEFA’daki 26 dosya ile ilgili ödemeleri  yapmalarını istediklerini, Bakanlık ve Federasyondan maddi yardım gelmezse bu sezonda bir sonraki sezon 1. Ligden başlamak koşuluyla lige katılmayacaklarının söylemesi, çekilmenin deprem nedeniyle olmadığını net biçimde gösteriyordu..

Türkiye Futbol Federasyonu, Yeni Malatyaspor’n 2024- 2025 sezonunda 1. Ligde mücadele edeceği kararının aldı. Bu karara karşın, gelen bilgiler, UEFA’daki yirmialtı dosyayı çözüp kapalı olan transfer tahtasını açtırmak isteyen kulüp yönetiminin borçların ödenmesi için gereken meblağın yüzde otuzluk kısmı için kaynak oluşturduğu, kalan yüzde yetmişlik kısmı için gereken desteği bulamadığı için, “gerekli kaynağın bulunamaması ve depremde büyük yıkım yaşayan kentin henüz tam anlamıyla toparlanmaması” gerekçesiyle yeni sezonda da hakları saklı kalmak kaydıyla ligden çekileceği yolunda..

Depremden en çok etkilenen, adeta yerle bir olan Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay takımları lige hem geçen sezon hem yeni sezonda liglere devam ederken, bu kentler değin etkilenmeyen Yeni Malatyaspor’un deprem ve kaynak sıkıntısını gerekçe göstererek ligden çekilmesi ve bir sonraki sezon aynı ligden başlaması depreme karşın mücadelesini sürdüren takımlar için büyük haksızlık olmaktadır..

Geçen sezon tamam da, 2024- 2025 sezonu için hala depremi öne sürerek ligden çekilmesi çok saçma bir durum olmaktadır..

TFF’nin, Yeni Malatyaspor’un gelecek sezon 1. Ligden başlamak kaydıyla ligden çekilmek için başvurusunu, depremden etkilenen illerin takımlarının liglere katılmasını örnek göstererek gerekçelerini reddederek bir alt ligden başlamak koşuluyla kabul etmesi adil bir karar olacaktır..

Yeni Malatyaspor’un başvurusunun kabulü ise, deprem bölgesindeki diğer takımlarla dalga geçmek olacaktır,…

Futbolun adaletine gölge düşürecektir…

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP