Ucuz oyunlardan ne bekliyorlar?

Ucuz oyunlardan ne bekliyorlar?

ABONE OL
26 Nisan 2024 11:36
Ucuz oyunlardan ne bekliyorlar?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

31 Mart seçimleri sürecinde bolca gördüğümüz algı operasyonu amaçlı sahte paylaşımlar, ne yazık ki, 31 Mart’tan devam ediyor..

Bunun son örneğini yandaş medya ve bazı bürokratların haber ve paylaşımıyla gördük..

Yandaş medya ve bazı üst düzey bürokrat diyebileceğimiz siyasetçileri, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin’in DEM Parti Çukurova İlçe Başkanlığına yaptığı ziyareti, fotoğraf üzerinde oynama yaparak paylaştılar..

Oya Tekin’e ağza alınmayacak hakaretlerde bulundular..

Fotoğrafın üzerine Abdullah Öcalan resmi ekleyerek, Oya Tekin’in Abdullah Öcalan fotoğrafının altında DEM Partililere oturduğunu ve “Demlendiğini” yazdılar..

CHP’nin PKK ile işbirliği yaptığını iddia ettiler..

Halbuki fotoğrafın aslında Abdullah Öcalan resmi yoktu..

Birileri sonradan monte etmiş, güncel deyimiyle “fotoşopla” bir algı operasyonu yapmaya yeltenmişti.

Üstelik, yandaş medyanın sanki yeni çekilmiş gibi paylaştığı fotoğraf yaklaşık 3,5 ay önce yani Ocak ayında çekilmişti…

Fotoğrafın orijinalı ortaya çıkınca, sosyal medyadaki paylaşımlar kaldırıldı ama, gazetelere taşınan yalanlar yerli yerinde kaldı..

İnsan sormadan edemiyor..

Gerçeklerin ortaya çıkacağını bile bile insan nasıl sahte fotoğraf paylaşır ve bir siyasetçiye hakaretler yağdırma hakkının kendinde bulur?..

Anlaşılan trol ordusu, manipülasyon amaçlı sahte paylaşımları, rakiplerinin küçültmek yerine büyüttüğünü ve kamuoyunda ters teptiğinin hala farkına varmamışlar..

Farkına varmış olsalardı, 31 Mart seçimleri öncesindeki paylaşımının nasıl geri teptiğinin ve aşağıya çekmek istedikleri siyasetçileri ve partileri yükselttiğinin bilincinde olarak, Oya Tekin ile ilgili sahte fotoğrafı paylaşamazlardı..

Oya Tekin’e de, CHP’ye de, DEM Parti’ye muhalefet edebilirsiniz..

Ama bunu yaparken etik kuralları içerisinde kalınmalı, sahte fotoğraflardan medet umulmamalı..

 

Ensarioğlu CHP’ye göz kırpıyor

Merkez Sağ’ın “Kürt siyasetçisi” olarak öne çıkan isimlerinden Galip Ensarioğlu, İyi Parti’den istifa ettikten sonra, CHP’ye göz kırpmaya başladı..

Ensarioğlu, merkez sağ siyasetçi olarak bundan sonraki siyasal yaşamını CHP’de sürdürmek istiyor..

Bu izlenimi, yaptığı açıklamadan edindim..

Kendi deyimiyle üç dönem DYP ve üç dönem İyi Parti’de genel başkan yardımcılığı görevlerinde bulunan Galip Ensarioğlu, bir gazeteye yaptığı açıklamalarda, CHP’nin artık bir merkez partisi olduğunu iddia ediyor..

İyi Parti’ye merkez sağ olacağı için katıldığını, amacının İyi Parti’de muhafazakar Kürtleri ver merkez sağı temsil etmek olduğu söylüyor ve İyi Partiyi Kürt meselesinde MHP ile milliyetçilik yarışı yapmakla suçluyor..

Şeyh Sait ile ilgili açıklamalarının ardından herhangi bir şey sorulmadan ihraç talebiyle disipline verildiğini söyleyen Ensarioğlu sonunda “benim gönlüm CHP’de” diyerek baklayı ağzından çıkarıyor..

Ensarioğlu’nu bu ifadeleri, CHP’ye “gel gel” yapmaktır..

Bakalım beklentisi CHP’den karşılık bulacak ve davet alacak mı?..

Eğer alırsa, CHP’nin nur topu gibi ikinci bir Sezgin Tanrıkulu’su olur!…

 

İyi Partili Yanıkömeroğlu ‘baba ocağı’ CHP’de

Muhafazakar Kürtlerin temsilcisi Galip Ensarioğlu, DYP ve İyi Parti’den sonra CHP’ye göz kırpa dursun, bir başka İyi Partili milletvekili CHP’ye kapağı attı bile..

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, “benim gözümde partimizden en son ayrılacak arkadaşım” dediği İstanbul Milletvekili Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, Ensarioğlu gibi göz kırpmakla vakit kaybetmeyip, doğrudan CHP’ye geçiş yaptı..

Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, dünkü grup toplantısında CHP’ye katıldı. Yanıkömeroğlu’nun rozetini de Genel Başkan Özgür Özel taktı..

Özel’in rozeti takarken, CHP’nin Yanıkömeroğlu’nun baba ocağı olduğunu ifade etmesi dikkat çekiciydi..

Eski Türkiye’de, parti değiştiren siyasetçilerinin sık sık “yuvaya döndüklerine” tanık olurduk; anlaşılan yeni Türkiye’de de artık “baba ocağına” dönen siyasetçileri göreceğiz..

 

Selçuklu dönemine kadar döndük!

Siyasette gidişat Selçuklu dönemine kadar geriye gitti..

Hakkımızda hayırlısı!..

İyi Parti’nin Gelen Başkan adaylarından “milliyetçi demokrat” Mehmet Tolga Akalın, Meral Akşener’in seçimdeki söylemlerinin halk tarafından onaylanmadığı buyurmuş ve “Doğru bir 3. yol stratejisi olsaydı İyi Parti Selçuklu coğrafyasında lider olacaktı” demişler..

Akalın’ın “Selçuklu coğrafyası” tanımlamasını bir kaç televizyon konuşmalarında da duymuştum..

Demek ki, kimi Türk milliyetçilerinde görülen Osmanlı aşkı ve özlemi,  sonunda Selçuklu’ya kadar dayanmış..

Türk milliyetçilerini “Türk-İslam Sentezini” önceleyen kesimiyle, kimi İslamcı camialarda ki Osmanlı özlemini biliyorduk..

Hatta, mevcut siyasal iktidarın bir döneminde şimdilerde “Demokrat Serok” oyunu oynayan zat tarafından Osmanlı özlemi Yeni Osmanlıcılığa doğru evriltilmişti..

Akalın’ın konuşmalarından “milliyetçi demokratların” , Türk İslam sentezcisi Türk milliyetçilerini ve Neo Osmanlıcıları da aşıp, özlemlerinin Selçuklu’ya kadar uzattıklarını anlıyoruz..

Bu açıklamalar aslında, kendilerine “milliyetçi demokrat” diyenlerin bugünkü Türk toplumundan ne denli kopuk olduklarını, İlhanlı’ya teslim olmuş Selçuklu özlemiyle yanıp kavrulduklarının gösteriyor..

Milliyetçi demokrat Akalın’ın Selçuklu coğrafyası diye tanımladığı alan, egemenliğini yitirmiş, İlhanlı’nın emrine girmiş Selçuklu’nun elinde olan birkaç vilayetten oluşan “İç Anadolu”yu içeriyor..

Bari bu kadar geriye gideceksiniz, özleminizi ve ütopyanızı hiç olmazsa İlhanlı ya da Büyük Selçuklu dönemine kadar götürseydiniz..

Hiç olmazsa, üç beş il yerine Anadolu ve İran’ı kapsayan bir alanda liderlik peşinde koşardınız..

Bu arada, sevgili okurlar; Türk İslam sentezcici milliyetçiler Osmanlı, demokrat milliyetçiler Selçuklu ütopyasıyla hayallare dalarken, İlhanlı kökenli Göktengrici milliyetçi olarak acaba diyorum ben de Cengiz coğrafyasında lider olma hayallerimi kurmaya başlasam?..

Ne dersiniz?…

 

850 bin yıllık Türk uygarlığı

Tacikistan Tarih, Arkeoloji ve Etnoloji Kurumu müdürü Vadim A. Ranov, Türk uygarlığının  sekizyüz elli bin yıl önce kurtulduğunu belirtiyor.

Ranov, 1993 yılında yayımladığı eserinde ; Kuldura bölgesi başta olmaküzere Orta Asya’daki yerleşik kültür merkezlerinin sekizyüz elli bin yıl ( 850.000 yıl) önce ortaya çıktıklarını tespit etmiştir. 

O tarihte Orta Asya’da sosyal bir hayat yaşanmaktadır.

Ranov’, “7 yerleşim bölgesinin incelendiğini, ve ilk merkezin 850.000 yıl önce  kurulan Amuderya’nın kaynak kollarından birindeki Kuldura olduğunu” bildirmişti.

Tuna havzası en eski yerleşim bölgelerimizdendir.

Türkler buradan Avusturya Alpleri, İsviçre Alpleri, İtalya Alpleri ne ulaşmışlardır.

Bir kısmı yollarına devam ederek Fransa ya girmişler,

Pireneler den geçerek İspanyaya varmışlardır.

Oradan Portekiz’e ulaşmışlardır.

Bugün Fransada ve İspanyada yaşayan Basklar, İskit Türklerinin bir koludur.

Bir kol da Fransa’dan İngiltere’ye geçmiş ve adanın kuzeyine yerleşmişlerdir.

Bugün İskoç diye bilinen bu halkın atası; İskit Türkleridir.

Bunu kendileri de kabul eder.

Ön Türklerden bir kol da Mezopotamya’dan yollarına devam ederek Mısıra yerleşmişlerdir.

Bunu Mısır yazıtlarındaki Türk tamğalarından tespit ediyoruz.

Çin alfabesinde ise kırk bir Türk Tamgası şekil olarak bulunur, anlamları ise değişmiştir.

Türklerin bir kolu Sibirya’ya yayılırken, bir kolu da Berring Boğazını aşarak Alaska’ya ulaşmış, oranın Eskimolarını meydana getirmiş, bir kolu da Kanada ve Amerika’ya inerek Kızılderili denilen halkları oluşturmuştur.

Budizm öğretisinin kökeni olan,Altı Yarık Tigin, isimli

Öğreti kitabı Türklere aittir.

Hint bilgeliği ve erdemliliğinin kökeni Türklüktür.

Ateş kültü güneş kültü ile ve kutsal yılan-boğa, kurt-it, leopar, dağ keçisi inanışları ile Himalayalara ulaşmışlar, Tibet yaylasına varmışlar, Hindistan’a inmişlerdir.

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP