“Seçmemek” de bir seçimdir…/2

“Seçmemek” de bir seçimdir…/2

ABONE OL
5 Mart 2024 09:43
“Seçmemek” de bir seçimdir…/2
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Milattan önce beşyüzlerde yaşamış, ünü günümüze değin uzanan Çinli düşünür Konfüçyüs’ün söylediği ileri sürülen “bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğret” sözü ne denli önemlidir acaba, adaylar için? Bana kalsa “tüm” billboardları bu tümceyle donatırım! Zorunlu gerekçeler olmadıkça, “insana” ödül gibi sunulan “desteklere” son verirdim! Edinmenin, tüketmenin değil; üretmenin bir erdem olduğunu benimsetmeye çalışırdım!

Bizde, özellikle de “gelişmesi” hep mengene arasına tutturulmuş/ geliştirilmemiş ülkelerde, insanların iş/ meslek/ bilgi edinmesinden daha çok, “biat/ yazgıcı/ teslimiyetçi” olunması yönünde özendirici çalışmalar gerçekleşmiş! Yerel seçim öncesinde de “iktidarı da, muhalefeti de” iki elden “yardım” konusunu iyice harmanlayıp seçmenin önüne getirmekte öncülük yapmayı “ilke” saymayı sürdürüyor!

***

Geçtiğimiz hafta gerçekleşen “beş yılda yapılacaklar” konulu izlenceler halkın “bilgilenme/ yaşamını kazanma” üzerine, ülkenin en büyük oyunu oluşturan dargelirli seçmen için bir anlam taşımadı! “İktidar” partisinin adayı, partisinin yirmiiki yılda yurttaşı getirdiği yer konusunda “gözleri kapalı” olabilir, halkın yaşadığı sıkıntıları “süslü/ boyalı” sözlerle örtmeye çalışabilir de; yirmiiki yıldır “iktidar” olmanın yakınından geçmeyi bırakın, her seçimde “ufalandığı” yadsınamayan “muhalefetin” adayının artık titremesi, kendini iyice pişirmesi, halkın sorunlarına çalışması gerekmez mi? Yok!

Hep gözümüzde daha aydın, daha gerçekçi, daha halkın ezilmişliğine tanık, “bilgisizliğin” acısını yaşayanlarla eşgüdüm içerisinde olması gerekmez mi? “Beş yılda yapacaklarını” anlatırken, “balık tutmayı” öğretmenin “ilk ödev” olacağı konusunda açıklama yapması gerekmez miydi? Sanıyorum, Çukurova değil de Seyhan adayı olacağını “son ana” dek kendisi de bilmiyordu ki; izlencede, inandırıcılıktan uzak bir tutum sergiledi!

Şunu düşünmek zorundayım: Bir belediyenin yapacakları “iş” aşağı/ yukarı bellidir! Sürekli yinelenen “Chp belediyeciliği” adı verilen özelliğin “iktidarın” tutumundan ayıran yanı nedir? Hepsi yolları, alt geçitleri, kaldırımları, parkları, dinlenme yerlerini anlatıyor! Peki, halkın yaşamına katkı yapacak, daha iyi doymasını sağlayacak, daha iyi yaşatacak “bilgiler” vermeyi neden düşünmezler?

Chp Seyhan Adayı Oya Tekin “adaletli, insan haklarına saygılı, yaşanabilir bir Seyhan’ı hep birlikte yöneteceğiz” diyor. “En küçük umudun var mı” diye sorarsanız, olumlu yanıt vermem olası değil! Partilerin adayları kendilerini geliştirme “gereği” duymayıp, seçmene alışılmış/ kopya listelerle “beş yılda yapılacaklarım” diye sunulunca “geleceğe bakış özgürlüğü” de tıkanıp kalıyor! “Belediyecilik” adı verilerek sıralananların “asıl” ödevleri oluşu unutturuluyor!

***

Debord’un, beklentisi gibi “dünya hızla değişirken seçmen de değişmeli, alan reklamcılara dönüşmüş politikacılara” bırakılmamalı! Yaşamın benimsenebilir başka da bir döngüsü yok! İstediklerince üstelesinler, istediklerince “güçlü” olduklarını sansınlar; James’in saptamasında belirttiği gibi “bir seçim yapması gerektiğinde; ‘seçmemek’ de bir seçimdir!”

Emeklinin, dargelirlinin alım gücü erirken, bir de “açlığa” terk edilmesinin karşılığı Sartre’ının “eğer insan açlıktan ölüyorsa, seçim hakkının ona ne yararı olabilir” sorusu, özellikle günümüz politikacılarca enine/ boyuna masaya yatırılması gerekir! Yoksa, “bal” diye yurttaşın önüne koyulan doyurucunun “tadı” da, “beş yılda yapacaklarım” diye anlatılanlar da hiç anlam taşımayacak!  020324

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP