Siz güzelleşmenize bakın!

Siz güzelleşmenize bakın!

ABONE OL
16 Şubat 2024 14:50
Siz güzelleşmenize bakın!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Selma ERDAL

Kıllarınızı, tüylerinizi yolun, kaşlarınızı alın; güzelleşin!…

Şu cicileri giyin. Yüksek topuklularla gezin. Taze çiçekler, baştan çıkarıcı baharatlar gibi kokun. Sürme gözlü ceylanlar gibi bakın. Şu mücevherleri takın. Tırnaklarınızı cilalayın, parlatın ya da isterseniz kınalar yakın.  Siz güzelleşmenize bakın!…

Üstelik kim daha güzel diye aranızda yarışın. Esmerleriniz olsun sarışın, pembe-beyazlarınızsa neden tenim bronzlaşmıyor diye yakının ve kremlerle, sütlerle gün boyu güneşin altında yatın. Siz güzelleşmenize bakın!…

Yaşınız ilerlese de kır düşmesin saçlarınıza… Kırışmasın boynunuz, gerdanınız ve oluşmasın kaz ayakları gözlerinizin çevresinde… Yaşlılık izleri bedeninize bulaşmasın; kestirin, biçtirin derinizi, çektirin, emdirin yağlarınızı… Siz güzelleşmenize bakın !..

Kalırsanız yarışma dışı; yaşlılık, bakımsızlık, derbederlik, pasaklılık, çirkinlik nedeniyle, “ayol bu nasıl kadınlıktır?” gerekçesiyle birbirinizi kıskanın. Bunca uğraşınızın arasında ola ki sıkılırsa canınız; boy, boy çocuklar doğurun. Çocuklarınızı ve elbette ki erkeğinizi beslemek için hamurlar yoğurun. Sakın unutmayın; “erkeğin gönlüne giden yol midesinden geçer” ama siz de yerseniz yaptığınız pastaları, börekleri, sonrasında da şişirirseniz kalçaları, göbekleri erkeğiniz sizden kaçar. Tombul bedeninizdeki yağlar, erkeğinizle aranızı açar; her zaman sofradan aç kalkın. Açlığınızı da kocanızla sevişirken bastırın; her gece kocanızın koynunda yatın.

Dikiş, nakış, örgü… Adab-ı muaşeret, çağdaş görgü… Olsa da kapınızda, pencerenizde sürgü; çıkmayın olur, olmaza dışarıya, süslenerek, püslenerek siz yalnızca evinizde dolaşın.

Toplaşın, bir araya gelin; misafir günleri, konken partileri, gelin hamamı, gelin kınası, çeyiz sergisi, loğusa mevlidi… Siz kadınca yaşayın!…

Dükkan, dükkan gezin; en büyük aşkınız ayakkabı, öyle buyuruyor tüketim toplumu kuramcıları…

“Kanlı, canlı ve de heyecanlı erkekler varken; biz ne zaman aşık olduk ayakkabıya?” diye öyle salakça bir soru sormadan, rengarenk, alçak ya da yüksek topuklu ayakkabılar satın alın. Özellikle de yüksek topuklular, sizi daha zarif yapar, kaslarınızı da çalıştırır diyen moda gurularına inanın. Ve düşe, kalka, zorlana, darlana yürüyün taşlı, topraklı yollarda ama rahatınıza, konforunuza değil; zarafetinize bakın. Topuksuzlarla koştura, koştura nereye yetişeceksiniz ki sanki?… Keklik gibi sekerek, yürüdüğünüz yolları aşın. Ama sakın ola ki elinizin hamuruyla, erkeklerin işine karışmayın!… Siz yalnızca ve yalnızca kadınlık saltanatınızı sürmeye bakın.

Nenize gerek sizin; siyaset, ekonomi, çevre… Yormayın kafanızı böylesi gereksizliklerle… Sizin için oluşturulan güzelliklerle; yaşamdan kadınca haz alın. Size kalmamış dünyayı yönetmek… Siyasi kararlar almak, ekonomik kurallar koymak, velhasıl böylesi yorucu işlerle o güzel başınızın içindeki küçücük beyninizi çürütmek… O işleri erkeklere bırakın; siz güzelleşmenize bakın!…

Bunca uğraşınız varken, yine de boş zamanınız kalıyorsa, kendinize ulvi ve de uhrevi işler yaratın. Özellikle de menopoza giriyorsa bedeniniz, akmıyorsa kanınız; alın elinize kutsal kitapları, öğrenin orada zikredilen hitapları, iyicesine çekin elinizi, eteğinizi dünya işlerinden, öbür dünyanıza yatırım yapın, gerekirse yatağınızı bile ayırın erkeğinizden, ama onun için bir cariye de arayın.

Sakın, sakın ola ki ve de zinhar; erkeğin işine karışmayın!… Dilediğince siyaset yapsın, sömürsün dünyayı ve dünyalıyı… Savaşlarla kana bulasın dünyayı, bombalar üretsin, ürettiği bombaları paraya dönüştürmek için savaşlar türetsin. Öldürsün “yarattığı düşman” ülkenin; çocuklarını ve kadınlarını… Sormadan, sorgulamadan; silin erkeğinizin elindeki kanları ve kahramanınız olarak karşılayın onları… Ve siz; dünyada olup, bitene değil güzelleşmek için aynanıza bakın…Üstelik aynanız; dünyadaki en güzel kadının siz olduğunu söylemek yerine, “savaşlar nedeniyle ölen, yaralanan, sakatlanan, tecavüze uğrayan kadınlar varken, güzelleşmek, güzelleşmeyi düşünmek senin neyine ?” dese de, siz aynanıza aldırmayın, o bile kıskanıyor güzelliğinizi, işte bu nedenle siz güzelleşmenize bakın !…

Ve sizler emekçi taifesi; İğneci Sabriye, Terzi Mualla, Berber Saniye, Ağdacı Emine, Ebe Hanife, Temizlikçi Zarife uslu, uslu durun olduğunuz yerde… Sizler de ekmek yiyeceksiniz güzelleşen şu kadınlar sayesinde… Geri kalanınız; külliyen odalık ve cariye… Elbette ki eline kutsal kitap alanlarınız; iki dünyada da huriye…

Bunca işiniz, uğraşınız varken; karışmayın erkeklerin işine… Üstelik durduk yere “Gökyüzünü yarısı bizindir” diye haykırmak da niye?… Siz yalnızca güzelleşmenize bakın!…

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP