Herkesin gözü MHP oylarında

Herkesin gözü MHP oylarında

ABONE OL
23 Ocak 2024 13:31
Herkesin gözü MHP oylarında
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ömer ALPDOĞAN

DEM Parti, seçimlerin kilit partisi diyorlar ya inanmayın..

Kilit parti bu seçimde MHP olacak..

Kenara çekilip şöyle bir izleyin: Seçime giren ya da girmeye niyetlenen tüm partiler gözünü MHP’li seçmenlere, ülkücülere ve Türk milliyetçilerine dikmiş durumdalar..

Oradan nasıl oy çalabilirim hesabı yapıyorlar..

Bunun için de herkes kendine göre bir şeyler yapıyor, MHP’li seçmenlere şirin görünmeye çalışıyor..

Kim yıllarca ortak olduğu CHP’li belediyelerin işten çıkardığı işçileri yeniden işe alacağını söyleyerek, MHP tabanına, ülkücü milliyetçilere selam gönderiyor, kimi fi tarihinde MHP ya da Ülkü Ocakları’nın önünden geçtiğinden bahsediyor..

Aslında, Ayyüce Taş gibi MHP’li seçmene selam çakmaya çalışırken trajikomik duruma düşüyorlar..

Yarın, o işten çıkarılanlardan biri Taş ablaya, “Ben işimden olurken, sizin parti işten çıkarmaları destekliyordu.. Hatta, bizim yerimize işe alınacaklarla ilgili liste veriyorlardı derse, Taş abla nasıl yanıt vereceğini hiç düşünmüş mü acaba?..

İnsana sormazlar mı, partinizin yöneticileri, ekmeğinin derdinde olan insanlar ülkücü ya da MHP’li diye işten çıkarılırken ve yerlerine işe alınacaklar için listeler verirken Türk milliyetçiliği hassasiyetiniz neredeydi?.

O zamanlar taş bağlamış yüreğiniz şimdi seçim süreci gelince, aday olunca mı yumuşadı?..

Son bir soru Taş ablaya..

Partiniz işten çıkarmalara sessiz kalıp destek verirken mi ve yerlerine işe alınacaklar listesi düzenlerken mi İYİ idiniz, yoksa seçim zamanı gelince nabza göre şerbet verirken mi İYİ’siniz?…

Kendilerini hangi durumda İYİ görüyorlar bilmem ama, görünen net bir şey var; o da Türk milliyetçilerinin oylarını nasıl alabilirim hesabı yaptıkları..

Yıllarca neoliberal politikalarla Türk milliyetçiliğinin ilkelerine ters davrananlar, ortak gibi davrandıkları CHP’li belediyelerde işten çıkarmalara tam destek verdiklerini ülkücülerin unuttuğunu sanıyorlar olacaklar ki, MHP tabanının oyunu almak için selam üstüne selam çakıyorlar..

Tüm siyasetçilerin oyunu MHP tabanının oyuna göz dikmesinin örneğini sadece Adana’da görmüyoruz..

Ülkenin bir çok yerinde MHP’lilere, ülkücülere sempatik gelecek eylemlere tanık oluyoruz..

Örneğin Ankara’da AK Parti de CHP’de MHP kökenli aday çıkarma ihtiyacı hissediyorlar..

Konuşmalarında, “ben daha iyi MHP’liyim” kavgası yaptıklarını görüyoruz..

İstanbul’da CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, koltuğunu korumak ereğiyle MHP tabanından oy  almak için girişim üstüne girişimde bulunuyor..

CHP, bazı illerde Türk milliyetçisi adaylarla seçimi zorlamaya çalışıyor..

Bütün bunlar bize, herkesin gözünün MHP ve ülkücü oylarda olduğunu, 31 Mart’a kadar bir çok kişinin kendisini Türk milliyetçisi ve MHP tabanına yakın hissettiğini anlattıklarına tanık olacağımızı, milliyetçilik oyununun iki ay daha süreceğini gösteriyor..

Onun için diyorum, 31 Mart seçimlerinin kilit partisi MHP, kilit seçmeni Türk milliyetçileri olacaktır..

Bunun yanısıra, CHP Genel Merkezi’nde Türk milliyetçisi seçmeni kazanma kaybetme konusunda bir kafa karışıklığının mevcut olduğu da gözlemliyorum..

Bir taraftan ülkücü kökenli adaylarla seçimleri kazanma hesaplar yapan Özgür Özel ve ekibi, diğer yandan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın temas kurduğu ve yoğun çaba sonunda desteklerini aldığı eski MHP’li, Ülkü Ocaklıları CHP’den uzaklaştırıyor..

Halbuki, o kişilerin 14 ve 28 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türk milliyetçilerinin bir bölümünün oylarını Kemal Kılıçdaroğlu’na kanalize ettikleri biliniyor..

Şimdi o kişilerle temas kurmayı yasaklamak, 31 Mart’ta ülkücü seçmenler üzerine yaptıkları hesapların tutmasını da engelleyeceğinin farkında olmadıklarının bir işareti..

 

İl başkanları ve parti tabanları

Türk siyasetinde ilginç bir durum var: Hasbelkader bir partide il ya da ilçe başkanı olanlar, kendilerini parti tabanı, parti tabanının egemeni, partinin sahibi sanıyor..

Yöneticisi olduğu, bir zamanlar yönettiği partinin tüm üyelerini, oy verenlerini siyasal kölesi olarak görüyorlar..

Onların  kendi ne derse öyle davranacağını sanıyorlar..

Bunu son örneği Göktürk Boyvadaoğlu..

Yıllarca İyi Parti’de il başkanlığı yaptı..

Parti üyeler kaydetti, CHP’li belediyelerde işten çıkarılanlar yerine işe gireceklerin bir kısmına referans oldu..

Hayalinde milletvekili olmak vardı, o da tepeden paraşütle inen iki ithal adayla sona erdi..

Şimdi, yerel seçimlerde İyi Parti adayı Ayyüce Taş yerine Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Adayı olan Zeydan Karalar’a destek veriyor..

İl Başkanlığı döneminde sayın Karalar ile yakın ilişki içinde olması, özel bir dostluk kurmuş birisi olarak tercihi gayet normal..

Açık söyleyeyim, aynı durumda olsam benim de tercihim kendi partimin adayı değil Karalar olurdu..

Buraya kadar her şey normal..

Boyvadaoğlu’nun Karalar’a desteği anlaşılır bir durum..

Normal olmayan, “İyi Parti tabanı Karalar dedi” şeklindeki ifadeler..

Boyvadaoğlu’nun konuşmasından, 14 Mayıs genel seçimlerinde Meral Akşener tarafından üçüncü sıraya konulması ve önüne getirilen iki ithal adayın milletvekilli olmasına tepkili olduğu anlaşılıyor..

Özünde son derece haklı bir tepki…

Ancak, bu haklılık kendi ifadesiyle 27 binlerdeki İyi Parti üyeleri ve İyi Parti’ye oy verenler adına konuşma hakkı vermez..

O insanların tercihine ipotek koyma hakkı sağlamaz..

Boyvadaoğlu kendisini İyi Parti tabanın sahibi olarak görmeye devam ederse, 31 Mart gecesi büyük bir hayal kırıklığına uğrama olasılığı son derece yüksek..

Böyle bir hayal kırıklığı da siyasal yaşamının tamamen bitmesi anlamına gelecektir..

 

Küresel emperyalistlerde yeni plandemi hazırlığı

Gerçek yüzünü sahte Covid19 (Corona) pandemisinde gösteren, dünya kaynaklarının küresel emperyalistlerin küresel kimya şirketlerine aktaran Dünya Sağlık Örgütü adlı küresel terör örgütü yeni bir plamdemi sergilemeye hazırlanıyor..

Dünyadaki öldürücülük oranı en düşük olan ve onbinlerce yıldır yeryüzünde varlığını sürdüren Corona adlı virüsten Sars, ve Mers’ten sonra Covid19 adıyla üçüncü kez sahte salgın üreten; insanları ne olduğu bilinmeyen kimyasalları kullanmaya yönetimler eliyle zorunlu kılan küresel kimyasal terör örgütü DSÖ şimdilerde “Hastalık X” adıyla gizemli bir hastalıkla insanları korkutma çalışmalarına başladı..

DSÖ, Covid19’dan sonra insanları korkutacağı “Hastalık X” ile ilgili çalışmalara daha Covid plandemisi döneminde başlamış..

DSÖ’nın tıp uzmanı olmayan Genel Direktörü Tedros Ghebreyesus’un açıklamalarına göre, gizemli bir hava ile gündeme getirilen Hastalık X ile ilgili çalışmalar 2021 yılında başlamış..

Tedros efendiye göre, Korona’ya göre 20 kat daha ölümcülmüş!..

Koronanın ölümcüllük oranı onbinlerde iki idi, varın “Hastalık X”in ölümcüllük oranını siz hesap edin..

Tabi bu oranları bir de grip ve kanser virüslerinin öldürücülük oranlarıyla karşılaştırmayı da ihmal etmeyin..

DSÖ denen küresel kimyasal kartellerinin sözcüsünün insanları nasıl aldattığını, ölümle nasıl korkuttuğunu net biçimde göreceksiniz..

Tedros efendi, Corona plandemisinde, insanların oyunun farkında olması nedeniyle devletlerin yöneticilerinin tüm zorlamalarına direnerek, plandemiyi bitirmesinden aldığı dersle, tüm devletleri şimdiden pandemi anlaşması imzalamaya, sahte pandemilerde tüm yetkiyi DSÖ adlı kimyasal terör örgütüne bırakmalarını istiyor..

Demedi demeyin, çok yakında bizdeki televizyonlarda, gazetelerde ve sosyal medyada “Hastalık X”ten kaç kişinin öldüğü, X’in ne denli öldürücü olduğu anlatan, devleti DSÖ’nün talimatlarına uymaya çağıran haberler görmeye başlayacağız..

Tabii, bunların sonundaki tek hesap, gelsin yasaklar, gelsin zorla kimyasal zerkleri, gelsin dünya halklarının kaynaklarının küresel emperyalistlerin cebine hortumlanması..

Bu kez yemezler mister Tedros efendi..

Önceki sahte pandeminizde de gerçekleri anlatmıştık, yeni sahte pandeminizde de anlatırız…

DSÖ’nün plandemilerinden, sahte pamdemilerinden korkan Tedros gibi yalancı olsun…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP