Ah şu kadınlar (1)

Ah şu kadınlar (1)

ABONE OL
17 Ocak 2024 11:43
Ah şu kadınlar (1)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Selma ERDAL

Adem’le Havva’dan beri süren bir kavgadır bu; hep kadınlar üzerine tartışmalar yaratmak, onları biçimlendirip, istenilen kalıba sokmak, onu küçümsemek ya da başarılarını, ürettiklerini yok saymak, özellikle de önüne engeller kurup, koşmak şöyle dursun, yürürken bile ayağına çelme takmak…

Oysa kadın; sen varlığınla, kimliğinle, kişiliğinle özgüveninle attıkça adım dünya daha güzel, güvenli ve yaşanılır, ama bu gerçekleri görmeyen, görmek istemeyen o kadar çok adam (işin gerçeği odun demek geliyor içimden) var ki…

Çünkü bilim ya da sanat dünyasında akıllıdan, bilgeden saydıklarımızın arasında bile senin aklını sorgulayanlar, yaratıcılığını yargılayanlar, “Hadi canım sen de!… Kadınlar arasından ünlü ressam ya da besteci çıkıyor mu ki?” diye saçma sapan sorular türetenler var ki… Üstelik de bu sorularını kayıt altına bile almışlar şu çok bilinen LÜZUMSUZ BİLGİLER ANSİKLOPEDİ’sinde ve biz de daldıkça kitapların arasına, neler çıkıyor karşımıza ne yazık ki…

Picasso’ya ilham veren; Türkçesi ile onun esin kaynağı, sevdiği kadın GALA idi. Yine Dali’nin; deli mi yoksa dahi mi olduğu sürekli tartışıldı. George Sand adlı yazar; erkek değil, kadındı, kendini erkeklerin egemenliği altındaki yazın dünyasında onaylatmak için “erkek adı” kullanıyordu.

Fransız yazar Colette; yeteneksiz kocasının zorlamasıyla romanlar yazar, kocası kendi adıyla bastırırdı, sonrasında Colette dava açtı, el yazmalarını kanıt olarak mahkemeye sunup, yaşadığı dönemde çok ses getiren kitapları kendisinin yazdığını tescil ettirdi.

Ve ünlü yontu ustası (ya da eskilerin dediği gibi heykeltraş) Rodin’in; yapıtlarının ilhamını, sevgilisi Camille Claudel’den aldığı söylendi.

Kuşkusuz özgür bırakılmış beyinler/kişilikler yaratıcıdır. Buna karşın kadınlar hangi yüzyılda özgür bırakıldı ki?…

Günümüzde bile “eşit işe, eşit ücret” ilkesi yasalarda kayıt altında olsa da, tam olarak yaşama geçirilmezken… Çocuk doğuracağı gerekçesiyle işe alınmada; kadın, erkeğin gerisinde bırakılırken… Ortaçağ’dan beri “akıllı kadınları yok etmek amacıyla” cadı avına çıkılırken ki günümüzde de cadı avları; “yakılma” eylemiyle değil, genellikle “toplumsal yargılama” biçiminde uygulanmaktadır.

Ve başarılı bir kadın “beynini değil, bedenini kullanmıştır” önyargısıyla damgalanırken…

Bu bağlamda yaşanılan olumsuzluklar üzerinden pek çok sorular sorulabilir, önemli olan bu soruların sorulmasını sonlandırmak ve kadınların başarısını, üretkenliğini, gelişimini engelleyen çıkmaz sokaklardaki duvarları yıkmaktır.

Kadınlardan neden ünlü ressam ve besteci yok sorusunu ciddiye alıp da açıklama yapan psikolog ve araştırmacılara göre de işin sırrı beynin sağ ve sol yarımküresindeymiş. Her iki yarımküre değişik işlevlere kumanda ettikleri gibi cinsiyete göre erkekler SAĞ, kadınlar ise SOL yarımkürelerini daha çok kullanıyorlar.

Buna göre; kadınların daha çok kullandıkları varsayılan SOL yarımkürede konuşma ve iletişim merkezleri bulunmaktadır.  İşte burada şöyle bir soru yöneltirsek…

– Neden lafazanlar, laf cambazları ve “talk Show” diye tanımlanan lafebeliği işini Cem Yılmaz, Beyaz, Mehmet Ali Erbil ve daha niceleri yapmaktalar?… Neden kadınlar değil?… Değil mi keramet SOL yarımküredeymiş?… Bu durumda, bu adamlar kadın beyinli mi?…

  1. yüzyılda kadının özgürlük alanı “bunca çağdaşlığa, özgürlüğe ve demokratik değerlerin yaygınlaşmasına karşın” dar kaldıkça /daraltıldıkça; bu gidişle belki de kadın değil SAĞ, kullanmakta olduğu SOL yarımküresini bile “kullanamıyor” diye yaftalanacaktır. Acaba nereye kadar?…

Son yıllarda sıklıkla tartışılan; erkek türünün giderek ortadan kalkacağı ve kadının tek cinsiyet olarak egemenliğini kuracağı günlere kadar mı?…

Bu bağlamda bir de SOLAKLIK tartışmaları yapılır ve denir ki kadın ya da erkek solakların da SAĞ yarımküresi işlevseldir.

Eğer çocuklar küçükken SOL ellerine öncelik verdiklerinde engellenmeseler, insanların çoğu solak olsa, dolayısıyla çoğunluk (kadın- erkek ayrımı yapılmaksızın) SAĞ yarımküresini kullanıyor olsa, bu durumda ünlü ressamların, bestecilerin çoğunluğu cinsiyetine göre mi yoksa SAĞ yarımküresine göre mi sınıflandırılacak, nasıl bir sayma işlemi yapılacaktır?…

Yine bir başka örnek olarak; zeka gelişimini tamamlayamamış, özürlü bireylerin genele yakın çoğunluğunun da SOLAK olduğu gerçeğinden yola çıkarsak, bunların SOL el ile SAĞ yarımküre ilişkilendirmesi nasıl yapılacaktır?…

Ve…

Bir sonraki yazımızda “erkek beyni kadınınkinden büyük müdür?” sorusunu irdeleyeceğiz değerli okurlar…

Çünkü her geçen günle birlikte artıyor kadına yönelik saldırılar; yalnızca bedenine değil, benliğine de yönelik…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP