Düğme yanlış iliklenirse…/1

Düğme yanlış iliklenirse…/1

ABONE OL
4 Ekim 2023 19:03
Düğme yanlış iliklenirse…/1
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Halk arasında sıkça kullanılan “düğmeyi başta yanlış iliklemek” deyimi, kanımca “en çok” bize uyuyor! Ülkemizde “yanlış ilikleme” olgusu öyle bir kalıtsallaştı ki; “yanlıştan” beslenen bir katman oluştuğu gibi, “yanlışı” değiştirmeye ant içenler de hep alan dışına itelendi! Bölen/ hayın/ aşırı/ radikal bilindi! Başka türlü de, üç yanı denizlerle çevrili, toprakları verimli, emekçileri çalışkan bir ülkenin yurttaşları “açlıkla/ şiddetle/ doyumsuzlukla/ kaygılarla” sınanamazdı!

“Ekonomik özgürlük olmadan, başka özgürlüklerden söz edilemez” sözünü sıkça yineliyorum, bundan sonra da yinelemeyi sürdürecek gibiyim! “Ekonomik özgürlük” konusunda “iyileştirici” adımlar atmadan çiftçiden emekliye, eğitimden sağlığa, şiddetten zamlara, sokaktan şatafata değin “düğmenin yanlış iliklendiğini” ya görmezden gelinsin diye çabalıyorlar, ya da halkı oyalamak adına bir şeyler yapmış gibi davranarak “asıl” sistemin sürmesini istiyorlar; olanların “anlaşılan” anlamı bu!

***

“İktidarı” konuşmuyorum! “Muhalefet” ya da sokaktan yükselen sesler ne olursa/ olsun dinleyen yok! “İktidar” birazcık “eşduyulu” olabilseydi, birazcık yaşananların verdiği acıyı “iyileştirici” çalışmalar yapmak isteseydi balta emeklinin durumu böyle mi olurdu? “Kira bedelini” karşılamayan aylıkla “kimseyi enflasyon altında ezdirmedik/ ezdirmeyeceğiz” der miydi; demezdi!

Onun için de “iktidarı”, “iktidarın” yaptıklarını yazmaktan daha çok “muhalefet”, sivil toplum örgütleri “zamansal” olarak ne yapıyor, yaptıklarında ne denli “başarılı” olmayı istiyor, sorunları çözmede “düğme ilikleme” konusunda ilkeli bir duruş sergiliyor mu, yoksa Nasrettin Hoca’nın “dostlar alış/ verişte görsün” sözünün benzeri “amaç varlığımız unutulmasın” mı denmek isteniyor? Bunlar üzerinde duracağım!

***

Politikada, son yüzyıllık sürecin içinde, büyükbabadan toruna geçen “bulunmaz şansla” günümüzde “kadrolu vekil” olarak da tanımlanan Faik Öztrak, kanımca yukarıda anlattıklarıma “en çok” uyan isim! Hiçbir gelişmeyi, hiçbir olayı “boş” geçmiyor! Kınanacaksa kınıyor, tepki gösterilecekse tepki gösteriyor, bir de “tüm bunların hesabını soracağız, hiçbirini yanlarına bırakmayacağız, halkımız bu konuda bize güvensin” diyor!

Aynı kişiden, birbirinin aynı/ klişe sözleri her gün olmasa bile, haftada üç/beş duymamıza karşın, ne “bir tanesinin” hesabını sorduklarını, ne yapanın yanında kalmadığını, ne de halka verdikleri sözleri yerine getirdiklerini gördük! Madımak için de yanı sözleri söylediğini düşünüyorum! Yüzyılın yıkımı için de, bombaların ard-arda patladığı/can kayıplarının yaşandığı olaylar için de, halkın alım gücü için de, artan şiddet olayları için de, yurtsuz kalan öğrenciler için de, tarımda yaşanan geç açıklanan taban fiyatı için de, Pazar atıklarını toplayan yurttaş için de…

***

Belirttiğim gibi, yalnız konuşuldu! Çözüm üretilmede yol alındı mı, yapılan konuşmalar yerini buldu mu, yurttaşın yarasını sardı mı? Uzun yıllar sonra “bana bir tane gösterin” desem zorlanacağınızı biliyorum! Ortada bir şey yok! Tüm zamanı konuşmakla, yurttaşın kaygılarını yinelemekle geçirmişler!

Yerelde durum bundan “ayrı” değil! “Düğmeyi yanlış ilikleyip” doğru yaptığı konusunda ısrar edenlerin elinde sivil toplum örgütleri! Konuşmuş olmak için ortada gezen bir sürü söz… Şiddet konusunda bildikleri birkaçını yinelemekle ödevlerini yerine getiriyorlar sanki… 031023

Sürecek

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP