News
Oktay EROL
Sosyal medyada gezinen, birçok kişinin de izlediği videodan biri… İki kadın, sokak röportajında konuşuyor! Bu güne değin AKP’ye oy vermesine karşın mayıs seçimlerinin ilkinde “millet ittifakına” oyunu vermiş, ikincisinde “yine yaparsa bu hükümet yapar” diyerek “cumhur ittifakının” adayını desteklemiş! Bugün yaşadıklarını anlatırken de “bizi enflasyon altında ezdirmeyeceğini söyledi, sıkıntıların çözüleceğinin sözünü verdi, pazara her hafta gidemeyecek kadar yoksullaştım, gramla sebze/ meyve alıyorum, vermez olsaydım” diyerek yakınıyor!
Şimdi bir seçim olsa ne yapacağı sorulduğunda da “ikisine de vermem, ikisi de bana umut vermiyor, ikisinden de uzak dururum” diye yanıt veriyor!
Buradan şunu çıkarıyorum: yurttaş “iktidardan” hoşnut değil, “iktidarın” alım gücünü artıracağına/ dargelirliyi sevindireceğine, yaşamı rahatlatacağına güveni yitmiş de; “muhalefet” için de aynı kaygıları var, bugün görülen/ bilinen yanıyla “muhalefetin” yaşanan sorunları çözeceğine inanmıyor!
***
CHP’nin “ön koltuklarında” her dönem yer bulan, yaşamının uzun yıllarında “hep” vekil olma “başarısını” gösterenlere kalırsa(!) “hiç de” öyle değil! “İktidar” nasıl, beceriksizliklerini/ yanlışlarını “muhalefeti” ya da “dış güçleri” göstererek “tepkiden” kurtulmaya çalışıyorsa, “muhalefet” de yirmiiki yıldır “iktidarın” en korunaksız kaldığı süreçte bile/ sorunları “doğru” saptayamadığını/ anlatamadığını unutarak “umut” olduğunu yinelemeyi sürdürüyor!
Yıllardır açıklamalarını duyduğumuz bir CHP’li sözcü, “25 milyon oyu 30 milyona/ 35 milyona çıkartacağız, yerel seçimlerinde tarih yazacağız” diyor! İnsanların “aklı olmasa da” inansa! Aslında kendinin bile buna inanmadığı apaçık ortada! Daha kaç gün oldu ki, Temel Karamollaoğlu “yirmibeşin yedisi bizim” dedi; en küçük bir tepki veren oldu mu? Ayrıca Ali Babacan’a onlarca vekil verildi, Babacan “anamızın ak sütü gibi hak ettik” dedi, bir kişi çıkıp da “CHP seçmenin oyuyla seçildiniz, güçlü olduğunuzu ileri sürdüğünüz kentlerde yoksunuz” dedi mi? “25/30, 30/ 35” olacakmış! Aklı olan inansın haydi?
***
Sokak röportajında konuşan kadın en doğrusunu, en gerçekçi olanı söylüyor; şu anki “iktidar” da, şu an ki “muhalefet” de umut vermediği gibi, yurttaşın “istencinin” sandıkta birleşmesinin bir anlamı olmadığını, seçilenin de/ seçilemeyenin de “yapışık koltuklarından” ayrılmak gibi bir düşüncelerinin bulunmadığını, büyüyen yoksulluğu çözmek gibi bir “çaba” göstermediklerini biliyor!
Altı ay sonra yerel seçimler var! Emeklinin, asgari ücretlinin, dar gelirlinin altı aydan bu yana nasıl yaşamlarını sürdürdüklerini, temel gereksinmelerini basıl karşıladıklarını, “iktidarın” çözmek gibi bir uğraşının olmadığı “fahiş fiyatlara” karşı nasıl ayakta kaldıklarını umursamayanların; üç/ beş ay sonra yapacakları asgari ücret/ emekli aylıkları konusunda “bayramlık” gülücükler atıyorlar, açlık sınırı altında olanları sevindirecek gelişmeler olacak diye algı politikası yapıyorlar!
Sokak ne “iktidarın” dediklerine, ne de “muhalefetin” utangaç örtülü çıkışlarına inanmıyor! Yeni/ bohçaları kirlenmemiş isimlerden; daha somut, daha elle tutulur, daha inandırıcı çıkış bekliyor! Yurttaşın önünde “sandığı ret etme hakkı” duruyor; unutmayın!
160823
EKONOMİ
1 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
6 gün önceEKONOMİ
9 gün önceEKONOMİ
14 gün önceDÜNYA
14 gün önce
