Ne afişmiş be…

Ne afişmiş be…

ABONE OL
4 Mayıs 2023 10:29
Ne afişmiş be…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oktay EROL

Böyle olacağını baştan bu yana söylüyoruz! Diyoruz ki; siyasi partilerin başında olanların/ sözcülerinin söyledikleri “her şey” toplumu etkiliyor! Kucaklayıcı/ barışçı yaklaşımı “toplumsal barışı”, nefret/ kin/ düşmanlık/ tehdit içeren konuşmaları “ayrıştırmayı” getiriyor! “İktidarın” başının da, “muhalefetin” başının da kullandıkları “dile” özen göstermesi gerektiğini vurguluyorduk!

Son yıllarda öylesine bir “kazanma hırsı” oluştu ki; “iktidarın” yanında durmayan, dediklerini doğru saymayan, yeri geldiğinde tepki gösteren, soran/ sorgulayan herkes “suçlu/ hayın/ yurtsevmez/ çapulcu/ sürtük” sayıldı! Oysa “aynı yurttaş”, en çok oyu vererek bu “iktidara” yeniden görev verdi! Güven vermeyen “muhalefetin” ülkeyi yönetmesini istemedi!

“İktidarın” sözcülerinin “tehdit” içeren sözleri belli ki artık yerelde de sıkça duyulacak! Belli ki yerelde de “ayağını denk al, misliyle karşılığını vereceğiz, bunları birer birer not ediyoruz” sözleri duyacağız!

***

“İktidar” partilerinin bir araya geldiği “Cumhur İttifakı Partileri Toplantısı” yapılmış geçtiğimiz günlerde. Basına yansıyan haberlere göre, AKP İl Başkanı konuşmasında, belediyenin “seçim kuruluna bildirdiği yasal reklam alanları” dışına afiş astığını, ayrıca Cumhur İttifakı’nın afişlerine zarar verildiğini söylemiş! Bunlar karşılıklı konuşularak ya da “kimin/ nasıl yaptığının” kanıtı varsa söylenerek çözüm yolları aranması gereken konular!

Örneğin, “seçim kuruluna bildirilen yasal reklam alanları” denilince; “iktidarın” hiç düşünme gereği duymadan kamu yapılarına/ camilere astığı, buna karşın hiçbir görsel sakıncası olmayan yerde asılı Kemal Kılıçdaroğlu’nun posterinin belediye görevlilerince nasıl indirildiğini anımsadım! Tamamen kirlilik!

Ancak, “afişlerine zarar verme” konusu başlı başına sorun! Kim yaptıysa, nerede olursa olsun hoş değil! Aslında bana kalsa tüm billboardları ortadan kaldırırım; hiç de önemi yok; çevre kirliği… Oraya yapılacak harcamayı yerel basına ayırırım, “toplumun gözü/ kulağı” diye adlandırılan basın çalışanlarının yaşam düzeyinin yükselmesini sağlarım. En önemlisi de, seçimin hemen ardından kent içinde “afiş çöplüğü” oluşmasını önlemiş olurum! Ama dinleyen olmaz; biliyorum!

***

Bakın iş nerelere geliyor? Siyasi partiler, seçmenin “doymasını” sağlamak yerine gözlerini boyamak için geliştirildikleri “afiş billboardları” için tartışıyor, birbirini tehdit ediyor, diyor ki: “CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanına ve bileşenlerine söylüyorum; aklınızı başınıza alın, sabrımızı zorlamayın. Bugün bu saatten sonra tek bir afiş yırtılırsa, sökülürse müsebbibi sizsiniz, bunun misli ile karşılığını vereceğiz!”

Şunu biliyoruz: bir Adanalı olarak “iktidarın” ya da “muhalefetin” başında olanlarla beş yılda “iki kez” yan yana gelmesek de, yerelde konuşanlarla kentin her hangi bir yerinde yüz yüze gelme olasılığımız çok yüksek! Aynı kentte yaşıyoruz, aynı kentin sorunlarını paylaşıyoruz, daha geçtiğimiz aylarda yaşanan yüz yılın yıkımında aynı kaygılardan dolayı yaşadığımız evlerden günlerce uzak kaldık!

Cumhurbaşkanlığı ile milletvekilliği seçimlerine giderken “iktidar” sözcülerinden daha çok, AKP İl Başkanı’nın sözleri hoş gelmedi bana! Adanalıyı, Adanalıdan iyi bilen olmaz!

030523

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP