Mutluluk muhabbetleri

Mutluluk muhabbetleri

ABONE OL
25 Şubat 2023 09:45
Mutluluk muhabbetleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Selma ERDAL

Diyorlar ki çok bilenler, çok düşünenler, çok araştırıp, çok eleştirenler; 2002’den beri ülkenin ne uluslararası saygınlığı, ne komşu ülkelerle ilişkilerinde, ne de ülke içinde barışçıl koşullar kalmadı. Herkes “sözde” dindar. Ama herkes birbirine kindar.

Ülkenin kaynakları yabana pazarlandı, hesap soran halk azarlandı. Ergenekoncu dendi düşünen beyinler Silivri’den, kara toprağa yollandı. Sıra geldi; “bedelli” ödeyemeyenin bedenine… Önceleri kimsecikler akıl, sır erdiremedi nedenine… Proteinden, vitaminden, sağlıklı beslenmeden uzak kalsa da, fosfatlı ekmeklerle, GDO’lu besinlerle beyni dumura uğratılsa da canı yanan, yüreği kanayan halk sonunda uyandı mı? …

Ülke olunca kan, revan; işte o zaman sormak geldi mi aklına, usuna “Be hey ortalığı karıştırıp duran dünya egemenleri; nedir senin davan? … Ne istiyorsun genç fidanlarımdan?” diye? …

Boşuna heveslenme kimseler sorup, sorgulamadı ve sorgulamak şöyle dursun, bir de ne görelim; TÜİK’in 20 Şubat 2019 günü basına yansıyan verilerine göre geçmiş yıllarda olduğu gibi 2019 yılında da yine bu ülkede yaşayan HALK ÇOK MUTLU imiş.

Ne de olsa evlatları; şehitlik mertebesiyle cennetin baş köşesinde, peygamber efendilerinin gölgesinde… Karnı açlıktan gurulduyor, ama midesinin sesi müzik gibi geliyor kulaklarına… İşsizlikten, aşsızlıktan, doğal olarak da aşksızlıktan imanı gevriyor. Demek ki çok mazoşist bir halkız ki acı çekmek bizlere iyi geliyor, bizlere mutluluk veriyor. Bu gidişle her yıl açıklanacak olan mutluluk araştırmalarının sonuçlarında; “dertleri zevk edindik” ama mutluyuz diye şarkılar söyleyen bir halkın tanımlaması yapılacak.

Bu durumda Hollandalı düşünür Desiderus Erasmus’un sözleriyle muhabbetimizi sürdürelim. Ne demiş Erasmus?…

-Körlerin ülkesinde, tek gözlü insan KRAL olur.

Bizimkiler ne demiş?…

-Koyunun olmadığı yerde, KEÇİ’ye ABDURRAHMAN ÇELEBİ derler.

Rumeli Balkan kökenliler ne der?…

-Ne ka ekmek, o ka köfte…

Bulduğuyla yetinen, başkaldırmayan, olumlu-olumsuz başına ne geldiyse ve yaşadıkları karşısında her an Tanrısı’na teşekkür eden Türk halkı; günümüz koşullarında yine de mutluysa, bizce hiç sorun yok.

Öyleyse herkesi kendisiyle baş, başa bırakalım; mutluluk duygularının tadını çıkaradursun…

Mutlu oldukça da oğullarına böylesine güzel adlar koysun; örneğin Osman gibi, Bekir gibi ve Ebubekir gibi…

Kızlarına da örneğin; Keslana… Kulakta nasıl da melodik bir ses bırakıyor bir kez söyleyip, duysanıza…

Gelelim mi anlamlarına; bakalım anlamlarını öğrenince de mutluluk duyguları saçılacak mı her yana?…

Bekir; “deve yavrusu” demekmiş. Ebubekir de “deve yavrusunun babası” demekmiş.

Osman adı da oldukça fiyakalı; “ejderha yavrusu” demekmiş anlamı…

Ve şu melodik söylemli Keslana sözünün anlamına gelince; bildiğiniz “tembel” demekmiş.

En önemlisi de Satı ve Satılmış adlarının anlamı da; “ermişlere adanmış çocuk” demekmiş. Herkes adıyla müsemma; sağlıkla çok yaşaya… Dolayısıyla böyle anlamlı adları taşıyanlar da oldukça mutlu yaşayıp gitsinler ülkemiz hattında…

Ve kediler…

En çok sevdiğiniz, bağrınıza basıp, çocuğunuz gibi gördüğünüz, aslan soyundan ve birazcık da onu huyundan gelen ve çoğunuzu çok mutlu eden o küçük hayvancık…

Hep dört ayak üstüne düşermiş ya, elbette ki omurgasının yapısı çok etkiliymiş bunda…Ve patilerini hızla bastığında yere, kemiklerinden bir salgı yayılırmış ve hasta birisi de onu göğsüne sarıp, kucakladığında ki o kişinin iyi olmasına etki edermiş kedinin bedeninden insana geçen bu kimyasal etkileşim… Bu kediciklerinizin iyi, hoş, sevimli ve yararlı yanı… Ama bir başka etkileşimi de varmış ki insan-kedi ilişkisinin; kaynatıyor insanın beynini ve kanını… Şöyle ki…

Toxoplasma denilen tek hücreli ve tehlikeli virüs gibi bir parazit; farenin beyninde bulunurmuş. Bu parazit beynine girdiyse farenin, kedinin kokusunu almazmış, kediye sokulurmuş fare… Kedi de onu bir güzel yiyince; işte bu toxoplasma kedinin beynine taşınırmış, kira vermeden orada yaşarmış. Dolayısıyla da kediyi kontrol edermiş. Beyninde bu parazit olan kedi; hırçınlaşırmış, yerlerde yatar, yuvarlanırmış ve saldırganlaşırmış. Eğer kedinizin beynini ele geçirdiyse bu asalak; siz kedinizi sevip, ona sarıldıkça, kediden hop sıçrarmış insanın bedenine, hemen yerleşirmiş beynine…

Sonrası; işte sonrası oldukça tehlikeli… Çünkü beynine toxoplasma yerleşen birisi; trafik kazası yaparmış, dengesiz davranışlarda bulunurmuş, sağlıklı kararlar alamazmış ve ölüm yolculuğuna bile hızlıca çıkabilirmiş.

Araştırmacıların bulgularına göre; ne yazık ki insanların yüzde 30’unun beynini ele geçirmiş towoplaşma…

Üstelik bu konular son yapılan araştırmalar, son elde edilen bulguların sonucunda ortaya çıkan bilgiler. İşte böylesi asalakların, parazitlerin insan beynini ele geçirmesi durumunda da, yine de mutlu olabilecek miyiz acaba?… Yoksa ele geçirdikleri için mi halkımız kendini mutlu sanıyor?… Bilemiyoruz.

Ne yazık ki…

Yaşadığımız Şubat 2023 günlerinde; elbette ki yapılamadı mutluluk üzerine araştırmalar… Çünkü deprem afetinde yitirilen canlar için yanıp, yakılırken yürekler; kim mutluluktan yana güzel sözler söyler, nasıl hoş duygular duyumsar?… Kuşkusuz kötü yüreklilerin dışında hiç kimse!…

Yine de tüm içtenliğimizle dileyelim ki ülkemiz ve ulusumuz ulaşsın sağlığa, esenliğe… Ve mutluluk hiç eksilmesin yüreklerden, elemler, kederler dağılsın gitsin tez günde!…

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP