Bir yıl daha tükenirken

Bir yıl daha tükenirken

ABONE OL
27 Aralık 2022 11:52
Bir yıl daha tükenirken
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Selma ERDAL

Herkes yakınıyor, eleştiriyor, kimse mutlu olmadığını söylüyor bu ülkede… Ve hep birilerinin eyleme geçmesini istiyorlar, bekliyorlar, neden yapmıyorsun, neden konuşmuyorsun ya da neden yazmıyorsun diyerek başkalarını kışkırtıyorlar.

Değil mi ki bu kadar sıkılıyorsun düzenden, yakınıyorsun seni üzenden; sen neden tepkini göstermiyorsun?… Neden başkalarının kendilerini ateşe atmasını bekliyorsun ya da istiyorsun? Var mı öyle “armut piş, ağzıma düş” kolaycılığı?…

Böylesi yaklaşımlarda bulunan kadın ya da erkekleri gördükçe; usuma düşüyor Nasreddin Hoca, Timurleng ve canı sıkılan fil öyküsü… Gülüyorum ve diyorum ki siz, çoğunuz; hoşnutsunuz bu düzenden, neden ikiyüzlülük yapıyorsunuz?…

Bu nedenle, kimseciklerle ne siyaset, ne de ülke olmuş birilerine ziyafet diye söze başladıklarında… Onlarla konuşmuyorum, onları dinlemiyorum. Sömürgeci İngiltere’de geçmişte başbakanlık yapmış olan Winston Churchill’in sözleriyle onlara yanıt veriyorum ve “her halk layık olduğu rejimle yönetilir” diyerek, gülüp geçiyorum.

Ve biliyorum, cümleten mutluyuz, hem de çok…

Çünkü…

Yarı aç, yarı tok olsa da karnımız

Sağlığımız yerinde ya; mutluyuz!…

Çeşmeden akmasa da suyumuz

Şükür kurumadı kuyumuz!…

Çamur, balçık olsa da yolumuz

Kesmiyor ya çapulcu; mutluyuz!…

Tarhana, soğan, ekmek aşımız

Yavuklumuz cilveleşti mi

Kolay, kolay çatılmaz kaşımız…

Yersarsıntısı, sel baskını, orman yangını

Yine de sağ kaldı başımız

Girmedikçe toprağa; mutluyuz!…

1950’lerden beri, ayağı kaydırılan… Ve iç ya da dış hırsızlara, soygunculara, sömürgenlere peşkeş çekilen bir ülke… Acaba kim borçluyuz bu durumları ve de günümüzde yaşadıklarımızı?… Elbette ki Menderes’e…

Çünkü Amerika’ya ülkenin kapılarını açan… Onunla fingirdeşmeye başlayan ilk başbakandır kendisi ve ardından diğerleri geldi; Demirel, Özal, Çiller… Dolayısıyla kızmayınız AKBAŞKAN’a… En azından kendisi “van munut” dedi İsrail ve arkasındaki Amerika’ya…

Woody ALLEN’ın Kahire’nin Mor Gülü filminde; filmin sinemaya düşkün kadın kahramanına, her gece izlemeye gittiği filmin başoyuncusu sinema perdesinden çıkarak gelir kızın yanına… Bu filmin acemice taklidi; Müjde Ar’ın “AH BELİNDA!” filmidir anımsanacağı gibi…

Tıpkısının aynısı; bizde de hırsızlar her an, her yerde… Gerçek ya da sanal fark etmez; her an, her ortamda uzatır hırsız elini, çalar ne varsa… Bu nedenle uzak durmak gerek televizyonlardan da… Kuşkusuz TV yansılarından uzanacak el olmasa da uzanacak dil; çalar değerlerini, tüm değer yargılarını tozumaya uğratır ve aptal eder düşünce yoksulu herkesi, fosfatlı aptal ekmeği yemekten beyin mağduru olmuş her kim varsa…

Ve onların kullanacağı oylarla bu düzen sürer gider sonsuza…

Bu nedenle televizyondan çok sarılın kitaplara… Okuyun!… Tarih okuyun, siyaset okuyun, roman okuyun, şiir okuyun. Ama televizyondan uzak durun!… Okudukça; karşılaştırma kavramını, okudukça sentez-analiz yapmasını öğrenirsiniz. Size dayatılanlara körü, körüne inanmak yerine, düşünerek ne yapacağınıza karar verirsiniz.

İşte birkaç güne kalmaz, yeni bir yıl oturacak soframıza… Ben geldim diyecek aydınlık geçinenlerimize de softalarımıza da…Yeter ki gelen, gideni aratmasın…Aman 2023 yılı da yaşamlarımızı karartmasın.

Ve bir yıl daha tükenirken yaşam denilen uzamda…

Ki bizler; sıradan ölümlüler, ölmeden birazcık gülelim isteriz.

Ülkemizde barış, kardeşlik, mutluluk, gönenç egemen olsun isteriz.

Ve isteriz ki kadınlar ölmesin, çocuklar örselenmesin, herkes birbirine güvensin; sözcüklere takılmayalım, önemli olan duygularımız, ulusal birlik ya da milletçe beraberlik, önemli olan bölünmez bütünlük gerçekleşsin isteriz!

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP