İnsan  ne için yaşar?

İnsan  ne için yaşar?

ABONE OL
5 Eylül 2022 13:39
İnsan  ne için yaşar?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Selma ERDAL

“İnsan ne ile yaşar?” sorusunu TOLSTOY sormuş, kendi sorusunu yine kendisi yanıtlamış ve demiş ki; insan sevgi ile yaşar. Çünkü Tolstoy; insana özgü en yüce değer olarak görmüş SEVGİ duygusunu ve bu duyguyla Tanrısal Sevgi’ye de ulaşılacağını ileri sürmüş. Ve şöyle sürdürmüş sözlerini:

-Her ne kadar insanlara hayatta kalmalarının sebebi kendi çabalarıymış gibi gözükse de hakikatte onları yaşatan, sadece sevgidir. Kim yüreğinde sevgi taşırsa, o sevgi Tanrı’dandır ve Tanrı o kişinin yüreğindedir, çünkü varlığın sebebi sevgidir.

Tolstoy’un bu insanca sorusundan esinlenerek, bununla birlikte günümüz yaşam biçiminden de etkilenerek ben de bir soru sormak istiyorum:

-İnsan ne için yaşar?

Kuşkusuz bizden öncekilere sorulsaydı bu soru, örneğin; ana-babalarımıza ve elbette ki onların değer yargılarıyla yetiştirilen bizlere, bu sorunun yanıtı kesinlikle; “İnsan onuru, şerefi, haysiyeti için yaşar” biçiminde verilirdi. Görülen, gözlenen odur ki günümüzde bütün bu kavramlar; insanlığın çöplüğüne atılmış, beş para etmez sayılmış şu yükselen değerler piyasasında… Her türlü bozulmanın, kirlenmenin, yozlaşmanın ve tozumanın yanı sıra, anlaşılan odur ki insanlar artık SEVGİ için değil, yalnızca SEVİŞMEK için yaşıyor; yarattığı son teknolojiyle donatılmış, şu hayvanat bahçesinde…

Oysa Tolstoy bir zamanlar nasıl da savunmuş en önemli, en öncelikli gereksinimimizin SEVGİ olduğunu insanca duygu ve düşünceleriyle… Ne yazık ki günümüzde insan; salt bedensel gereksinimlerini karşılamanın kaygısında, derdinde… Yalnızca bedensel gereksinimlerini karşılamak için yaşıyor; yiyor, içiyor, dışkılıyor ve sevişiyor. Doğadaki tüm hayvanlar gibi…

Ve en yakınında, en kolayında, elinin altında ne varsa; ona uzanıyor, ondan yararlanıyor; gerçekten de bir hayvan gibi… Üstelik insanın; düşünen bir hayvan olduğu tanımlaması da bu koşullar altında çoktan güme gitmiş. Çünkü insan artık düşünmeden yaşıyor; beynini değil, yalnızca bedenini kullanıyor, onun yönlendirmesiyle yaşıyor. Beyni işlevselliğini çoktan yitirmiş.

Ve bizler de, henüz tozumaya uğramamış benliklerimizle; onları düşünen varlıklardan sayarak, ÜLKE, ULUS, HUKUK, YURTTAŞLIK HAKLARI, KADIN, DOĞA, ÇEVRE ve ÇOCUK HAKLARI martavalları anlatarak, keyiflerine çomak sokuyoruz. Artık genel, geçer değerler bize; ensest mekan bir aile, ensest mekan bir ülke, ensest mekan bir dünya görünümü sunuyor, elbette ki insanlık nereye gidiyor kaygılarımız eşliğinde…

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP